Geçen gün bir video çıktı karşıma. Genç, eğitim sisteminden yakınıyordu ama zihnimde böyle yer etmesinin nedeni sonunda kurduğu cümleydi. Kuramıyoruz abi, hayal kuramıyoruz…
Öncelikle herkese merhaba. Belki biliyorsunuzdur, ben çok düz yazı yazmam. Belki de ne kadar yazarsam yazayım kendimi anlatamayacağımı, anlatsam dahi bir şeyi değiştirmeyeceğini düşünmemdendir. Ama bunları yazmazsam olmaz.
Geçen gün bir video çıktı karşıma. Her gün gördüklerimden biri, sokak röportajlarından biriydi. Genç, eğitim sisteminden yakınıyordu ama zihnimde böyle yer etmesinin nedeni sonunda kurduğu cümleydi. Kuramıyoruz abi, hayal kuramıyoruz…
Ümitsizliği daha iyi ne anlatabilir. Ne gelirse ona gideceğim diyor çocuk. Neden? Çünkü umudu yok. Umudu olmayan biri nasıl hayal kurabilir? Hayali olmayan biri ne bekleyebilir gelecekten.
Hani geçen yazımda söylemiştim. Gelecek belirsiz bir karadelik ama bizi yutmadan çıkabiliriz demiştim. Çıkamıyoruz. Sıkıştık kaldık. Kimisi günlük koşuşturmasından unutuyor ya da görmezden geliyor. Kimisi eski şarkılara, eski günlere hatta daha doğmadığı kadar eskiye özlem duyuyor. Sanki daha iyiymiş gibi geliyor. Hani bu çağa doğmasaydım da, dinozorların sırtından kaysaydım, ilk insan olsaydım ne bileyim bu çağa doğmasaydım. Burada başlamasaydı diyorsun, burası değilse neresi? Gitsen zaten gidemiyorsun ama gidebilsen bile gidemezsin gibi. Kimisi hayalsizliğin umutsuzluğunda boğuluyor, kimisi unutmak için kurduğu hayallerle gerçekten kopuyor.
Her Gençlik Bayramında gençler bizim geleceğimiz deyip onların geleceğini karartamazsınız. Böyle ikiyüzlü olamazsınız. Onlar için hiçbir şey yapmadan bir de üstüne sürekli suçlar tonda konuşurken size ne saygılı ne de sevgi dolu davranmalarını bekleyebilirsiniz. Saygı karşılıklıdır ve yaşa ya da mevkiye bağlı değildir.
Her 23 Nisan‘da çocuklar bizim geleceğimiz deyip süslü sözler söyleyip, Elmalı Davasında üç maymunu oynayamazsınız. Yalnızca göstermelik yaşayamazsınız, hayır. Hayır. Bugüne kadar güzel rol yapmışsınız ama bu son perde. Bitiverecek iki satır sonra yazılı şeyler.
Kuramıyoruz. Geleceğe dair bütün umutlarımızı tüketiyorsunuz. Ve gençliği bitirmek kendini bitirmek demektir. Gençlere yanından geçip gittiğiniz bir süs eşyası gibi davranamazsınız. Camdan olsa bile ruhlar, kırılınca kıranı keser. Bilirsiniz.
Lütfen artık kendi zamanınızdan bahsetmeyin.
Siz, sizin zamanınızda seçiminizi yaptınız. Ölmeye yattınız.
Artık bizim zamanımız. Bütün bu umutsuzluğun karanlığından sıyrılıp yaşamaya kalkacağız.