Türkiye İstatistik Kurumu turizm gelirleri istatistiklerine göre 2021 yılının ikinci çeyreğinde turizm geliri 3 milyar 3 milyon 628 bin dolar oldu
Türkiye İstatistik Kurumu’nun paylaştığı turizm gelirleri istatistiklerine göre 2021 yılının ikinci çeyreğin turizm geliri 3 milyar 3 milyon 628 bin dolar oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın paylaştığı istatistiklerde ise 2021 Ocak- Temmuz Döneminde 11 milyon 918 bin 979 kişi Türkiye’yi ziyaret etti.
Türkiye Turizm Gelirleri İstatistikleri
2020 yılında turizmde gelir beklentileri Pandemi koşulları nedeniyle sekteye uğrarken 2021 yılı yeni normalleşme ile turizm geçmiş yıla göre hareketlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı paylaştığı turizm gelirleri istatistiklerinde ilk 6 aylık süreçte 5 Milyar 455 milyon 841 bin dolar turizm geliri elde edildi.
Yabancı turistin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına kıyasla turizm gelirlerine katkısı yüzde 100’den fazla olduğu görülürken yabancı turistten elde edilen gelir 3 milyar 859 milyon 624 bin doları buldu.
Yüzde 73.1’i yabancı ziyaretçilerden
Türkiye İstatistik Kurumu’nun resmi web sayfasından edindiğimiz turizm gelirleri istatistikleri bilgilerine göre; ikinci çeyrekte turizm gelirinin yüzde 73,1’i yabancı ziyaretçilerden, yüzde 26,9’u ise yurt dışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerden elde edildi.
En çok gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyet için ziyaretçi geldi
TÜİK’in paylaştığı ikinci çeyrekteki turizm gelirleri istatistiklerine göre yabancı ziyaretçilerin yüzde 70.3’ü gezi, eğlence sportif ve kültürel faaliyetler için ülkeyi ziyaret ederken; yüzde 14,8’i akraba ve arkadaş ziyareti için Türkiye’ye geldi. Yurt dışında yaşayan vatandaşların yüzde 63,7’si ise en çok akraba ve arkadaş ziyareti için Türkiye’ye geldi.
Turizm gelirleri istatistiklerinin yanında turizm giderini de paylaşan TÜİK, İkinci çeyrekte yurt dışını ziyaret eden vatandaş sayısı 395 bin 189 kişi olduğunu ve Türk vatandaşlarının yurt dışı ziyaretlerinde turizm giderinin 334 milyon 936 bin dolar olduğunu açıkladı.
Türkiye’de turizm alanında yaşanan gelişmeler
Türkiye kültürel mirasları, dünya mirasları, deniz turizmi ve doğa güzellikleri ile yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağında. Deniz turizminde kalite standartlarından bir tanesi de plajlarda mavi bayrak.
Mavi Bayrak nedir?
1987 yılında Avrupa Çevre Eğitim Vakfı tarafından yürütülen mavi bayrak projesi 2001 yılında Avrupa’nın dışında yer alan ülkeler de dahil edilerek; yüzme amacı ile kullanılan göl ve deniz suları için gerekli su kalitelerini belirleyen mikrobiyolojik parametreleri, yol gösterici ve uyulması zorunlu hükümlerin yerine getirildiği alanlara verilen onay simgesine mavi bayrak denir.
Türkiye’de mavi bayrak sayısı
Geçen yılki turizm gelirleri istatistikleri rakamlarına 33 mavi bayrak daha ekleyen Türkiye 2020 yılında uluslararası mavi bayraklı plaj sayısında dünyada 3’üncü sırada yer alıyordu. Bu sene Türkiye’nin mavi bayraklı plaj sayısı 519 oldu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın resmi web sayfasında yer alan bilgilere göre Plaj ve marinalar için belirlenen kriterler için başlık şöyle:
- Yüzme amacıyla kullanılan suyun niteliği.
- Çevresel eğitim ve bilgilendirme çalışmalarının yönlendirilmesi.
- Plaj düzeni ve emniyetinin sağlanması.
- Çevre Yönetim.
