Yolcuyuz farkında-mıyız? Yol bizi nereye götürürse oraya mı gitmeliyiz? Bu yol nereye gider?
Hayatın içindeki ömür yolunda çoğu kez sorarız bu soruyu kendimize yada değiştirelim soruyu.
BEN NEREYE GİDİYORUM?
Maksat ve menzilin her şeyden önemli olduğunu bilmemiz bu sorulara verebileceğimiz cevapları daha da kesinleştirir.
Hayata belli bir amaç doğrultusunda geliriz bu amacı kimisi şanslıdır ilk hayata başladığı özlük bilgilerini aldığı ailesinden öğrenir kimisi de bu amacı bulabilmek anlayabilmek için mücadele verir ya bulup anlayabilir yada arayıp bulamaz hayatı sadece nefes alıp vermekten ibaretmiş gibi dümdüz yaşar ve sürekli aramaya devam eder.
İlk bahsettiğimiz kısımda olanlar zaten farkındalıkla büyüdükleri için yolun nereye gittiğini ve istikametlerinin neresi olduğunu bilerek yaşarlar ve hayat düzenleri de ona göredir. Bu kısımda olanlarında tabiki istisnaları ve kafası karışanları da vardır her durumda olduğu gibi. Bu istisnanın olduğu durumlarda istisnayı oluşturan etmenler ise çevre ve arkadaş gruplarıdır çoğunlukla hatta çevre en büyük etmendir.
Çevrendeki insanlar, büyüklerin, arkadaş dediğin insanları seçebilsen de ailen senin seçme hakkının olmadığı bir alan olduğundan bu tamamen iyi bir şansının olmasına bağlıdır bir yerde ta geçmişten silsile yoluyla sana kadar sirayet eder bu durum hasılı istisnalar kaideyi bozmasa da genel geçer bir gerçek diyecek olursak ailendeki diğer bireylerin bu duruma bakışları ve bu durum çerçevesinde davranışları eskiden beri yaptığı işler ve davranışlar sana kadar gelir ve etkiler seni bu etkileşim bazen iyi yönde olur bazen de kötü. Bilinçli bir ailesi olması her daim güzellikler katar insana ve hayata geliş amacının farkında olmaları bir ayrıcalıktır lakin senin de bu durumun farkında olman en büyük kazanımdır ailenin iyi olmasının yanında.
Aile bu durumun temel taşı olsa da belki de ailenin öneminin yanında en az onunda kadar önemli olan bir unsur daha vardır. Arkadaş çevresi yada bir tane arkadaş veyahut kan bağı olmasa da senden yaşça büyük mahalle abisi yada iş yerinde abi diyebildiğin insanlardır. Böyle mühim ve yanlış anlaşılmaya müsait konularda benim misal olarak gösterdiğim kişi kendimden başka kişi olamaz çünkü benim fikrimdir ki; yaşamadığı bir olayı misal vermemeli insan ve bir şeyin iyi ve güzel olmasını istiyorsa önce kendisinden başlamalı değişime tabiri caizse önce kendi kapısının önünü süpürmeli sonrada en yakınından başlamalı farkındalık yaratmaya insan.
Bundan sebeptir ki misali kendimde vermek istedim. Hayatımın ilk yıllarında ailemin bir kısmının bahse konu olan farkındalığa vakıf olması sebebiyle güzel şekilde okul yıllarım başlayana kadar bende yolun ve yolculuğun farkındaydım lakin okul yıllarım başladıktan sonra yani aile eşrafında bir miktar uzaklaştıktan ve okulla beraber iş hayatı da işin içine girdikten sonra ister istemez insan etkileniyor tabiki bende etkilendim ve belli bir zaman aralığından tamamen o hassasiyetleri kaybetmiş olmasam da onlardan uzak yasadım.
Bu zaman zarfında içimde bir boşluğun varlığını hissetmiş olsam da ve aynı zamanda arıyor olsam da yolumu hem büyüklerimin hem arkadaş çevremin bu mevzulardaki gayretsizliğinden bende nasibimi almıştım. Sonuç olarak içimde bir boşlukta olsa da bunun sebebini arıyor olsam da dış etkenler etkili bir manasızlaştırma operasyonuyla belli bir zaman beni de yanlarında olmaya müsait hale getirmişlerdi. Bu verdiğim misal kendimden olduğu için rahatlıkla söyleye bilirim ki bana benzer benzemez bir sürü vaka ben kadar şanslı olmaya biliyorlar.
Çünkü yol ve yolculuk ve hatta yolculukta bana yoldaşlık eden insanlar açısından Rabbime şükürler olsun ki o kadar şanslı olmuşumdur ki adeta yolumu bulma isteğime destek olurcasına her daim beni nereye gittiğimin farkına vardırmışlardır.
Günün sonunda en başta kendimize sorduğumuz iki soru çerçevesinde yazdığımız kelimelerle cevap verecek olursak hayat bir şekilde devam etmekte ve yolculuğumuzun nereye gittiğinin farkında olmak için mücadele vermeliyiz yoksa başı boş bir gemi misali oradan oraya amaçsız bir şekilde savrulmaktan başka bir şey gelmez elimizden lakin nereye gittiğimizin farkında olup yolumuzu düzeltmek için gayret içine girersek bizi yanlış yerlere götüren bir yoldan dönmememiz için hiç bir sebep yoktur.
Velhasıl kelam yolculuğumuzun farkında olup dünyaya geliş amacımızın farkına varmalıyız ve yolun bizi nereye götürdüğü değil bizim nereye gitmek isteğimizin önemli olduğunu unutmamalıyız ve gitmek istediğimiz istikamet doğrultusunda hareket etmeliyiz bunun mücadelesini verip gerekirse çevremizi de buna göre dizayn etmeliyiz ki yalnız kalıp sıkıntı çekmeyelim çünkü yol arkadaşları da yol kadar mühim ve bir o kadar etkendir.
GÜNÜN SÖZÜ:
- GİTTİĞİN YOLDA YOL ARKADAŞLARINI İYİ SEÇMEZSEN SONUNDA İSTEDİĞİN YERE VARAMADAN YOLUN BİTMİŞ OLUR.
- YOLUN SENİ NEREYE GÖTÜRDÜĞÜ ÖNEMLİ DEĞİLDİR SENİN NEREYE GİTMEK İSTEDİĞİN ÖNEMLİDİR.
!!!!YOl!!!!
- Anladığımdan beri yolcu olduğumu yoluma bakıyorum
- Yaşadığım ömür sonsuz değil ve farkında olmalıyım bu gerçeğin ona göre davranmalıyım neler yapabileceğimin neler yapmam gerektiğimin
- Şartlar zorlar seni emin ol ve olması gereken bu çünkü sınavdayız farkında ol bununda
- Emin ol zorlansan da yılmadan sahip çıkmalısın yürümek istediğin yolun amacına sonunda zafer sabredenleridir ve unutma zafer yalnızca sabredip dua ile isteyenlerindir.