Hoş geldin sonbahar. Şarkılar yazdım sana. Fısıldadım rüzgarına. Duydun mu? Duyduysan anladın mı? Duyup da anlamayan, bakıp da göremeyenlerin, Kalbimi incitişini hissettin mi?
Sevmeyi unutmuşlar.
Hatırlatır mısın?
Saçlarını okşa usulca.
Sakin ve sabırlı incitmeden, oldukça kırılgan .
Yeni okumaya başlamış bir çocuğa anlatır gibi.
Buzdan kalpleri,
Aynı kendin gibi ılınana kadar vazgeçme.
Biraz hüzün biraz umut.
Biraz gerçek biraz hayal.
Ağacın altındaki bankta.
Yapraklarından haberler bekliyorum.
Unutulduk mu biz acaba?
Ya da bilerek mi bırakıldık?
Beklerken saydım.
Bazen bir anımı saydım bin yıl,
Bazen bin yılımı saydım bir an etti.
Bir sonbahar bir Dünya.
Bu koskocaman Dünya´da,
Hiç kimseyim evet ama,
Ben kendi Dünya´mın her şeyi olmak isterdim.
Sonbaharın yaprağı belki minik kalıyordu ,
Ama yaprağın da sonbaharı vardı işte.
Onu değerli kılan şey buydu belki de.
Dünya´nın merkezinde değildim.
Ama Dünya´mın merkezindeydim.
Şimdi sonbahar geldi yine.
Ağaç yaprakları gibi savrulacağım,
Dünya´nın dönüşüne esir kalacağım
Daha az.
Dünya´mla baş başa kalacağım daha çok
Zamanım var.