Yaşadığımız dünya bizim, ve o da bize aynı zamanda Allah’ın emaneti… Onun bilincinde olarak bu dünyaya iyi bakmalıyız. Dünyanın bize mesajı var.
Herkese merhaba sevgili yol arkadaşlarım bugünkü konumuz doğanın isyanı… Dünyanın bize sundukları ve bizim yola çıktıklarımız. Biz dünyadan ne istiyoruz…. Hz. Adem’den beri borçlu olduğumuz toprak ve dünyaya yaptıklarımızın bedeli mi içinde yaşadığımız şuan ki durum… Dünyada her şey gerçekten pamuk ipliğine mi bağlı.. Doğada sürekli bir dönüşüm mümkün mü….. Eko sistemi nasıl bozduk…. Küresel ısınma ve sonuçları neler oldu… Aslında kuantum etkisiyle kainat nasıl iyileşir? Bunlar ve daha fazlası yazımızda…
Haydi başlayalım..! Yaratılışın başlangıcından itibaren Hz. Adem’le başlayan toprağın öyküsü bizim için bir armağandır. Biz sırf bu yüzden bile toprağa borçluyuz. Hz. Adem yaratılırken toprakla yaratılmış ve içine ruh üflenmiştir. Ve bilinene göre bizim bu sebeple toprağa borçlu olduğumuz her ölen insanın bu sebeple toprağa gömüldüğü söylenir.
Doğu felsefesinde bazı inançlara göre toprakta kemiklerimizin erimesi sonucu mineraller haline gelip tekrar toprağa karışırız. Oradan tekrar bir tohum ve bitkide başka bir şekilde can buluruz. Bu olaya doğu Hint felsefesinde (Budizm, Taoizm vb) reenkarnasyon deniyor.
Ama bizim bildiğimiz bir gerçek var ki bizi doyuran besleyen ve sulayan toprağa borçlu olduğumuz.
Ama biz maalesef toprağı hor kullanıyoruz, ekilip biçilen alanları zapt ediyoruz. İmara açıyoruz. Hor kullanıyoruz. Her yeri iş alanı ve bina dikmeye çalışıyoruz. Her arsayı kapatmaya uğraşıyoruz. Sonra da toprak bize heyelan deprem vs. olarak cevap veriyor. Her sene milyonlarca ağaç kesiliyor, Termik santral uğruna. Şimdi siz söyleyin bu toprak bizi üzerinde niye tutsun?
Yaşadığımız dünya bizim, ve o da bize aynı zamanda Allah’ın emaneti… Onun bilincinde olarak bu dünyaya iyi bakmalıyız. Çünkü gördüğünüz gibi cevabı bayağı kötü oluyor. Yangınlar, seller deprem ve heyelan gibi doğal afetler bizim yaşadığımız acı musibetler. Önemli olan bunlardan ders çıkarmak.. Ve asıl amaç bunlar olmadan önlem almak..
Her musibet bize doğanın cezası.. O da farkında ve istemiyor. Durun artık diyor..
Allah doğadaki herşeyi bizim için yaratmış. Ama hor kullanmak için değil. Bize birşekilde bedeli ağır oluyor. Doğanın iyi ve kötü dengesini sağlayabiliriz aslında. Nasıl mı?
Size çok duyduğumuz bir terimden bahsedeceğim. Kimimiz duydu kimimiz hiç duymadı kimimizde o ne ya diyebilir :kelebek etkisi-kuantum..
Hemen açıyorum konuyu. Dünyanın herhangi bir yerinde, bir kelebeğin kanat çırpışıyla dünyanın öteki ucunda, bir doğa olayının yaşanması mümkün… Evren de herşey dönüşüm değişim içinde. Her şey pamuk ipliğine bağlı.. Ve hiçbir şey tesadüf değil.
Şimdi iyi de niye anlatıyorsun bunu bize diyorsunuz dimi..! İşte bu doğanın hayatını kurtarabilir… Şöyle ki, bu kelebek etkisiyle doğaya, kainata, evrene iyi bakmalıyız. Bizim yapacağımız küçük bir fayda, ekeceğimiz küçük bir tohum, binlerce km. ötedeki bir ağaca yada bir fidana can verebilir. Yaptığımız doğaya karşı bu iyilik çoğalarak bize geri dönebilir. Dünya bir al – ver dengesi içindedir. Ve ne verirsek onu alırız unutmayalım.
Mevlana ne güzel demiş: Bir mum diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez karanlıkları aydınlatır. O yüzden bu konuda da birlik beraberlik zamanı. Önlemler her şey olmadan alınmalı, yapılması gerekenler o zaman yapılmalı ve doğaya yapılan bu eziyete son vermeliyiz.
Ona borçluyuz. Toprağa sulara ve habitata borçluyuz. Onlar bize sunulan nimetler. Yoksa bu musibetler hiç bitmeyecek.
Sonuç olarak şunu söyleyelim ne ekersen onu biçersin. Allah verdiği nimetlerin hesabını sana soracaktır. Bunun asıl altından kalabilecek miyiz? Bu dünyada ki sınavlarımız, bu kadar ağırken öteki tarafta ne yapacağız.
Allah kuranı kerim de şöyle buyuruyor ki :Ben anlamayanlara musibetler veririm. Anlamazlarsa bir daha veririm. Onları imtihan ederim der. Sabrımızı ölçtüğünü söyler. Bu bilinçle olmaya çalışarak yaşadığımız tecellilerden ders çıkaralım. Düşünelim acaba biz Allaha ve yaratılana nankörlük mü yaptık? Kendimizi sorgulamak gerekir. Daha güzel bir dünyaya kavuşmak niyetiyle…