Herhangi bir dine mensup din adamları kesinlikle halka örnek olmalıdır. Özellikle de ülkemizde ve özellikle Anadolu coğrafyasında.
Neden özellikle Anadolu coğrafyası?
Çünkü eğitimsiz olanı kandırmak bir bebeği kandırmak kadar kolaydır. Ben herhangi bir topluluğa karşı ön yargılı değilim. Ben bunda insanların bir suçu olduğunu düşünmüyorum. Çünkü herkes ailesinden öyle görmüştür. Bugün benim dedem bile zamanında çalıştırılmak, ailesine yardım etmek için okulu bırakmak zorunda bırakılmış. Ha okuma yazması var mı? Var çünkü İzmir’de büyümüş. Ama bu herkes için geçerli değildir. O yüzden Anadolu coğrafyası. Bu onların suçu mu, KESİNLİKLE DEĞİL.
Peki, Din adamlarının burada ki yeri nedir?
Dinlerin zamanla hem yanlış aktarılması hem de korunmasında din adamlarının rolü en büyüktür. İnsanlar için ilahi bir inanış her zaman ön plandadır. İnsan her zaman bir şeye inanma gereği duymuştur. Göktürklerde bile zamanında liderliğin Tanrı’dan geldiğine inanırlardı.
Avrupa?
Ortaçağ Avrupa’sında Reform hareketlerinden önce bile “Papalık” makamı bir çok kraldan üstündü. Din adamlarından neredeyse herkes korkardı. Çünkü KRALLARA bile taçlarını takan Papa’ydı. Katolik Kilisesi para karşılığı cennetten arsalar satıyordu. İnsanlar Tanrı’dan korkmadığı kadar kiliseden ve Papa’dan korkuyordu. Katolik Kilisesi’nin aşırı zenginleşmesi ve yozlaşması, siyasetle daha fazla ilgilenmeye başlaması birçok din adamının tepkisini çekmiştir. Reform hareketleri ile halk uyanmıştır.
Peki aynısı Müslümanlık ve Türkiye için geçerli midir?
Gerçekten “Müslüman” bir adam herkese göre Kuran’da yazan bilgileri günümüz koşullarında, akıl süzgecinden geçirip yorumladıktan sonra davranışlarını ve yaşamını çıkarlarına göre değil, Kuran’a göre ayarlayan iyi ahlaklı, örnek alınacak bir insan olmalıdır. Neden mi? Dünden bugüne Doğu Anadolu ve Anadolu şehirlerden uzak kasabalarda örnek alınan tipler genelde öğretmenler ve imamlar olmuştur. Hatta bazı kasabalarda imamların başı çektiğini düşünüyorum. Çünkü o kasabalarda yaşayan insanların bir çoğunun okuma yazması olmuyor ve daha önce de söylediğim gibi okuyup araştırmayanı kandırması her zaman daha kolay olmuştur. Tıpkı Ortaçağ Avrupa’sı gibi. Rahmetli Prof. Dr. Yaşar Öztürk’e göre din paradan uzak görülmeli hatta diyor ki: “Sadece parası için din adamı olan bir adamın bile arkasında kılınan namaz hiç biri geçerli değildir.”
İslam’ın temel şartı kesinlikle namazdan önce okumaktır. Kuran’ın ilk emri bile “Oku.” diye geçer. Ama bugün bir çok siyasetçi dini ön planda tutup insanları sömürmektedir. Tıpkı Ortaçağ Avrupa’sı gibi. Belki de ülkemize de bir Reform hareketleri gerekmektedir. Tıpkı Ortaçağ Avrupa’sı gibi.
%99’u Müslüman olan bir ülkenin halkı; iyi yetiştirilmiş, aklın ve bilimin çerçevesinden bakabilen en önemlisi çevresine güven veren bir din adamını hak etmiyor mu? Her hafta Diyanet İşleri’nin Cuma hutbelerinde insanları kandırmadan, Atatürk ilkelerinden kopmadan hazırlayacakları hutbeler eminim ki ülkemizin bu zor günlerde cemaati daha da motive edecektir. Sizce de %99’u Müslüman olan bu ülke bunları hak etmiyor mu? İslamiyet bir medeniyet, bir yüksek kültür dinidir. Bence bizim insanımız bunu sonuna kadar hak ediyor.