Merhaba değerli haberton okuyucuları sizlere bu sefer yeni neslin düşmanından bahsedeceğim.
Az sonra okuyacaklarınız belki şu anda “ne yapalım yapacak bir şey yok” dedirte bilir ancak bakış açınızı eğer değiştirip benimle aynı pencereden bakarsanız sizlerde bu düşmanın ne derece tehlikeli olduğunu fark edeceksiniz. “
12 Nisan 1993 tarihinde hayatımıza giren ve ilk olarak TÜBİTAK, ODTÜ ve Ege Üniversitesi üzerinden bağlanılan internet günümüze baktığımızda neredeyse hemen hemen tüm evlerde, mobil alanlarda, havaalanı, cafe vb alanlarda, ülkemize ilk olarak 2003 yılında kısıtlı olarak sunulmaya başlanan ve 2005 yılında herkes tarafından kullanılabilir hale gelen İnternet hayatımızın merkez noktasına yerleşmiş konumda.
Bununla birlikte hayatımızı elen alan Sosyal Ağların bizleri ne derece etkisi altına aldığını da haberimizde ele alacağız.
İlk olarak şöyle bir internet ile tanışmış olduğumuz döneme giderek yolculuğumuza başlayalım. internet ile ilk tanışdığımız dönemlerde hepimizin bildiği gibi küçük çapta iletişim programları hayatımıza yavaş yavaş girmeye başlamıştı. (Msn, icq, irc, google, yahoo, mynet, forum sayfaları) vb bir çok bağlantılarla tanışmıştık. Ve o dönemlere baktığımızda hepimizin yabancısı olduğu platformların içeriği, yayın formatı, merak ettiğimiz durumdaydı hatta şöyle söyleyebiliriz ki şu anda revaçta olan ünlü video yayın kuruluşu Youtube bile daha yeni yeni tanınıyor ve şu anki kadar yüksek bir veri tabanına sahip değildi. İnsanlar o dönemde çoğunlukla internete kısmi olarak kullanmaya tabiri caizse korkarlardı.
Ülkemizde bir çok evde bilgisayar sayılı ailelerde vardı ve hepimizin durağı haline gelen “İnternet Cafeler” bile pek fazla işlem yapmaz hatta her kişiyi gizliden takip ederdi ne yapıyor, nereye bağlanıyor diye.
Mesela hepimizin başına gelen küçük bir durumdan da bahsetmeden geçemeyeceğim. Evlerinde bilgisayar ve internet olan bir çok kişi haftada iki defa en az bilgisayarının çökmesini yaşamıştır. Bu durumdan bile çekinir sadece bilgisayar çökmesin diye belkide hiç bir yere girmezdik. Ve kullanmış olduğumuz cihazlarda müzik dinlemek herkesin gözdesi olan “winamp” açıp kulaklığı takıp müzik dinlemek bile o dönemlerde bambaşka bir keyifti. Hatta istediğimiz birçok müziği bile bulamıyor bir çok forum sayfalarından indirmek için üyelik açıyorduk. Yani kısaca hayatımızda sadece araç olarak kullanmış olduğumuz bir alandı.
Yolculuğumuza birde o dönemler de televizyon kanallarında ki izlemiş olduğumuz kliplere uğrayarak devam edelim. O dönemlerde mesela bir elin beş parmağını geçmeyecek kadar müzik kanalları vardı ve yılda bir defa müzik ödülleri yarışması yapılırdı bizlerde desteklemek için sevdiğimiz sanatçılara sms yollardık ki ödülü kazansın. Ve o dönemin heyecanı, tadı, lezzeti bambaşkaydı hatırlayanlar bilecektir.
Günümüze baktığımızda artık hayranı olduğumuz sanatçılar bile albüm çıkarmaz duruma geldiler eğer farkındaysanız. Bunun sebebi ise hayatımızda araç olarak kullanılan bir alanın amaç olarak kullanıldığı için. Kendinize sadece 3 dakika ayırın ve şu soruyu sorun “En son ne zaman albüm, cd, dvd, kitap” vb satın aldınız. Artık kitaplar bile bir çok uygulama üzerinden sesli olarak yayınlanıyor. Ve artık sanata, sanatçıya, emeğe saygı toplumumuzda gün geçtikçe kaybolur duruma geliyor. Bunun nedeni de açık olarak ortada olduğunu düşünüyorum.
