Bir şeyi pazarlamak istiyorsanız, bir ürünü satmak istiyorsanız reklam verirsiniz. Reklamın iyisi kötüsü olmaz!!!
Televizyona reklam, radyoya reklam, sosyal medya- internet yoluyla reklam vs. İnsanlara ürününüzü gösterir, görüşünüzü aktarmaya çalışırsınız. Bu reklamlar sayesinde insanlar ürününüzü görür, keşfeder ve alır.
80’li yıllarda reklam işleri yaygın değilmiş. Zamanın teknolojisi vs. ile de ilgili bu durum tabi. O yıllarda bir ürünün reklamı yapılıyorsa o ürünün kötü olduğuna dair bir algı oluşurmuş. Kötü olduğu için reklam ile satmaya çalışıyorlar diye düşünülürmüş. Günümüzde her şeyin reklamı yapıldığı, bu yaygın bir iş sektörü olduğu için böyle bir ayrıma gitmek artık mümkün değil.
Reklam sektörü o kadar ince planlar ile yapılıyor ki her şeyin birbiri ile bağlantılı olduğu internet çağımızda bir ürün reklam olarak karşınıza çıkıyorsa bu tesadüf olamaz. İnternet, akıllı telefon-tabletler, sosyal medya elimizde iken tesadüflerden konuşmak delice olabiliyor. Bir ürünü (isim vermeye gerek yok) bir internet mecrasından arattınız diyelim. Bu ürün, günlerce farklı sosyal platformlardan reklam olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna hepimiz şahit olmuşuz ve yaşamışızdır.
Reklamın iyisi kötüsü olmaz derken neyi kastediyoruz peki? Günümüzde herhangi bir nesne ya da olayı duyurmak için her yola başvuruluyor demek. İnternet camiası gerçekten yeni yüzyılın mekânı. Bir şeyin reklamını yapmak için illa övmeye gerek yok. Eleştirerek kötüleyerek o ürünü, nesneyi hatta olayı göklere çıkarıp o günlük, o haftalık popüler yapılabiliyoruz… Amaç duyurmak ise onlara göre her yol meşru.
Geçen yıllarda bir kitap vardı. Belki çoğumuz yüzüne bile bakmayacakken o kadar eleştirildi hatta dalga geçildi ki çok satanlar listesine girdi. Ters bir orantı var biliyorum, çok saçma ama internette işler bu şekilde yürüyor. Yürütülüyor. Bizlerde eleştirdiğimiz, sevmediğimiz şeyleri bile bilmeden çok izlenen ve tıklananlara arasına koyabiliyoruz.
Bir sosyal medya uygulamasında “keşfet” diye bir şey var. O keşfede haftalık, aylık artık her neyse çok tıklanan, izlenen, merak edilen şeyler geliyor. Şimdi burada kendi elimizle yaptığımız kötülük şöyle oluyor. Biz iyi bir şey izlesek de orda oluyor kötü bir şey izlesek de. Sosyal medya kara bir delik. Ulaşımı çok kolay, girmek çok kolay ama çıkmak çok zor.
Sosyal medyada en çok eleştirilen konuların başında çocukları ilgilendiren konular geliyor. Çocuk eğitimine çok önem verdiğimizden dolayı sosyal medyada onların karşılarına çıkabilecek en ufak bir şeyi bile düşünür oluyoruz haliyle. Küçücük çocukların elinde neden telefon var, neden sosyal medyaları var bunları düşünmüyoruz tabi!!!
Bir pedofili haberi çıktı diyelim. Hemen paylaşıyoruz. Şöyle kötüsünüz, böyle iş mi olur, o daha çocuk gibisinden. Çocukların seyretmemizi gereken bir film, dizi çıktı diyelim. Çocukların izlemesinden endişe ediyoruz başlıyoruz paylaşmaya. Bunları izletmeyin, çocuklar için zararlı vs. diyerek. Çocukların gelişimi için endişelenip kötü bir durumu eleştirirken, yanlışlığına vurgu yaparken yaptığımız eleştiri paylaşımı ile o olayı daha popüler yaptığımızın farkına varmıyoruz. İşi düzeltelim derken daha çok kişiye ulaşmasına sebep oluyoruz.
İnternet her ne kadar işlerimizi kolaylaştırıyor olsa da zihin olarak kirli bir dünya. Kirli düşüncelere sahip o kadar çok insan var ki bu mecrada… Belki eleştiri haberinin yapılması bile onların elinden çıkmaktadır. Bizler tabi ki saf ve temiz bir düşünce ile yanlışı göstermeye çalışıyoruz. Ama bu tarz mecralarda iyiler olduğu kadar kötüler de bulunmaktadır. Ders çıkaracak, ibret alacak, önlem alacak insanlar olduğu kadar fikir alıp uygulayacak insanda çok.
Çözüm ne peki? Bu kötülükleri nasıl yok edeceğiz?
Eğitim, eğitim, eğitim…
Ama bu eğitim televizyonda bu olayların dizisi yapılarak değil, gerçek hayattan alınıp ibret alalım diye sapıklıkları göstererek değil, çarpık aile ilişkilerinin dizisini, filmini yaparak değil.
Bu iş önce ailede, sonra okulda devam eden imani boyutu olan bir eğitim olmalıdır. Başka yolu yok. Olsaydı on yıllardır yapılan gündüz kuşağı programlarında hala şaşıracağımız vakalar görmezdik. Eğitimi, imani eğitimi görmezden geldiğimiz sürece eleştirmekten öteye gidemeyeceğiz…
Onların düşüncesi reklamın iyisi kötüsü olmaz…
Onların düşüncesi para getirecek her yol mubahtır…