Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli “Küresel ısınma ve iklim değişikliği kapımızda” dedi
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Küresel ısınma ve iklim değişikliği kapımızda. Kuraklığı hep birlikte yaşadık, kuraklıkla ilgili tedbirler aldık. Bu yıl 40 bin dekarın üzerinde alan sigortalandı. Kuraklığı artık geçici olarak düşünmememiz gerekiyor. Sigortaya biraz daha yönlenmemiz lazım” dedi.
Çorum’a gelen Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, ilk olarak valiliği ziyaret etti. Bakan Pakdemirli, daha sonra otelde düzenlenen Sektör Toplantısı’na katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Pakdemirli, “Pandemi artık bize, eskiden yaptığımız gibi işlerimizi devam ettirmememiz gerektiğini ifade ediyor. Dönüm başı, hektar başı verimlilikleri artırmamız gerekiyor. Son 20 yılda ürünlerde dekar başına yüzde 40 seviyesinde bir artış var.
Mısırda yüzde 112’lere varan bir artışımız var. Bunların hepsi Ar-Ge ve teknoloji ile oluyor. Pandemiden sonra bütün konuları gözden geçirmemiz gerekiyor. Türkiye yegane ayçiçeği üreticilerinden bir tanesi, yine kanola Türkiye toprakları için çok uygun. Kanola, dünyanın da en önemli yağlı ürünlerinden biri. Buğday ile çok kolay şekilde münavebe yapılabiliyor. Toprağı ıslah ediyor. Kuraklığa dayanıklı ve az su tüketiyor. Ülkemizin yağ ihtiyacını büyük oranda karşılama potansiyeli var. Hektar başına 204 liraya varan desteğimiz var. Yağ oranı yüzde 40-45 seviyelerindedir” dedi.
Küresel ısınma ve iklim değişikliğine dikkat çeken Bakan Pakdemirli, “Küresel ısınma ve iklim değişikliği kapımızda. Artık eskiden yaptığımız işleri yapmamamız lazım. Son 50 yılda sel ve kuraklık gibi afetlerin sayısı 5 misli arttı. İklim değişikliği nedeniyle de önümüzdeki 15-20 yılda tarımsal üretimde yüzde 15 ile 20 dolaylarında kayıp olacağı öngörülüyor. Kuraklığı hep birlikte yaşadık. Çorum’daki tarım alanları da kuraklıktan etkilendi. Kuraklıkla ilgili tedbirler aldık. Hububat ve baklagillerde dekarda başına 100 TL’ye varan destek, borçların ertelenmesi gibi ek tedbirler hayata geçirdik.
Bu yıl 40 bin dekarın üzerinde bir alan sigortalandı. Kuraklığı artık geçici olarak düşünmememiz gerekiyor. Sigortaya biraz daha yönlenmemiz lazım. 2020’de kuraklıkla ilgili devlet desteğini yüzde 60’tan 70’e çıkardık. Hasar ödeme oranlarını da yüzde 80’lere çıkardık. Suyun yüzde 75’ini tarımda kullanıyoruz. Su sıkıntısı yaşayan bir ülkeyiz. Cumhuriyet tarihinde AK Parti iktidarına kadar yapılan barajların toplamı 275, son 19 yılda da 600’ün üzerinde baraj yaptık. Son 3 yılda da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde 72 barajı bitirmek bize nasip oldu. Yaklaşık 41 milyar liralık yatırım yaptık. Yatırımlarımız artarak devam edecek” diye konuştu.
‘FİYAT ARTIŞLARIYLA İLGİLİ ONLARCA ÇALIŞMA YAPTIK’
Bakan Pakdemirli, pandemi ve küresel belirsizliklerden dolayı emtia fiyatlarında artış olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Petrol ve doğal gaz fiyatlarında artış var. Belki yüzde 100 ve 200’lere varan fiyat artışları söz konusu. Çiftçimizle ve üreticilerimizle bunları konuşacağız. Emtia fiyatlarındaki artış bugüne kadar çiftçimizi ve üretecimizi etkilememiş olsa da bundan sonra maliyetler açısından etkileyecektir. Burada alacağımız en önemli tedbir şu; son 3 yıldır çiftçimizin emeğini yerde bırakmadık. Alın terini boşa akıtmadık. Hep doğru fiyat politikaları, doğru alım politikaları ve doğru piyasalar oluşmasını sağlayarak, hem hububatta hem bakliyatta doğru fiyatlara ulaşması gayreti içerisinde olduk. Bunu da ekseriyetle başardık, diyebilirim.