Eski nesil için internet yabancı iken yeni nesil için düşman haline gelmiştir lakin ne üzücü ki toplumumuz çoğunluk kısmı bunun farkında değil. Şu anda toplumumuza baktığımız da her yeni dünyaya gelen çocuk bir buçuk, iki yaşına geldiğinde internet ile tanışıyor hale gelmesi korkutucu biri durum da olduğunu söyleyebiliriz.
Buna ek olarak da hayatımızı ele alan bir çok aileyi yok eden sosyal ağların da bizlere nasıl düşman oluğunu sizlere anlatmaya çalışacağım.
Sosyal Ağlar ?
İnternet ile tanıştığımız dönemlerle birlikte sosyal ağlarda yavaş yavaş hayatımıza giriş yapmıştır. Sosyal ağlar dediğimizde şu anda hepinizin aklına ilk gelen “Facebbok veya İnstagram” olacaktır. Ancak ilk dönemlerde Msn, icq, yahoo, mynet ile başlamıştı tanışmamız daha sonra “Facebbok” 2006 yılında hayatımıza girmiş beraberinde “blackberry messenger” gelmiştir. Buna ek olarak “Skype” ile tanışmamız çok uzun sürmemişti. Facebook dan sonra Twitter, Whatsapp, İnstagram, Snapchat gibi önemli ağları da yavaş yavaş tanışıyor haline gelmiştik. Amaç olarak insanların sosyalleşmesi, iletişim kurması için geliştirilen bu uygulamalar, programlar vb zaman için de insanların hayatında son derece önemli bir konuma geldiğini söyleyebiliriz. Sosyal ağlar iş hayatında günümüze baktığımızda önemli bir noktaya geldiğini söyleyebiliriz. Eski dönemlerde insanlar işlerini geliştirmek büyümek için “radyo, gazete, tv” organlarını kullanırken şu anda insanların çoğunluğu sosyal medyayı kullanıyor. Ünlü markalar için ise muhteşem bir PR çalışma alanı olmuştur.
Bizi Bekleyen Gizli Düşman.!!?
Sosyal ağlar ne kadar hayatımızın merkezine yerleşmiş, kolaylaştırmış ve ünlü markalar, firmalar için iyi bir araç haline gelmiş olsa da. Bu alan da bizleri bekleyen bir düşmanın silahını sizinle paylaşmak istiyorum. Ergenlik döneminde ki çocukların yaşamlarına çok erken zamanda giren internet ve sosyal ağların yaşamlarını olumsuz etkilediğini ifade edebiliriz. Gençlerin sosyal ağlarla başlayan serüvenin nasıl arkadaşlık ilişkisini bozduğunu görmememiz mümkün değildir. Çocukların ve gençlerimizin kötü alışkanlıklara yönelmesinin en net durumunun internet ve sosyal ağlar olduğunun hepimiz farkındayız, bunu biliyoruz ama bununla ilgili bir tedbir almıyoruz, alamıyoruz.
Bugüne baktığımızda insanlarımız sosyal ağlarda bir paylaşım hastalığına yakalanmış durumda sosyal ağların kullanımı olarak belirli alanlarda bir süzgeci olmadığını hepimiz biliyoruz. Çocuklarımız, gençlerimiz, görmemesi gereken bir çok duruma şahit olmakla birlikte etkisi altında kalmaktadır. Cinsel içerikler, zararlı madde kullanımı, şiddet ve yasal olmayan her türlü durum sosyal ağlarda çocuklarımızın ve gençlerimizin karşısına çok kolay bir biçimde çıkmaktadır. Bu durumda onların yanlış bir gelişim göstermesine neden olmaktadır.
İnternetin ve Sosyal Platforumların Psikolojisi Üzerindeki Etkisi
Sosyal platformlar toplumumuz ve dünya üzerindeki insanların üzerinde önemli bir derecede tahrip edici durumlar meydana getirmektedir. Sosyal ağlarda insanların genel olarak kendinden uzak bir profil yayınlaması vb göstermesi ve hayatlarında hiç bir sorun yokmuş gibi bir imaj oluşturması toplumun kendini sorgulamasına ve bilinç altında mutsuz olmalarına neden olmaktadır. Bir çok kişi sosyal medya uygulamalarında her şeye sahip olduğunu düşündüğü ve hiç bir sorun sıkıntı yaşamadığını düşündüğü insanlara özenip, kendi hayatını sorgulamakta, bundan da zamanla memnun olmamaktadır. Bu durum zamanla kişilerin depresyon, anksiyete, panik atak gibi son derece önemli sorunlar ile karşı karşıya gelmelerine neden olmaktadır.
