Herkese merhabalar, 2 gün önce gerçekleşen büyük olayda Ampute Milli Takımımız Avrupa Şampiyonası’nda İspanya’yı 6-0 yenerek üst üste 2. kez Avrupa Şampiyonluğuna ulaştı…
Kimi trafik kazasında kaybetti ayağını, kimi tarlada çalışırken kaza geçirdi… Kiminin ayağı kolu doğuştan kısa, kimi de Teknik Direktörümüz Osman Çakmak gibi terör gazisi…
Hepsinin tek bir ortak noktası var… FUTBOL…
Hani şu profesyonellerin oynadığı, siyasetin cirit attığı, 100 yılda bir arpa boyu yol alamadığımız İngiliz üretimi spor…
Hani bazılarının sırf renkler uğruna holiganlık yaptığı, hani maç öncesi ve sonrası birilerini öldüğü öldürüldüğü, hani birilerinin sırf stres atmak için oynayanlara ana-bacı galiz küfürler edip, son dönemde moda olan sosyal medya cellatlığının baş unsuru spor…
Hani birileri çöpten ekmek bulmaya çalışırken, hani birileri sabah 6 gece 12 sokak sokak, çöp çöp kağıt ve geri dönüşebilecek malzemeleri toplamaya çalışırken; başka birilerinin Milyon Euroların pazarlığını yaptığı spor…
İşte bu sporun amatör ruhlu temsilcileridir Ampute takımlar… Bizim A Milli Takım bunların içerisindeki en iyisi…
En iyisi diyorum çünkü durmadılar… 50 dk’lık maçın başından sonuna kadar aynı disiplin ve hırstan asla vazgeçmediler. Her attıkları golde rakibe değil hayata atıyorlardı gollerini. Ve kendileri için değil üzerlerinde ki Ay – Yıldız forma için atıyorlardı…
Hani başarılı ya da başarısız olsun profesyonellerin her turnuvadan sonra prim pazarlığı yaptığı o kutsal forma var ya… İşte onun o formanın şerefine leke gelmesin diye çabalıyorlardı bütün maç boyunca…
Çünkü ruhları amatör, beklentileri amatördü… Tek dertleri mücadele etmek. Hayata karşı bu kadar yenik olmalarına rağmen maçı geri çevirebilme arzusu ve inancı onları bu denli başarılı kılan faktör…
Tek istedikleri ise destekti… Kendilerini yalnız hissetmemekti. Şampiyonluktan sonra Osman Çakmak ”Var Persie’yi Falcao’yu karşıladığınız gibi bizi karşılayın yeter” demişti…
Evet tek istekleri buydu… Prim yok, transfer beklentisi yok, kabarık rakamlı sözleşmeler yok… Tek beklentileri Türk Milleti adına yaptıkları mücadeleden dolayı, Türk Milleti tarafından yalnız bırakılmamaktı…
Ve Yalnız değilsiniz Osman Çakmak hocam… Hatta sizler bizlerden fazlasınız bile…
Elinize, emeğinize, alın terinize,
HOCA ALMAN KAFA ALMAN, BEN BU İŞTEN FAZLA ANLAMAM…
Geçen hafta yazmıştım… Hamit Altıntop’un Milli Takım sorumluluğuna getirilmesi ve dolayısıyla Alman hoca anlayışı bize pek katkı vermeyecektir diye…
A Milli Takım Teknik Direktörlük görevine eski Beşiktaşlı Alman Stefan Kuntz getirildi…
Başarı kriterimiz ise 2017 ve 2021 olmak üzere iki Avrupa U21 şampiyonasında Almanya’nın şampiyon olması ve takımın başında Kuntz’un olması…
Unutulan faktör ise bu şampiyon takımın tamamının yüksek Alman ekolü ve disiplininden türemesi… Yani eline verilen hazır kadronun kaymağını yedi Kuntz…
Ve yine geçen hafta yazdığım gibi en az 3-4 yıllık plan yapar dedim ki, sözleşmenin 2024 Avrupa Şampiyonası sonuna kadar yapıldığı açıklandı…
Ama yine disiplin noksanlı ve altyapı eğitimi zayıf Türk Milli takımındaki serüveni en fazla 2 yıl sürer…
Umarım ben yanılırım ama çok yanlıştan tek doğru çıkmaz…
Görelim Mevlam Neyler… Neylerse Güzel Eyler…