Anadolu Efes Başantrenörü Ergin Ataman, ”Türkiye Ligi’nin marka değerinin yıllar içerisinde çok aşağı çekildiğini düşünüyorum. Mantıklı bir açıklaması yok”dedi
Geçen sezon Avrupa kulüplerinden teklif aldığını ancak Efes’i bırakmayı hiç düşünmediğini söyleyen Ataman ayrıca, Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim ile ilgili, ”Her sene şampiyon olacak diye bir şey yok. Biraz sabretmek ve pozitif olmak gerekiyor” derken, A Milli Futbol Takımı’nın yeni teknik direktörünün Stefan Kuntz olması hakkında ise ”Kuntz’u tanımıyorum, çok iyi hoca da olabilir. Ama ben TFF’nin bir risk aldığını düşünüyorum. Biz neden Löw, Mancini, Guardiola, Mourinho, Lippi gibi isimleri getiremiyoruz” ifadelerini kullandı.
”BAZI KULÜPLER BENİMLE GÖRÜŞMEK İÇİN HABER YOLLADI, BEN EFES’İ BIRAKMAYI HİÇ DÜŞÜNMEDİM”
”Son dönemde hiç teklif aldınız mı” sorusuna Ataman, şu yanıtı verdi: ”Ben Anadolu Efes’te geçtiğimiz sezon daha play-offları oynamadan sözleşmemi uzattım 2 yıl daha. Ondan sonra Final Four’a kaldık ve şampiyon olduk. O dönemlerde bazı kulüpler, sezon sonu için görüşmek adına menajerime haber gönderdi. Ama ben Efes’te çok mutluydum, burada bir istikrar sağladık, en üst yönetimden, malzemecimize kadar aile havası yarattık. Ben de teknik olarak bu takımın lideri olarak, bırakıp gitmeyi hiçbir zaman düşünmedim.
Bunun için de böyle resmi bir transfer görüşmesi kimseyle yapmadım. Efes de benimle devam etmek istedi. Daha play-offları oynamadan sözleşme imzalamıştık. Şampiyonluk sonrası uzayan bir sözleşme değildi bu. Sezon içerisinde uzatılan bir sözleşmeydi. Onun için de resmi bir transfer teklifi almadım. Haber gönderen kulüpler Avrupa kulüpleriydi. NBA’den herhangi bir teklif almadım.”
”FORTITUDO BOLOGNA’NIN NE BAŞKANINI TANIRIM, NE DE KULÜPLE BİR TEMASIM OLDU”
İtalya takımı Fortitudo Bologna’ya yatırımcı olacağı iddialarına ilişkin ise Ergin Ataman, ”Bir laf vardır, bir deli kuyuya taş atmış, bin kişi de o taşı çıkartmaya çalışmış. Fortitudo Bologna’nın ne başkanını tanırım, ne de kulüple herhangi bir temasımız oldu. En son 15 sene önce orada yarım sezonluk antrenörlük geçmişim var. Onun dışında hiçbir temasım yok. Bunu nereden çıkardılar bilmiyorum. İtalyan basınından bir arkadaş bunu yazmış. Bizde de şöyle bir şey var, yabancı basında bir şey çıktı mı, Türk basınından beni aramadan, var mı, yok mu diye sormadan haber yapmışlar.
Tabii bu dijital medyada aldı başını gitti. Ben bile düşündüm acaba birisi benim adıma böyle bir işe mi girdi diye. Dijital basının içerisinde büyük gazetelerin dijital organları da var. Yazılıdan çok dijital takip ediliyor. Bir telefon uzaktayım. O haber çıktıktan sonra La Gazzetta Dello Sport muhabiri beni aradı, ben böyle bir insan tanımıyorum dedim. Beni arasalardı, böyle bir şey olmadığını söyleyebilirdim.
Bir anda İtalya’da bir takım almış oldum. Torino ile alakalı ise açıklama yapmıştım. Bundan bir ay önce, takımın birinci lige çıkmaması üzerine İtalya’daki ortağımla beraber hisselerimizi devrettik. İtalya’da hiçbir takımla ilgim yok. Bu geçen sene benim için bir maceraydı. Orada aldık hisseleri, sattık, ne kar ne zarar, böyle bir geçti gitti. Bir deli kuyuya taş attı, çıkart çıkartabilirsen. Ne yapalım, bizi hem antrenör hem de çok büyük bir yatırımcı gibi görüyorlar” ifadelerini kullandı.
”TÜRKİYE LİGİ’NİN MARKA DEĞERİ YILLAR İÇERİSİNDE ÇOK AŞAĞI ÇEKİLDİ, MANTIKLI BİR AÇIKLAMASI YOK”
ING Basketbol Süper Ligi’nde sezon öncesi yaşanan yayıncı kuruluş krizine değinen deneyimli başantrenör, Türkiye Ligi’nin marka değerinin çok aşağı çekildiğini belirterek şunları söyledi: “Ben basketbol antrenörüyüm ama İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. İş hayatım var, ekonomiyle yakından ilgilenen bir kişiliğim var. Ben Türkiye Ligi’nin marka değerinin yıllar içerisinde çok aşağı çekildiğini düşünüyorum.
Mantıklı bir açıklaması yok. Türkiye’de bugün basketbolda Fenerbahçe ve Efes, Euro League’de şampiyon oldular, takip ediliyor. Salonlar dolu. Karşıyaka, FIBA Şampiyonlar Ligi’nde final oynadı, dolu. Anadolu’daki kulüplere bakıyorsun, Bursa’da TOFAŞ, Ankara’da Türk Telekom, maçlara ilgi var. Çocuklara bakıyorsun, spor okulları, basketbol okulları doluyor, taşıyor. E sen bu ligdeki rekabeti, kulüplere gelir getirecek bir şekle getiremiyorsan, o zaman burada marketing’de ciddi bir hata var demektir. Bu 3-4 sene önce böyle değildi. Yavaş yavaş, yavaş yavaş çok dip noktalara kadar düştük. Bir anlaşma sağlandığını biliyorum ama rakamları bilmiyorum.
Daha önce konuşulan rakamlar çok komik rakamlardı. Futbolla basketbol arasında 100 kat fark olabilir, ama 1000 kat fark olmamalı. Böyle bir şey yok, böyle bir fark yok. İlgi anlamında da yok. Zaten basketbolun aldığı başarılar çok çok üzerinde, basketbolun voleybolun aldığı başarılar. Ama demek ki bunu yeterince, işi bu olan kurumlar pazarlayamadılar, rekabet yaratamadılar. Sonuçta bu noktaya gelindi. Şimdi bildiğim kadarıyla iki kuruluş almışlar ama rakamları bilmediğim için bir şey söyleyemiyorum.”