Bu öykü siyah kuğunun öyküsüdür. Bu öykü Burçin Orhon’un öyküsüdür.
Efsaneye göre, bir zamanlar kuğuların yaşadığı bir göl varmış. Bütün kuğular her sabah göle iner, gölün suyuyla yıkanırmış. Efsane bu ya yine göle indikleri bir gün, gölün ortasında şimdiye kadar hiç görmedikleri güzellikte, kendilerine çok benzeyen siyah bir kuğuyla karşılaşmışlar. Siyah kuğunun kendinden emin duruşuna tüylerinin rengine, asaletine hayran kalmışlar. Açmış kanatlarını siyah kuğu, uçmuş gitmiş uzaklara…
Derler ki Kaf Dağı’nda yaşarmış hâlâ.. Bazen inermiş yeryüzüne herkesi kendine hayran bırakmak için…..
Bu öykü siyah kuğunun öyküsüdür. Bu öykü Burçin Orhon’un öyküsüdür.
Nasıl bir çocukluk sizinkisi?
BURÇİN ORHON: İlk hatırladığım yokluk. Burada annem çok etkili. Bize çok belli etmemeye çalışırdı. Daha sonra baleyle tanıştım. 3.5 yaşında, 9 yaşında konservatuar sınavlarına girdim. Yatılı okudum. Okul disiplinli, öğretmenler sert. Anne özlemi çektim.
Neden dans?
BURÇİN ORHON: Sanırım doğuştan var içimde dans. Konservatuar sınavına benimle beraber yüz çocuk girmiş. Hiç birini hatırlamıyorum. Ama kazanacağımdan çok emindim. Dans benim yaşama şeklim. Kendimi en iyi ifade ettiğim şey.
Burçin Orhon, 9 yaşında girmiştir konservatuara, yeteneklidir. Çok çalışır. Okul biter. Artık hayata atılma zamanıdır. Devlet Opera ve Balesi’nde çalışır. Ama o kadar farklıdır ki. Dikkat çekmemesi mümkün değildir. Nükhet Duru sayesinde sahneyle tanışır. Sahnede bale biraz tuhaf olacağından, yeni fikir üretir. Baleyle oryantali birleştirmek..
Burçin hanım nasıl çıktı, bu sentez?
BURÇİN ORHON: Tamamen tesadüfi, uzun yıllar bale yaptıktan sonra oryantale dönemiyorsunuz. Bende ikisini harmanladım. Nükhet Duru çok yardım etti. Bak bunu böyle yap, istersen şunu da kullan diyerek fikir verdi.
Sahnede genç bir kız, büyüleyici dansı, kıvraklığı ve güzelliğiyle herkesi hayran bırakır kendine. Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşer. Dergilere kapak olur. Boy boy fotoğrafları çekilir. Dansı daha önce hiç kimsenin görmediği bir danstır. Artık yeni bir lakabı vardır. BAMBİ
AŞK VE GURUR
1987 yılı pek çok açıdan değiştirecektir hayatını, İrlandalı şarkıcı Johnny Logan ve hamilelik. Bir karar verir, güçlü ve cesur bir karar. Siyah kuğu geri gelmiştir, Kaf Dağı’ndan. Tek başına doğurur çocuğunu.
İlk evladınızı ve yalnız büyüttünüz. Nasıl başardınız?
BURÇİN ORHON: Bekar bir anne olarak bir evlat sahibi olmak maddi manevi çok zordu. Yine annem, arkamdaydı. Ama işe gitmek zorundasınız. Aklınız evladınızda kalıyor. Ve evladınızla ilgili tüm kararları tek başınıza alıyorsunuz. Çok zordu. 7 yıl yalnız büyüttüm.
HEP BÖYLE GÜÇLÜ MÜYDÜNÜZ?
BURÇİN ORHON: Çocukluğumda da böyleydim neyi isteyip neyi istemediğimi bilirdim. Ben neysem oyum. Ama yıllar içerisinde karakterim daha güçlendi. Yaşadıklarınız etkiliyor. Kendi kararlarımı hep kendim verdim ve kendi ayaklarım üzerinde durdum hep.
1995 yılına gelindiğinde; kader bir kez daha değişecekti. Yıllar Burçin’i değiştirmiş hayatı ve erkeklerin niyetini çok iyi anlar hale getirmişti.
Tamda böyle bir zamanda çıkar karşısına Süheyl Uygur. Tiyatrocu bir aileden Nejat Uygur’un oğludur. Neşeli esprili, cana yakın. Ama sonuçta oda bir erkektir. İş için gittikleri bir yerde tanışırlar. Arkadaş olurlar, 3. günün sonunda evlenme teklif eder. Ben sana aşık oldum der.
Aldırmaz önce Burçin Orhon. Ama bakar ki iş ciddi, önce kabul etmez. Alır karşısına konuşur. Bak benim yüzümden çok başın ağrır der. Ama Süheyl Uygur kararlıdır. EVLENİRLER.
Burçin hanım evlendiniz ve dans hayatınız birden bitti. Nasıl oldu?
BURÇİN ORHON: Ben ne dansın bitmesine, ne de böyle kalabalık ve aile bağları güçlü bir aileye girmeye hazır değildim. Hani bizde bir kavram vardır. Evinin kadını olmak. Bana da bu oldu. Dansa fren verdim. Çocuklar oldu. Ama sahiplenilmek, değer görmek çok konforlu bi şey.
Çok sever eşinin ailesini. Onlar da Burçin’i.
Peki dans dersem Burçin hanım?
BURÇİN ORHON: Ben dans konusunda kırgınım ülkeme. Dansa ve dans mesleğiyle uğraşanlara değer vermiyorlar. Saygı göstermiyorlar. O yüzden dans ülkemizde çok önem taşımıyor
Geleceğe dair bir hayaliniz var mı?
BURÇİN ORHON: Hayalim yine dans üzerine. Çok ses getirecek, bir eser koymak isterdim sahneye. Ama çok zor.
Hayatınızdaki 3 önemli şey desem?
BURÇİN ORHON: Evlatlarım başta tabiki; dans, doğa, rafine dostlar.
Çok teşekkür ederim.
BURÇİN ORHON: Ben teşekkür ederim.
Dansın büyüsüyle geçmiş bir yaşam. Öyle sade, öyle içten ve doğal. Keşke hep hayatımda olsa diyor insan. Bir kitap yazıyor şimdilerde, hayatını anlatan. Örgüler örüp ihtiyacı olanlara gönderiyor.
Teşekkürler Siyah Kuğu…