Amerika’nın keşfinin aynı zamanda domatesin keşfi olduğunu daha önce duymamıştım ki tarihte ki bir hadiseyi okuyunca göz atarak öğrendim.
Domates, 1492 yılında denize açılan Christopher Columbus’un, yine 1492 tarihinde Amerika’yı keşfi sonrasında,1550 yıllarında Avrupa’ya taşınmış ve süs bitkisi muamelesi görmüştür.
İlk olarak İtalyanlar tarafından tüketilmeye başlanmıştır. Anadolu’da domates ile ilgili ilk kayıtlara 3. Ahmet döneminde Damat İbrahim Paşa’nın aylık olarak tuttuğu 1723 yılındaki masraf kayıtlarında rastlıyoruz.
Domatesi Osmanlı’ya tanıtan ve tohumlarını ilk getiren Halep’te 1799-1825 yılları arasında İngiliz Konsolosu olan John Barker‘di. Düşünsenize şimdi pazara çıkıyorsunuz ve pazarda domates yok. Domates sosu, domatesli yemekler, mesela menemen diye bir yemek, Domates salçası diye bir şeyde yok. Amerika’nın keşfinin aynı zamanda domatesin keşfi olduğunu daha önce duymamıştım ki tarihte ki bir hadiseyi okuyunca göz atarak öğrendim.
Hatta domates aslında ilk bulunduğu zaman sarı renkte iken sonradan aşı vs ile bugün ki rengine kavuşmuştur. Neyse gelelim benim domatesin tarihini araştırmama sebep olan meseleye, Krallık veya padişahlık ile yönetilen bir ülkede Kralın koyduğu saçma sapan bir kural bile sorgusuz uygulanırmış. Mesela bilir misiniz, duydunuz mu bilmem? Bizim en değer verdiğimiz Osmanlı padişahlarından birisi olan Fatih Sultan Mehmet kendisine getirilen domatesleri çeşnicibaşı tarafından doğrarken elinin yarasına domatesin suyunun değmesi ile can çekişerek ölür ve böylece araştırma yapılınca domateslerin sap kısmından içine zerk edilen baldıran zehiri olduğu anlaşılınca Sultan tüm imparatorlukta domatesi yasaklar.
Diyorum ya şimdi yasaklansa domates millet ne yapardı merak ediyorum. Domatessiz bir yaşam ve insanların alışkanlığından vaz geçmesi işte hürriyet ve özgürlüğün bir domatesten dahi ölçü alınacağının kanıtı. Size domatesten bir kıssa anlattım, umarım beğenmişsinizdir.