ODÜ Rehberlik ve Psikolojik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Şule Baştemur, “Pandemi nedeniyle sosyal medyada aktif olma sürelerinin uzadığı tespit edildi” dedi.
Ordu Üniversitesi (ODÜ) Rehberlik ve Psikolojik Anabilim Dalı öğretim üyelerince yapılan araştırmada, Türkiye’deki sosyal medya kullanıcılarının sayısı 38 milyona yükseldi. Pandemi nedeniyle sosyal medyada aktif olma sürelerinin uzadığı tespit edildi.
ODÜ Rehberlik ve Psikolojik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Şule Baştemur, öğrencileri Dilara Hatice Borucu ve Sezer Bulut, sosyal medya üzerine 5 ay süren bir araştırma gerçekleştirdi. Sosyal medya kullanımının her geçen gün arttığını gösteren araştırmada, Facebook’un istatistiklerine göre 37 milyon aktif kullanıcısı olan Türkiye’nin nüfusa oranla dünyadaki ilk 10 ülke arasında yer aldığını belirtildi. Instagram kullanıcı sayısının 38 milyona yükseldiği Türkiye’de pandemi nedeniyle sosyal medyada aktif olma sürelerinin uzadığı, internet kullanım oranının 7 saate, aktif sosyal medya kullanım oranının ise yüzde 81’e çıktığı tespit edildi.
‘SOSYAL MEDYADA ÇOCUKLARIN BİLGİLERİ PAYLAŞILIYOR’
Ebeveynlerin, çocuklarının fotoğrafını sosyal medya hesaplarından paylaşmalarının ortaya çıkardığı psikolojik durumları da araştıran ekip, sosyal medyada yüz bin takipçisi olan, yaklaşık 2 bin fotoğrafı bulunan ve günde ortalama 25 hikaye atan bir annenin Instagram hesabını inceledi. Annenin hesapta kullanılan fotoğrafların yüzde 83’ünün çocuğunun fotoğrafları olduğu, paylaşımlarda ise çocuğun özel bilgileri, konum bilgisi, özel kıyafetli görselleri de yer aldığı görüldü. Fotoğraflar incelendiğinde çocuğun, hangi okulda okuduğu, paylaşılmasa da okulun adı net bir şekilde yer aldığı saptandı.
‘HER 3 FOTOĞRAFIN BİRİNDE ÇOCUK GÖRSELİ’
‘Eğer kötü niyetli bir kişi olunsaydı ve bir çocuğa zarar vermek istenseydi, ebeveynlerin paylaşımları incelenerek çocuk hakkında hangi bilgilere ulaşılabilirdi’ sorusundan yola çıkılan araştırmada; seçilen annenin paylaşımlarından 888’inde çocuğun içinde olduğu fotoğraflar, 537’sinde çocuğun tek başına olduğu fotoğraflar, 297’sinde annesiyle, 23’ünde babasıyla, 31’inde hem annesi hem de babasıyla, 173’ünde ise çocuğun yer almadığı fotoğraflar olduğu tespit edildi. Paylaşımlarda annenin paylaştığı her üç fotoğraftan birinde çocuğun görsellerini kullanarak ürün tanıtımı yapıp, maddi kazanç sağladığı da gözlemlendi. Araştırma sonuçlarına göre, bilinçli ya da bilinçsiz paylaşımlar aracılığı ile çocuğun yaşadığı kent, okuduğu okul, hatta ev adresi gibi bilgiler de ortaya çıkıyor.
‘EBEVEYN ÇOCUĞUNUN ÖZEL BİLGİLERİNİ PAYLAŞIYOR’
Ordu Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Şule Baştemur, son dönemlerde ebeveynlerin çocuklarının fotoğraflarını paylaşmaya yönelik bir eğilim içerisinde olduğunu söyledi. Baştemur “Bu paylaşımlar, sürekli ve kontrolsüz olarak yapılıyor. Ebeveynlerin sosyal medyadaki paylaşımlarıyla birlikte çocuğa kolaylıkla ulaşılabiliyor. Şu anda çocuğun hangi okulda okuduğunu biliyoruz.
Hangi mahallede yaşadığını biliyoruz. Evinin adresini biliyoruz. Çocuğun asla hayır diyemeyeceği gıdaları biliyoruz. Çünkü anne ‘benim çocuğuma eğer bunu verirseniz asla hayır demez, hemen alır’ tarzında sayfasında açıklamalar yapıyor. Bunun haricinde babanın evden hangi zamanlarda iş gerekçesi ile uzak olduğunu biliyoruz. Böyle dönemlerin ne kadar sürdüğünü biliyoruz. Bütün bu bilgiler bir araya getirildiğinde kötü bir insan olsaydık, o çocuğa zarar vereceğimizi biliyoruz” dedi.
‘İSTİSMAR HER ZAMAN GERÇEK HAYATTA GERÇEKLEŞMEZ’
Bilinçsiz paylaşımların çocuk istismarına neden olabileceğine değinen Baştemur, “İstismar her zaman gerçek hayatta gerçekleşmez. Bazen sanal merciler aracılığıyla da gerçekleşebilir. Özellikle sosyal medya bunun için bir araçtır. Pedofili sitelerinde yayınlanan çocuk görsellerinin büyük bir oranının annelerin, babaların düşünmeden, bilinçsizce paylaştıkları fotoğraflardan veya videolardan alındığını gösteriyor. Bu da çocuk için aslında çok tehlikeli.
Birincisi pedofili ve istismar açısından çok önemli. Çünkü pedofili bireyler online ortamlarda eriştikleri çocukları, gerçek hayatta daha da erişebilme ihtimalleri var. Özellikle araştırmalar bize diyor ki; yüzde 30 ile yüzde 80 arasında internet kanalıyla çocuk görsellerine ulaşan bireylerin gerçek hayatta da çocukları istismar etme olasılığı var. Sosyal medya bu noktada bir araç. Bu yüzden pedofili bizim için büyük bir risk” diye konuştu.