Küresel ekonomik bir dalgalanmanın olduğu pandemi döneminde çiftçimizi üzmeden, moralini bozmadan, üretimde kalmasının gayreti içinde olduk. Hem üretici hem tüketici açısından gıda fiyat artışlarının çözümü için çalışmalar yapılması gerekiyor. Son derece artan fiyatlar, mutfaktaki enflasyonun da hem gelir anlamında hem de bunların sabitlenmesi anlamında çalışmalar yapılması gerekiyor. Fiyat artışları ile ilgili onlarca çalışma yaptık. Dünyadaki fiyat artışları ülkemize minimum yansımıştır. Bunun nedeni ise artırılan üretim, doğru alım politikaları ve doğru dış ticaret politikasıdır. Fiyat artışlarının minimum seviyede olması gayreti içinde olduk. Bunda da başarılı olduk.”
Gıda fiyatlarındaki artışla ilgili kısa vadeli çözümler ortaya koyduklarını kaydeden Bakan Pakdemirli, “Yapısal olarak en önemli değişimi sözleşmeli üretimde görüyorum. Sözleşmeli üretim Türkiye’nin de bildiği bir konudur. Gelişmiş ülkelerde yüzde 80-85 oranında sözleşmeli üretim olduğunu görüyoruz. Bizde bu oran yüzde 5 seviyesinde. Bizim çiftçimiz ve üreticimiz, ektiği ürünü kaç liraya satacağını bilmiyor. Harman zamanına kadar bir iddia oynuyor. Çiftçimizin daha konforlu olması için hızlı bir şekilde sözleşmeli üretime geçmesi lazım. Türkiye bu alanda geç kalmıştır. Ana muhalefet partisi lideri çıkıyor ve taban fiyatlarıyla ilgili bazı açıklamalarda bulunuyor. Çözüm taban fiyatlarında değil.
Türkiye artık serbest piyasa ekonomisinden geriye dönemez. Türkiye, ithalat ve ihracata açık, bu işleri taban fiyatıyla yürütemezsiniz. Bu işleri sözleşmeli üretimle yaparsanız. Sözleşmeli üretimle ilgili yasal mevzuat eksiğimiz var. Bunun tamamlanması lazım. Bunu Meclis’te görüşüyoruz. Sözleşmeli üretimin, toplam üretim içindeki payını artırmamız gerekiyor, bunu bir an evvel devreye koymamız lazım. Özellikle yapısal değişikliğin en başında sözleşmeli üretim geliyor. Tarımsal üretim yıldan yıla artıyor. 2021 yılında üretime 24 milyar destek verildi. 2022’de 26 milyar liraya kadar çıkacak” dedi.
TARIM FUARI AÇILIŞINA KATILDI
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, geldiği Çorum’da 9’uncu Çorum Tarım Fuarı’nın açılış törenine katıldı. Açılış öncesi konuşan Bakan Pakdemirli, “Üreticimiz, bin bir emek ve alın teri akıtarak üretmeye devam ediyor. Çiftçimiz ürettikçe tarımsal üretimde önemli mesafeler kat ediyoruz. Ülkemiz, mera dahil toplam tarım alanında dünyada 31’inci sırada olmasına rağmen tarımsal hasılada Avrupa’da 1’inci, dünyada ise ilk 10 içerisinde yer alıyor. İşte bu başarıda çiftçimizin emeği ve alın teri var. Tarım sektörü, son 12 çeyrektir kesintisiz büyüme gösteriyor. Tarım, bu yılın ilk 6 ayında da ortalama yüzde 4,7 büyüme ile ekonomimize güç katmaya devam etti. Su ve sulama alanında yaptığımız yatırımlar, tarımsal hasılamıza pozitif yönde katkı sağlamaya devam ediyor.