Sosyal ağların toplum ve insanlar üzerinde ki etkileri sadece bununla sınırlı kalmamaktadır. Sosyal ağlarda kurulan ilişkilerin daha kolay olması ve daha kolay gerçekleşmesi ile kişilerin artık gün geçtikçe real (gerçek) hayattan uzaklaşması ve bu uzaklaşma ile toplumun içe kapanık olmasına artı kişilerin başarısız insan ilikşileri kurmasına hatta ve hatta etik olmayan davranışlar sergileyip şiddete meyilli olmasına neden olmaktadır.
İnternet ve Sosyal Ağların Zararları Nelerdir?
Ne kadar üzücü bir durumdur ki internet ve sosyal ağların faydalarından fazla zararları bulunmakta. Sosyal ağların ve internetin insanların hayatın da psikolojileri üzerinde büyük bir olumsuz, etik olmayan etkileri olduğunu söyleyebiliriz. Bu olumsuz özellikler sayılamayacak kadar fazladır. Ancak sizlere yapmış olduğum araştırmalar sonucunda en önemli, önlemi alınabilir bir kaç durumdan bahsedeceğim.
- Çocuklarda ve gençlerde kimlik oluşum dönemlerinde olumsuz, etik olmayan etkiler yaratmaktadır. Özellikle kendilerinde memnun olmadıkları yönlerini daha fazla ve hızlı olarak keşfetme artı olarak kendilerini çok fazla yetersiz görmelerine sebep olmaktadır.
- Toplumun mahremiyet duygusundan uzaklaşıp zarar görmesine neden olmaktadır.
- İnsanların ve toplumun samimiyetini, gerçek yüzlerini ve genel olarak karakterini net olarak anlaşılmayacağı için kandırılma, iyi niyetin suiistimal edilmesi kaçınılmaz hal almıştır. Özellikle aile sevgisine, sevgiye, şefkate, aç olan kişilerin gördükleri sahte ilgiden fazlaca etkilendikleri mümkün bir hal almıştır.
- Fenomen olmak ve tanınmak, şöhret olmak isteyen kişiler için faydası ve olanakları olduğundan fazla tehlikelerle ve tuzaklarla doludur. Bir çok kişi bu alanda kendini tanıtmak için, ifade etmek için, başarılı olmak için birden fazla yanlış duruma düşmektedirler.
- Sosyal ve sanal dünyada var olmaya çalışmak ile birlikte toplumumuz ve insanlar gerçek hayattan bir o kadar uzaklaşır duruma gelmiş ve kendisini insanlardan soyutlar hale gelmiştir. Bu durumlar birlikte ülkemizde yapılan araştırmalar sonucunda bir çok kişi psikolojik sorunlar yaşamaya başlamıştır.
- Yapılan araştırmalara göre boşanmaların %20’si sosyal ağlar ve internet olduğu açıklanmıştır.
- Sosyal platformlarda ki fenomenlerin hayranları tarafından takip edilmesi ve takip edilen kişilerin hayranı olduğu fenomenin bir çok şeye sahip olması, mutlu olması gibi durumlar insanların bilinç altında yetersizlik, mutsuzluk hissine neden olduğunu da söyleyebiliriz.
Toplumumuzu esir altına alan ve gelecek neslin de en büyük düşmanı olan İnternet ve Sosyal ağları doğru ve bilinçli şekilde kullanılması hem gelecek neslin kişisel gelişimine katkı sağlayacaktır hemde kendisini iyi ifade edip insan ilişkilerini daha da güçlendirecektir.
Değerli zamanınızı ayırıp okuduğunuz için teşekkür eder yorum ve düşüncelerinizi paylaşırsanız seviniriz.
Bir sonraki araştırma ve haberimizde görüşmek umuduyla diyerek sözümü tamamlarken yeni neslin düşmanına dost olmamak dileği ile… Unutmayın hiç bir şey gerçek arkadaşlık, gerçek dostluk, gerçek bire bir yüz yüze samimiyet kadar güzel değildir. Bizim zamanlarımız da kurulan dostlukların, arkadaşlıkların da yeni nesilde kurulup ebedi olmasını temenni ederim.