Bakanlık sayfasından edinilen bilgiye göre; kriterleri sağlayan plaj ve marinalara 1 bir yıl süre ile Mavi Bayrak verilerek ödüllendirilir. Türkiye’de 519 mavi bayraklı plajın dışında 22 marina, 10 turizm teknesi ve 6 bireysel yat Mavi Bayrak ile ödüllendirildi.
Bin 154 varlık UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde
Türkiye, sağlık ve termal turizmden, kış sporları turizmine; kuş gözlemciliği turizminden su altı dalış turizmine 10’dan fazla turistik etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Kültürel tabiatıyla da UNESCO Dünya Miras Listesi‘ne kayıtlı bin 154 kültürel ve doğal varlık ile dikkat çekiyor.
2021 yılı itibarıyla 897 tanesi kültürel, 218 tanesi doğal, 39 tanesi ise kültürel ve doğal varlığı Dünya Mirası Listesi’nde kayıtlı olan Türkiye’de en son kayıt altına alınan kültürel varlık Malatya’daki Arslantepe Arkeolojik Alanı.
Arslantepe Arkeolojik Alanı UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde
Uluslararası platformda önem taşıyan ve korunmaya değer görülen doğal oluşumlara, anıtlara ve sitlere tanınan Dünya Mirası statüsü 2021 yılında Malatya’daki Arslantepe Höyüğü’ne verildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı resmi internetten sayfasından edinilen bilgilerde 4,5 hektarlık bir alana yayılan Arslantepe Höyüğü M.Ö. 6000 yıllarından M.S. 11. yüzyıla kadar yerleşim alanı olarak kullanıldığı kaydediliyor.
Arslantepe Höyüğü nedir?
Malatya’da 1930’lu yıllarda Fransız ekip tarafından kazı çalışmaları başlayan Arslantepe Höyüğü, aristokrasinin doğduğu ve ilk devlet şeklinin ortaya çıktığı resmi, dini ve kültürel bir merkezdir.
Göbeklitepe’deki dikili taş Birleşmiş Milletler’de
Şanlıurfa’da 12 bin yıl öncesine uzanan geçmişiyle hem arkeologların hem de turistlerin ilgi odağında olan Göbeklitepe 2018 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedildi. Kazı çalışmaları sonucu Neolitik Yerleşim alanı olduğu tespit edilen Göbeklitepe’nin Neolitik Dönem için eşi olmayan kutsal bir alan olduğu belirtiliyor. Öyle ki Göbeklitepe’de bulunan bir dikilitaşın minyatürü Birleşmiş Milletler ’in bahçesinde sergilenecek.
Göbeklitepe nerede?
Şanlıurfa’da merkezin 18 kilometre kuzeydoğusunda ve Örencik Köyü yakınlarında olan Göbeklitepe Arkeolojik Alanı 12 bin yıl öncesine uzanan bir kült merkezidir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı resmi web sayfasında Göbeklitepe ile ilgili olarak paylaşılan bilgilerde Göbeklitepe Arkeolojik Alanının 1963 yılında, İstanbul ve Chicago Üniversitelerinin ortaklığıyla gerçekleştirilen bir yüzey araştırması sırasında keşfedildiği ve “V52 Neolitik Yerleşimi” olarak tanımlandığı belirtiliyor. Alanın gerçek değerinin 1994 yılından sonra başlatılan kazı çalışmaları ile ortaya çıkmaya başladığına dikkat çekilirken çalışmalar sonrasında, Göbeklitepe’nin 12 bin yıl öncesine uzanan bir kült merkezi olduğu anlaşıldığı kaydediliyor.
Türkiye’de Somut Olmayan Kültürel Miras
Somut olmayan kültürel miras; taraf devletlerin teklifi ile UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listeleri’ne kaydedilmeye başlandı. Türkiye’de de Meddahlık, Nevruz,Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali, Alevi Bektaşi Ritüeli Semah, Dede Korkut’un da aralarında olduğu 20 unsur UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne kaydedildi. Türkiye kaydettirdiği 20 unsuru ile UNESCO’ya en çok unsur kaydettiren ilk 5 ülke arasında yer alıyor.
Mangala ve Minyatür UNESCO listesinde
Mangala ve Minyatür Sanatı da Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne 2020 yılında en son kaydettirilen Türkiye eserleri arasında. Mangala Türk medeniyet ve kültüründe zeka oyunu olarak öne çıkarken; yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde düzenlenen ve festival havasında geçen turnuvalarıyla unsur, kültürel etkileşim ve çeşitliliği destekleyen bir yapıya da sahip.
