Türkiye’nin en büyük yangını olan Manavgat yangınında evi yanan Yüksel Atik evi için şiir yazıp türkü yaktı
Antalya’nın Manavgat ilçesi Oymapınar Mahallesi’nde yaşayan Yüksel Atik (65), 28 Temmuz’da başlayan büyük yangında kaybettiği evi için türkü yaktı. Yüksel Atik, yangın sonrası geçici olarak hemen yan taraftaki binaya taşındığını belirterek, “Bir gün akşam yemeğini yedikten sonra balkondan evimin olduğu araziyi görünce hüzünlendim, duygulandım. Bütün emeğim yok olmuş, kuru kazılmış bir arazi vardı gözümün önünde. Çok duygulandım. Evim için bir şiir yazıp, türkü yaktım” dedi.
Manavgat‘ta geçen 28 Temmuz’da 4 ayrı yerde çıkan orman yangını, 75 bin hektar ormanlık alan ve tarım arazisi zarar verdikten sonra 10’uncu günde söndürüldü. Yangın söndürme çalışmalarına Türkiye’nin birçok yerinden gelen 8 uçak, 19 helikopter, 450 arazöz, 450 iş makinesi, 200 itfaiye aracı ve 7 bin personel katıldı. Yangında 2’si orman görevlisi olmak üzere 8 kişi hayatını kaybederken, 2 binin üzerinde ev ve iş yeri de yanarak kullanılamaz hale geldi.
Manavgat’ın Oymapınar Mahallesi’nde felçli eşiyle yaşayan Yüksel Atik’in 3 daireden oluşan 2 katlı apartmanı da 29 Temmuz gecesi sabaha karşı Kepezbeleni‘nde çıkan yangınla tamamen zarar gördü. Yüksel Atik, felçli eşini yangından kurtarmak için Oymapınar Barajı kenarına götürdü. Ardından yangından korumak için evine gelen Yüksel Atik, bir anda damadıyla alevlerin arasında kaldı. Yüksel Atik ve damadı kaçarak güçlükle alevlerden kurtulurken, ev tamamen yandı. Yangının ardından gelen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı uzmanları apartmanın tamamen yandığını belirterek, yıkım kararı aldı ve birkaç gün içinde apartman yıkılarak enkazı temizlendi.
‘ATEŞİN İÇİNDE KALDIM’
Evinin kendisi için 65 yıllık yaşamı olduğunu anlatan Yüksel Atik, gazetecilere yaptığı açıklamada, hem kendisinin hem de eşinin öksüz ve yetim olduklarını belirterek, “Bel fıtığım olduğu için gece saat 01.15’te uyanıp balkona çıktım. Karşıdaki İshak Seydi Dağı’nın ardından Belenköy’ün oradan duman yükselmişti. Hanım da o anda uyanıktı, ona ‘Bak görüyor musun, karşıda yangın salmışlar. Dağın arkasında duman var’ dedim.
Yangın dağın tepesine çıkınca misket bombası patlar gibi bir anda kozalaklar yayıldı. ‘Bu ateşin nerede duracağı belli olmaz’ diye felçli olan eşimi suyun (Oymapınar Barajı) başına götürdüm. Tekrar geri geldim, ne olur ne olmaz diye keçilerimi ve traktörümü götürdüm. Tekrar eve bakmaya geldiğimde, ateş bizim yana atladı ve U şeklinde ateşin içinde kaldım. Ev, dağa yakındı ve yanımda damadım vardı. Bana ‘Bu ateşin ucunda durulmaz baba gidelim’ dedi. Biz mezarlık tarafına giderek yangından kurtulduk” dedi.
‘İKİMİZDE ANA BABA YOK’
1978 yılında askere gidip, 1980’de geldiğini aktaran Yüksel Atik, evi askerden geldikten sonra başlarını sokacak şekilde 2 oda bir ev şeklinde yaptıklarını kaydetti. O zaman genç olduklarını belirten Atik, “İkimizde ana baba yok, sıfırdan başladık. İlk başta ‘2 oda yeter’ dedik ama daha sonra zamanla büyüttük. 2 katlı 3 daireden oluşan bir apartman haline geldi” diye konuştu.
‘BU YAŞTAN SONRA AYNI EVİ YAPMAM MÜMKÜN DEĞİL’
Evinin yanmasının ardından emeğinin, hatıralarının tamamen yanarak kül olduğunu söyleyen Yüksel Atik, şöyle dedi:
“Eşim 15 yıl önce felç geçirdi, yürüyemiyor. Anlayacağınız evin kadını da erkeği de benim. Güzel güzel yaşıyorduk. 2 kızım bir oğlum var, çocuklarımı evlendirdim. Aslında bu evi biraz da onlara bırakmak için yaptırmıştım. Biz öldüğümüzde hepsine birer daire kalsın istedim, dünyanın halinin ne olacağı belli olmaz diyerek. Bu yaştan sonra aynı evi yapmam mümkün değil. Devletin ev yaptıracağı söylendi ama şu ana kadar herhangi bir gelişme olmadı. Nasıl olacağını ben de bekliyorum.”
‘EVİM İÇİN BİR ŞİİR YAZDIM’
Yaşamının tamamının, bütün hatıralarının yok olmasının kendisini çok etkilediğini ve duygusallaştırdığını belirten Yüksel Atik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hemen yan taraftaki binaya taşındım geçici olarak. Bir gün akşam yemeğini yedikten sonra balkondan evimin olduğu araziyi görünce hüzünlendim, duygulandım. 65 yıllık bütün emeğim yok olmuş, kuru kazılmış bir arazi vardı gözümün önünde. Çok duygulandım. Aslında ilk zamanlarda o kadar fark etmedim ama sonradan daha çok içleniyorum ve duygusallaşıyorum. Evim için bir şiir yazıp, türkü yaktım.”
YÜKSEL ATİK’İN EVİ İÇİN YAKTIĞI TÜRKÜ
Duman çöktü İshak Seydi’nin başına
Cehennem ateşiydi çıktı karşıma
Söndürmeye yetmez yazık gözyaşıma
Dışım gülse içim yanar kardaşım
Konaklar yaptırdım duman tütecek
Afetlere geldi baykuş ötecek
Yaş altmış beş, ömrüm bitecek
Dışım gülse içim yanar kardaşım
Seninle bir ömür yaşadım
İyi kötü sırlarımı taşıdın
Yeşiller içinde sarayım benim
Dışım gülse içim yanar kardaşım