Dünyanın dengesini bozan iklim değişikliğinin, tarımsal gıda üretimini olumsuz etkilediğine dikkat çeken Gökhan Arslan, “İklim değişikliği gıda kaynaklarını azalttı” dedi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Gökhan Arslan, son yıllarda iklim değişikliğinin daha çok görüldüğünü ve 2030 yılında 10 milyar olması beklenen dünya nüfusu için mevcut gıda kaynaklarının iki katına çıkarılması gerektiğini söyledi. Dünyadaki tarımsal gıda üretiminde yüzde 40’lık gerilemeye dikkat çeken Arslan, “Su ürünleri önemli referans merkezidir. Balık tüketmek de sağlıklı yaşamanın anahtarıdır” dedi.
Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi İçsu Balıkları Araştırma ve Uygulama Birimi’nde alabalık üretimi yaptıklarını söyleyen öğretim üyesi Gökhan Arslan, iklim değişikliği ve küresel ısınma sebebiyle dünyanın dengesinin bozulduğunu ve tarımsal gıda üretimin gerilemesi sonucu gıda kaynaklarında oluşan azalmanın su ürünlerinin üretimiyle arttırılabileceğini söyledi. Türkiye’de su ürünleri tüketimin dünya ortalamasının oldukça altında olduğunu belirten Arslan, balık tüketiminin birçok hastalığın tedavisinde olumlu sonuç verdiğini ifade etti.
‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ GIDA KAYNAKLARINI AZALTTI’
Dünyanın dengesini bozan iklim değişikliğinin, tarımsal gıda üretimini olumsuz etkilediğine dikkat çeken Gökhan Arslan, “İklim değişikliği, sadece küresel ısınma değildir. İklim değişikliğinde aşırı yağışlar, kasırgalar ve poyrazlar mevcuttur. Dünyanın dengesi bozuldu. Aşırı yağışlardan, sellerden, orman yangınlarından bahsediyoruz. Gıda kaynaklarında ciddi azalma söz konusu. Son veriler dünyada tarımsal gıda üretiminde yüzde 40’lık gerileme olduğunu gösteriyor. Dünya duruyor mu? Hayır. Nüfus artmaya devam ediyor.
Uzmanlar, 2030’lu yıllarda dünya nüfusunun 10 milyar olacağını ve bu nüfusu besleyebilmek için mevcut gıda kaynaklarının iki katına çıkarılması gerektiğinden bahsediyor. Tam da bu noktada, su ürünleri, önemli bir referans merkezidir. Birim alanda daha fazla verim alabileceğiniz, sağlık açısından da oldukça önemli olan su ürünleri sektörü hem insanların sağlıklı beslenmesi hem de mevcut gıda ihtiyacının ortadan kalkması için önemli bir potansiyeldir” diye konuştu.
‘SU ÜRÜNLERİ SAĞLIKLI BESLENME İÇİN ÖNEMLİ’
İklim değişikliğinin su ürünleri sektörünü de olumsuz etkilediğini anlatan Arslan, “Özellikle avcılık sektöründe son derece olumsuz sonuçlara yol açmıştır. Güncel olarak Akdeniz’deki balon balığının artması, hatta bakanlık tarafından yakalanması halinde belirli ücret verilmesi ve yine Akdeniz’de hiç görülmemiş türlerin görülmesi, Karadeniz Bölgesi’nde önemli bir kaynak olan hamsinin yıldan yıla dalgalı bir seyir izlemesi iklim değişikliğinin gözle görünür halidir. Evet, iklim değişiyor. Dünya bir döngü halinde, insan olarak bundan nasıl en az hasarla sıyrılabiliriz. Her şeyden önce verimi daha yüksek gıda kaynaklarına yönelmemiz ve sağlık açısından olumlu sonuçlar alabileceğimiz gıda kaynaklarını tüketmeye özen gösterilmeliyiz. Bu anlamda su ürünlerinin tüketilmesi sağlıklı beslenme açısından son derece önemli” dedi.
‘TÜRKİYE’DE YETERİNCE BALIK TÜKETİLMİYOR’
Türkiye’de su ürünleri tüketim ortalamasını sahil bölgelerindeki şehirlerin arttırdığını vurgulayan Arslan, “Gelişmiş ülkelere baktığımız zaman yılda kişi başı 25 kilogram su ürünü tüketiliyor. Türkiye’de bu rakam 6-7 kiloyu buluyor. Özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bu sayı 1-2 kilograma kadar düşmektedir. Şunu çok iyi bilmemiz gerekiyor ki balık tüketimi sağlık açısından son derece önemli bir besin kaynağıdır. Gelişen yüzyılda önemli çalışmalar yapılıyor. Örneğin, kardiyovasküler hastalıklarda balık tüketiminin olumlu sonuçlar yarattığını biliyoruz. Şeker hastalıkları, kemik rahatsızlıkları ve vitamin eksikliğinden kaynaklı hastalıklarda balık tüketimi son derece önemlidir. Balık tüketmek sağlıklı bir şekilde yaşamanın anahtarıdır” diye konuştu.