Mangala nedir?
İki kişi tarafından ya da iki grubun birlikte oynamasına da imkan sağlayan bir zeka oyunu. Her yaştan oyuncunun oynayabildiği Mangala’da oyunun amacı, oyuncuların en çok taşı toplamasıdır.
Mangala 2020 yılında Kazakistan, Kırgız Cumhuriyeti ve Türkiye adına UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesine kaydedildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda yer alan bilgilere göre; İslamiyet ile birlikte farklı bir yüze dönüşen Minyatür sanatında 19. yüzyıldan itibaren uygulandığı yerler çeşitlenmeye ve minyatürler duvarlara, tuvallere, ahşap, çini ve deri gibi materyaller üzerine daha yaygın bir şekilde uygulanmaya başlandı.
Minyatür Sanatı nedir?
Hikaye, bilgi ya da olayların resim yoluyla tasvir edilmesi sanatıdır. Osmanlı döneminde nakış veya tasvir olarak anılan minyatürü yapan kişilere nakkaş, müsavvir, minyatür sanatçısı, tasvir sanatçısı veya şebihnüvis denilmektedir.
Minyatür Sanatı 2020 yılında Türkiye, Azerbaycan, İran, ve Özbekistan adına UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesine kaydedildi.
Ören yerlerinde çalışmalar devam ediyor
2012 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Çatalhöyük Karşılama Alanı için 2021’in Ağustos ayında temel atma töreni yapıldı. Bakanlığın resmi web sayfasından edinilen bilgiye göre Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy katıldığı temel atma töreninde Türkiye’nin ve insanlığın en önemli arkeolojik değerlerinden biri olduğuna dikkat çekerek “Çatalhöyük sayesinde biliyoruz ki; madenciliğin Anadolu’daki başlangıç tarihi Neolitik Dönem‘e kadar inmektedir. O dönemin insanları toplayıcılık ve avcılığın yanı sıra çiftçilikle de uğraşmaktadır.
Duvar resimlerinde kent planına yer veren ilk yerleşim merkezi olan Çatalhöyük bize günümüzdeki mülkiyet kavramının o dönemde başladığını göstermektedir ve pişmiş topraktan yapılmış damga mühürlerle bu gerçek belgelenmiştir. Çatalhöyük, keşfedildiğinde bir çığır açmıştır. Efes, Hattuşa, Zeugma, Truva, Arslantepe ve daha niceleri paha biçilmez birer ziynet misali Türkiye’nin dört bir yanına serpilmiş gibidir. İşte Göbeklitepe, insanlık tarihinin sıfır noktası olarak medeniyetimize dair bilgi ve anlayışımızda yeni bir dönem başlatmıştır. 12 bin yıl öncesi olarak tarihlenen o sıfır noktasını da yeni bulgularla birkaç bin yıl daha geriye çekeceğiz. Çalışmalarımız sürüyor. Anadolu, insanlığa ve bilim çevrelerine daha nice heyecanlar ve şoklar yaşatacak. Bundan hiç şüphemiz yok” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy Çatalhöyük’te!
Türkiye’nin sahip olduğu arkeolojik varlık seviyesine de dikkat çeken Bakan Ersoy; Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın resmi web sayfasında yer alan açıklamasında “Birkaç haftalık tatilin güzel bir hatırası olarak değil, insanların heyecanla tecrübe ettikleri ve bu tecrübede edindikleri bilgileri, hissettikleri duyguları başkalarıyla paylaşma ihtiyacı duyacakları bir deneyim yaşatmalıyız.
Ören yerlerimizde ve müzelerimizde bilgiyi estetik ve zarafetle iç içe, teknolojiyi en doğru şekilde kullanarak ama daima doyurucu ve akılda kalıcı şekilde insanlara sunma gayretimizin arkasında bu amaç bulunmaktadır. Temelini atmakta olduğumuz bu proje de aynı amaca hizmet edecektir.” dedi.
Türkiye kültürel ve deniz turizmi alanında geliştirme çalışmalarına devam ederken yapılan çalışmalar turizm gelirleri istatistiklerine de yansıyor.