Geçen yıl tarımsal hasılamız, 337 milyar liraya ulaşarak cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. İklim değişikliği, pandemi ve diğer birçok küresel soruna rağmen, bitkisel üretimdeki artışlar, hayvancılıktaki gelişmeler bizleri sevindiriyor. Tarım ve gıda ürünlerindeki ihracatımız da inşallah geçen yılın üstüne çıkacak. Tarım ve gıda ürünleri ihracatımız, 2021 yılı ilk 8 aylık dönemde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17 artarak 13,7 milyar dolar, dış ticaret fazlamız ise yüzde 78 artarak 4 milyar dolar olarak gerçekleşti” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Tarım ve Orman Bakanlığı’nın çok geniş bir görev ve sorumluluk alanı üstlendiğini kaydeden Pakdemirli, şöyle konuştu:
“Bakanlığımızın ana unsurlarından olan tarımsal üretimi, gıda güvenliğimiz açısından baş üstünde tutuyoruz. Bu kapsamda çiftçimizin, üreticimizin hem destek hem yatırım hem de alım fiyatlarıyla arkasında duruyoruz. 2002 öncesi destek neredeyse yoktu ve birkaç müdahale alımı vardı. 2002 sonrası ise artan destekler ve sınırlı müdahale alımı vardı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrasında hem desteklerde artış hem de etkin müdahale alımlarını birlikte uyguluyoruz. Son 3 yılda tarımsal destekleri yüzde 65 artışla 24 milyar liraya çıkardık. İnşallah, 2022 yılında bu miktarı, 26 milyar liraya çıkarmak için çalışmalarımız devam ediyor. Müdahale alımlarında ise üretici dostu politikalar yürütüyoruz ve bunu da kurumlarımızı zarar ettirmeden yapıyoruz.”
‘MALİYETLERDEKİ ARTIŞLARI TİTİZLİKLE İZLİYORUZ’
“Son dönemlerde yaşanan iklim değişikliği ve pandemi süreci gibi olaylar tarım ve gıda piyasalarını ciddi anlamda etkilemektedir” diyen Pakdemirli, şöyle devam etti:
“Başta gübre, yem ve enerji olmak üzere birçok emtiada dünya fiyatları, her geçen gün artış göstermektedir. Maliyetlerdeki bu artışları, büyük bir titizlikle izliyoruz. Şu an tüm dünyada benzer durumlar mevcut. Bu nedenle endişe etmeyin, gönüllerinizi ferah tutun ve tohumu toprakla buluşturmaya devam edin. Çiftçimizin, sizlerin alın teri karşılıksız kalmayacak, mahsulleri maliyetlerin üzerinde değer bulacaktır. Tarımsal destekler yanında, uyguladığımız alım fiyatları ile her zaman çiftçimizin yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Üreticimizi koruyan, tüketicimizi kollayan politikalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.
İklim değişikliği ve küresel ısınma dünya gündeminin öncelikli konularından. Bakanlık olarak bizler de bu sürecin bilincinde olarak ‘İklim Değişikliği ve Tarım’ konulu çalıştaylarımız ile süreci tüm yönleriyle değerlendirdik. Bu çalıştaylarda, iklim değişikliğinin tarımsal üretime, suya ve ekosisteme etkileri değerlendirilecek, çözüm önerileri ortaya konulacak, kısa ve uzun vadede alacağımız tedbirleri içeren bir sonuç raporu hazırlayacağız. İklim değişikliğinin etkilerini de katarak hem politikalarımızı hem de sahadaki projelerimizi doğru planlayarak etkin şekilde uygulayacağız.”
