Ankara’da danışmanlık şirketi bulunan emekli kimya mühendisi Figen Ar (59), 2014 yılında yakalandığı kanseri yendi kooperatifinde hemcinslerine iş imkanı sağladı.
Afşar Balam Kadın Girişim ve Üretim İşletme Kooperatifi’nde çalışan kadınlar elleriyle yaptıkları erişte, bulgur, reçel, salça gibi ürünleri satarak aile bütçelerine katkı sağlıyor. Figen Ar, “Çalışmazsam hasta oluyorum. O yüzden bütün hanımlara mutlaka bir işle meşgul olmaları gerektiğini söylüyorum” dedi.
Figen Ar, Ankara Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nden 1984 yılında mezun oldu. Sanayi ve Enerji Bakanlığı’nda çalışan Ar, 7 yıl da özel sektörde çalışarak 2006 yılında emekli oldu. 2014 yılının başında enerji ve kimya üzerine danışmanlık şirketi kuran 1 çocuk annesi Ar’a aynı yıl kanser tanısı konuldu. Ameliyat olan Ar, tedaviyle hastalığı yendikten sonra 2 yıl kendisini eve kapattı. Kanserle Dans Derneği’nin davetiyle grup psikoterapilerine katılan Ar, ardından Ankara’nın Bala ilçesi Afşar köyünde, Afşar Balam Kadın Girişim ve Üretim İşletme Kooperatifi’ni kurdu. Köylü kadınlar; kendi elleriyle yaptıkları erişte, bulgur, reçel, salça gibi ürünleri satarak aile bütçelerine katkı sağlıyor. İlk zamanlar ürün ve miktar çeşitliliği az olan kooperatifte şimdi ton bazında üretim yapılıyor.
‘KANSER HAYATIMDAN 2 YILIMI ÇALDI’
Hastalığını öğrendiğinde hayattan koptuğunu belirterek 2 yıl kendisini eve kapattığını söyleyen Figen Ar, “Emekli olduktan sonra kendi danışmanlık şirketimi kurdum. 2014 yılıydı, vücudumda hoş olmayan şeyler vardı. Geçmeyen kanamalarım vardı. Doktoruma gittiğimde derhal ameliyat olmam gerektiğini söyledi ve ertesi gün beni ameliyata aldı. O lafı duymak benim hayatımdan 2 yılımı çaldı. Her şey anlamsız geldi. 2 yıl kendimi eve kapattım. Hiçbir şeyle ilgilenmedim. İşimi bıraktım. Ailemle bile doğru düzgün ilgilenmedim. Erken teşhisti; ama kanser lafını duymak beni hayattan kopardı. Kanserle Dans Derneği’nin gönüllü psikoterapisiyle hayata tekrar geri döndüm” dedi.
‘ŞU ANDA 7 KADINLA ÇALIŞIYORUZ’
Kanseri yendikten sonra duygularının değiştiğini anlatan Ar, “Kendim için yaşamamalıydım. İnsanlara daha faydalı olmalıydım. Kırsaldaki kadınlar için hiçbir şey yapılmadığını görüyordum. Onlara bir şey yapmalıydım. Bu projeyi oluşturdum. 2019 yılında kurduk. Sonrasında ürünlerimizi yetiştirmeye başladık. Anadolu’da çok güzel buğday çeşitliliği var. Erişteler, reçeller, salçalar, sirkeler bir mutfakta ne pişiyorsa hanımlar her şeyi çok güzel bir şekilde yapıyorlar. Şu anda 7 kadınla çalışıyoruz. Ama yan yana gelince 20 kadın bu oluşumdan etkileniyor. Hatta bütün köy, örneğin süt reçeli yapıyoruz, sütlerimizi köylüden alıyoruz. Unumuz, köyümüzün buğdaylarından öğütülüp geliyor. Sebze ve meyvelerimiz de kendi köyümüzden” diye konuştu.
‘ÇALIŞMAZSAM HASTA OLUYORUM’
Kadınlara bir işle meşgul olmalarını söyleyerek çalışmanın hastalığa iyi geldiğini belirten Ar, “Kanser lafını söyleyemiyorum. Artık ‘hastalık’ da demiyorum. Gayet iyiyim, gayet sağlıklıyım. Çalışarak hiç aklıma bile getirmiyorum. Çalışmazsam hasta oluyorum. O yüzden bütün hanımlara mutlaka bir işle meşgul olmaları gerektiğini öneriyorum. Eğer bir meşguliyetiniz varsa kendinizi dinlemiyorsunuz hasta olmuyorsunuz. 6 aylık kontrollerimi mutlaka yaptırıyorum. Bu süreci geçirenler lütfen atlamasınlar. Geçirmeyenler her yıl kontrollerine gitsinler. Birleşmiş Milletler Küçük Destek Programı tarafından desteklenen yeni bir projemizle de sadece kooperatifimizde değil köyümüzde de sıfır atık bilincini yerleştirilmesini sağlayacağız. Atıkları ayrıştırarak köylüden bize getirmelerini rica edeceğiz. Toplanan atıkları da lisanslı bir toplayıcıyla yasal bir zincire katılmasını sağlayacağız” dedi.