Bakanlık olarak su konusunun üzerinde durduklarını belirten Pakdemirli, “Su, bizim bütün politikalarımızı belirleyen ana kaynaktır; en önemli öznedir. Cumhurbaşkanı’mızın himayelerinde düzenlediğimiz cumhuriyet tarihimizin ilk su şurasında, tüm paydaşlarla birlikte suyumuzu A’dan Z’ye masaya yatırdık. Hedeflerimizi ortaya koyduk, adım adım yol haritamızı belirledik. Dün Cumhurbaşkanı’mız tarafından Su Şurası Sonuç Bildirgesi’ni kamuoyuna açıkladık. Suyumuzu korumak, verimli kullanmak ve çocuklarımıza emaneti teslim etmek adına, belirlediğimiz projeleri tek tek hayata geçireceğiz. Şurada ülkemizin sadece 21’inci yüzyıldaki su ihtiyacını değil, aynı zamanda 22’nci yüzyıldaki ihtiyacını da plan ve tedbirlerle daha somut hale getirdik. Havza bazında su yönetiminden verimliliğine, taşkın ve kuraklık planlarından, iklim değişikliğinden kullanılmış suların yeniden üretime kazandırılmasına kadar her konuda hazırız ve sahadayız” dedi.
Tarımın her ülke için hayati öneme sahip olduğunu aktaran Pakdemirli, şunları söyledi:
“Son 20 yıldır ülkemiz tarımının gelişmesi ve rekabet gücünün artırılması için önemli destekler sağlayıp, yatırımlar yaparak AR-GE altyapımızı güçlendirdik. Bugün; Türkiye’nin, bulunduğu coğrafyanın en büyük ve güçlü tarımsal AR-GE altyapısına sahip ülkesi olduğunu sizlere gururla söylemek istiyorum. Özellikle son 3 yılda yüzlerce yeniliği, çok sayıda teknolojiyi çiftçimizle buluşturduk ve ülkemiz tarımına kazandırdık.
Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli traktörünü seri üretime hazır hale getirdik. 105 beygir gücünde, 45 ile 55 dakika arası yüzde 100 şarj olabilen ve 8 kat daha az yakıt tüketimi ile çiftçilerimizin maliyetlerini yüzde 95 düşürecek olan elektrikli traktörümüzün inşallah seri üretimine önümüzdeki yılın ocak ayında başlıyoruz. 2 hafta önce lansmanını yaptığımız Elektronik Hayvan Takip Sistemi, diğer adıyla Elektronik Küpe, ülkemizin milli sermayesi ve Ar-Ge’si ile geliştirilen ilk hayvan takip sistemidir. Elektronik küpe ile aslında hayvanların kulağına minik bir cep telefonu takıyoruz.
Sistem sayesinde; büyükbaş hayvanların takipleri, sanal karantina, kızgınlık ve beslenme yapısı yakından takip edilecek. Yaptığımız denemeler sonucunda bu önemli proje sayesinde süt sığırcılığı işletmelerinde; süt veriminde yüzde 25 artış, buzağı veriminde yüzde 20 artış ve sağlık giderlerinde yüzde 15 azalış tespit edilmiştir. Eğer bu sistemi sadece damızlık dişi hayvanlarımıza takabilirsek, ilave yem ve girdi kullanmadan yılda 1 milyon daha fazla buzağı, 2-3 milyon ton ilave süt elde edebiliriz. Her 100 akıllı küpe; ilave 20 hayvan demek.”
Pakdemirli, “E-tarım Portalı, Tarım Orman Akademisi, akıllı tarım uygulamaları, gezer sağım makinesi ve otonom ilaçlama makineleri gibi birçok teknolojiyi tarım ve hayvancılık sektörüyle buluşturduk ve buluşturmaya devam edeceğiz çünkü Ar-Ge’ye yaptığımız yatırım, çiftçimizin cebine koyduğumuz destek anlamına geliyor. AR-GE teknolojilerimize sağladığımız destekler ile bugünün değil yarının gıdasını da garanti altına alıyoruz.
Son 19 yılda Türkiye ortalaması olarak dönüme buğday verimi yüzde 41, şekerpancarı verimi yüzde 54, ayçiçeği verimi yüzde 84, mısır verimi yüzde 124 artmıştır. 20 dönüm tarlası olan; bir buğday üreticisinin tarlası şimdi 28, şekerpancarı üreticisinin 30, ayçiçeği üreticisinin 36, mısır üreticisinin ise 44 dönüme denk gelmektedir. Bunu da ilave bir tarla almadan, cebinden para harcamadan yapmıştır. Hayvancılıkta da benzer tabloları görüyoruz. Son 19 yılda Çorum özelinde sığırda ortalama et verimi yüzde 30 artışla 320 kiloya, süt verimi yüzde 110 artışla 4 bin 200 litreye yükseldi. Artık yetiştiricimiz, 1 hayvandan 2 hayvana denk süt, 3 sığırdan 4 sığıra denk et alabiliyor” diye konuştu.
Bakan Pakdemirli, konuşmasına şöyle devam etti:
“Çorum özelinde de Bakanlık olarak bu coğrafyayı, daima stratejik tarımsal üretim alanlarından biri olarak görüyoruz. Çorumlu çiftçilerimize, son 19 yılda 8,4 milyar lira tarımsal destek verdik ve yatırım yaptık. Kırsal kalkınma desteklerimiz kapsamında Çorum’a yaklaşık 308 milyon lira hibe desteği ödedik. Son 19 yılda; 120 bin hektar arazide çalışma yaparak 70 milyon fidanı toprakla buluşturduk. 18 mesire yeri ve 7 bal ormanı tesis ettik.
Yine son 19 yılda Çorum’a toplam 2,7 milyar lira yatırım yaparak, 6 içme suyu, 12 baraj, 3 gölet, 17 sulama tesisi, 70 taşkın koruma tesisi ve 5 HES tesisi olmak üzere toplam 113 tesisi hizmete aldık. Tabii bundan sonra da Çorum’u, bölgesinin parlayan bir yıldızı olarak görmek için destek ve yatırımlara devam edeceğiz. Buraya gelirken kentin tarımına, hayvancılığına daha ne katabiliriz, ormancılık ve su alanlarında daha ne yaparız diyerek günler öncesinden çalışmalarımıza başladık. Bakanlık olarak buraya elimiz boş gelmedik. Heybemizi doldurabildiğimiz kadar doldurduk. Bu müjdelerimizi sabah sektör toplantımızda tek tek açıkladım.
Açıkladığım bu müjdelerde bitkisel üretimden hayvansal üretime Çorum için önemli projeleri yürüteceğiz. Kırsal kalkınma alanında IPARD Programı kapsamında 61,3 milyon lira hibe ile 26 projeyi destekleyeceğiz. Kırsal Kalkınmada Uzman Eller Projesi ile Çorum’da tarım alanında eğitim gören gençlerimizi tarımsal üretime kazandıracağız. Çorumlu kardeşlerimizin tabiatla buluşmaları için 3 mesire yeri tesis edeceğiz. Çorum’a su ve sulama alanında toplam 15 projeyi hayata geçireceğiz. İnşallah, Çorum’a verdiğimiz yaklaşık 1 milyar liralık destek ve yatırım müjdesinin, hayırlı uğurlu bereketli olmasını diliyorum.”
‘HERKESİ FİDAN DİKİM SAHALARIMIZA DAVET ETMEK İSTİYORUM’
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın çalışma konuları içerisinde insana ve hayata dair her şeyin olduğunu belirten Pakdemirli, “İklim değişikliği ile mücadelede yeşili korumak ve orman varlığımızı arttırmak büyük bir rol oynuyor. Türkiye, son 19 yıldır orman varlığını ciddi seviyede arttırmıştır. Çorumlu kardeşlerimin yeşile ve ormana ne kadar çok değer verdiğini biliyorum. Son 2 yıldır Cumhurbaşkanı’mızın himayelerinde Geleceğe Nefes Kampanyası ile büyük bir ağaçlandırma seferberliğine imza attık. 2019 yılında ‘Geleceğe Nefes teması’ altında yeniden ağaçlandırma için bir kampanya başlattık ve 1 saatte en fazla fidanı dikerek, Guinness Dünya Rekoru kırdık. Tabii, bu rekoru Çorum’da kırdık. Onun için Çorumlu kardeşlerime gönül dolusu teşekkürler ediyorum. İnşallah, bu yılda yanan orman alanlarımız öncelikli olmak üzere, biraz önce bahsettiğim Geleceğe Nefes Kampanyası ile her vatandaşımız için 3 fidan olacak şekilde toplam 252 milyon fidanı, yıl bitmeden toprakla buluşturmuş olacağız” dedi.