Manavgat’ta halk yangının 7’inci gününde tahliye kararı olmasına rağmen köylerini kurtarmak için çalışıyor
Antalya’da yıllar önce köylerine yapılmak istenen HES’e karşı verdikleri mücadeleyle HES yapımını iptal ettiren Ahmetler halkı, bu kez yangına karşı tek yürek oldu. Ahmetlerliler, tahliye kararı verilmesine rağmen köylerini kurtarmak için kadınlı erkekli tırmıklarla ve kendi imkanlarıyla yaptıkları itfaiye aracı benzeri 3 araçla yangınla köy arasında tampon bölge oluşturmak için günlerdir gece gündüz çalışıyor. Kırsal alandaki Ahmetler’de yaşayanlara, Manavgat ve merkez halkı da ‘Tırmığını al da gel’ kampanyası kapsamında destek veriyor. Köylü kadınların en önde olduğu mücadelede, orman ile köy arasında tampon bölge oluşturulmak için 40-50 metre genişliğindeki alan tırmıklarla temizlenmeye çalışılıyor.
‘AHMETLER DÜŞERSE TOROSLAR DÜŞER’
Köyde sergilenen örnek mücadeleyi anlatan Mustafa Koç, Ahmetler ve Murtiçi yangınında son durumu NASA haritasından da takip ettiklerini belirterek, “Haritada 1 numaralı yangın Ahmetler tarafında, 2 numaralı yangın da Akseki Murtiçi’nde. Düne göre çok iyi sayılır. 1 numaralı bölgeyi köylüler gece gündüz kontrol ediyor ve söndürmeye çalışıyor. 2 numaralı yangın ise Zirveyi aşıp bu tarafa geçerse Ahmetler ve Kanyon bölgesi için büyük sorun yaratabilir. Hava desteğiyle 2 numaralı bölge susturulmalı. Aksekili dostlarımızdan biraz daha gayret bekliyoruz. Ahmetler’i yalnız bırakmayalım. Ahmetler düşerse Toroslar düşer” dedi.
‘YENİLİRSEK YAZIK OLACAK’
Köylülerin ve itfaiye ekiplerinin sabaha kadar nöbet tutup, çalıştığını anlatan Koç, “Bu bölgede kontrollü bir yangın var. Köylüler kadın-erkek yine cepheye koştu. Şimdi en büyük tehlike Güğlen’in ardında Akseki ve Murtiçi tarafında. Bu yangın Doğruyolbaşı denen zirveden bu tarafa aşarsa Ahmetler’in emeklerine yazık olur çünkü bu yangın Kanyonu ve Ahmetler’i yeniden tehdit edecek. Bütün ağırlık buraya verilmeli. Akşam üzeri Güğlen’deki yangın alanında bir inceleme gezisi yaptık. Gece boyu kritik noktalarda nöbetçiler var. Burada zaten herkes çok az uyuyor. Biz de öyle. Yangın, Akseki Murtiçi ve Güçlüköy’e ulaşmak için inat etse de bunca mücadeleden sonra yenilirsek yazık olacak” diye konuştu.
KÖYLÜNÜN TIRMIKLI YANGIN TİMLERİ
Köylülerin kadınlı erkekli yangın timlerinin bölgede günlerdir büyük mücadele verdiğini anlatan Mustafa Koç, “Gece gündüz uğraşarak hem kendimizi hem köyümüzü hem de Güğlen dağını kurtardık sayılır. Yardıma gelenlerden Allah razı olsun. İtfaiye ekiplerine ne kadar teşekkür etsek az. Onlar da çok mücadele etti, inşallah diğer yerlerde kimseye bir şey olmadan söner. Yangın söndürme çalışmalarına en büyük desteği itfaiye veriyor. Fedakar köylülerin insan üstü çabası dışında bir şeyler yapılmalı. Bu köylü Ahmetler’i yanmaktan kurtarır. Ancak kitlesel bir destekle ormanları da kurtarabiliriz. Güğlen’de yol boyunca tampon bölge çalışmaları yapılırsa Alanya’ya kadar devam etme ihtimali olan büyük yangını önleyebiliriz. Köylülere tırmık ağaç motoru, uzun hortumlu su tankları versinler, bu yangın önlenir” dedi.
KENDİ İTFAİYE ARAÇLARINI YAPTILAR
Mücadelenin en güçlü silahının, tırmıklar ve ‘Ahmetler itfaiyesi’ olarak adlandırdıkları araçlar olduğunu kaydeden köylüler, kendi olanaklarıyla traktörlere bağlı su tankerlerinin olduğu, ‘Ahmetler itfaiyesi’ adını verdikleri 3 araç yaptıklarını ve söndürme işlemlerinde çok işe yaradığını kaydetti.
KURTARILAN HAYVANLAR TEDAVİ EDİLİYOR
Antalya’da ilk olarak Manavgat’ta başlayan ve Akseki, İbradı, Gündoğmuş, Alanya ilçelerine sıçrayan ve devam eden yangında ekipler, bölgeden çok sayıda büyükbaş, küçükbaş ve yaban hayvanını da kurtarıp, korunaklı bölgelere taşıyor. Yaralı olanların tedavi ve kontrolleri yapılıyor.
Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı’na bağlı ekiplerin Manavgat yangınının başladığı günden itibaren bölgelerde oluşturduğu hayvanları kurtarma timleri tarafından bugüne kadar sadece Manavgat’ta 2 bin 500’e yakın büyükbaş ve küçükbaş kurtarıldı. Ayrıca bölgede çok sayıda köpek, kedi, tavşan, kaplumbağa, tavuk, ördek, eşek, katırdan kurtarılanlar da korunaklı bölgelere nakledildi.
Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Seda Özel, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ve ilçe belediyeleriyle birlikte Manavgat’taki sokak hayvanları barınağının boşaltıldığını, merkeze nakledildiğini söyledi. Manavgat’taki barınağın boşaltıldıktan sonra korunması gereken hayvanların buraya getirildiğini anlatan Özel, Hayvanat Bahçesi’nden yaban hayatı uzmanı veteriner hekimlerle Antalya ve diğer illerin belediyelerinden gelen veteriner hekimlerin birlikte hareket ettiğini açıkladı.
Bugüne kadar Manavgat’ta 2 bin 160 küçükbaş, 112 inek, Gündoğmuş’ta 1000’e yakın küçükbaş ve 80 civarı ineğin kurtarılarak, güvenli bölgelere taşındığını; bakım ve yarası, yanığı olanların tedavilerinin devam ettiğini anlatan Seda Özel, Alanya’da ise dün 9 eşek, 5 katır, ağaçlara bağlı kalmış 13 çoban köpeğin kurtarıldığını kaydetti. Özel ayrıca çok sayıda kaplumbağa, tavşan, yaban kuşu gibi hayvanlar da bulunduğu ve tedavilerinin yapıldığını dile getirdi.
Bölgedeki köylere yem ve saman dağıtımı yapıldığını da dile getiren Özel, “Bölgedeki zarar gören meyve bahçelerinin yanı sıra bölgede defne önemli bir geçim kaynağı. Zarar görmüş defne ağaçları, zeytin, keçiboynuzu, nar ve turunçgil ağaçlarıyla ilgili de yine çalışmalarımız olacak. Çiftçilerimize acil olarak yem desteğinde bulunuluyor” diye konuştu.
YANAN ORMANLAR UÇAKTAKİ YOLCU TARAFINDAN GÖRÜNTÜLENDİ
Antalya’da 8’inci gününde devam eden orman yangınını söndürme çalışmaları sürerken, zarar gören alanlar, kente havayolu ile gelen bir yolcunun cep telefonu kamerasına yansıdı. Uçağın Antalya Havalimanı inişi için pilotunun yolcuları emniyet kemeri takması yönünde uyarı yaptığı andan itibaren görülmeye başlanan dumanlar, Antalya’nın doğu ilçelerinde gökyüzünü sardı. Uçaktaki yolcunun telefon kamerasıyla kaydettiği görüntülerde, yanan alanların genişliği yürek sızlattı. Görüntülerde söndürme çalışmalarının devam ettiği bölgeler ile alevlerin yükseldiği ormanların görüntüleri de yer aldı.
TARİHİ MEZARLAR DA HASAR GÖRDÜ
Antalya’nın Gündoğmuş ilçesindeki orman yangınlarını söndürme çalışmaları, hem havadan hem karadan müdahale ile sürüyor. Ekipler ve mahalleli, yangınları söndürmek için yoğun çaba sarf ediyor. Gündoğmuş’ta yer alan Senir Mahallesi, yangınlardan etkilenirken, 800 yıllık tarihi mezarlar da hasar gördü. Selçuklu Devleti’nin Senir Uç Beyliği’nin yaşadığı bölge olan mahalle, daha sonra Osmanlı Devleti’ne de ev sahipliği yaptı. Mahallenin mezarlığında Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalma mezarlar da yer alıyor. Mezarların üzerindeki otlar yanarken, mezar taşları da karardı.
‘HİÇ MEZAR KALMADI’
Mahalleliden Mehmet Dinçer, “Burada 1299 yılından kalma mezar da var ancak yangından dolayı hepsi zarar gördü. Bu mezarlık 800 yıllık. Burası Selçuklu, Osmanlı dönemlerinin yanı sıra mahalle sakinlerinin de defnedildiği bir mezarlık. Kabir taşlarından belli oluyor zaten, tamamen o dönemin izlerini taşıyor. Yangından dolayı burada hiç mezar kalmadı, hepsi zarar gördü” diye konuştu.
‘TARİHİN YANMAMASI İÇİN ÇABA HARCADIK AMA OLMADI’
Senir Mahallesi’nde doğup büyüyen Hüseyin İnan da “Köyümüz yaklaşık 800 yıllık tarihe sahip. Bizim köyümüzde 800 yıldan daha eski mezarlar var. Biz tarihin yanmaması için çaba harcadık ama olmadı. Maalesef yangınla beraber tarihimiz yok oldu. Burada Senir Beyliği yaşamış, çevrede yer alan köylerin kuruluşunun tamamı buradan çıkıyor. Beylikten sonra burada bulunan köyler var olmuş” dedi.
‘EVLERİMİZİN YANMASINA BU KADAR ÜZÜLMEDİK’
Senir beylerinden Hacı Ömer Bey’in torunu olduğunu belirten Ahmet Tahir Özkan ise “Köyümüzün tarihi bildiğimiz kadar 800 yıllık. Burada 700 yıldan daha eski mezar taşları olduğunu gördük. Evlerimizin yandığına bu kadar içimiz acımadı ama tarihimizin yanmasına çok üzüldük. Babalarımız, analarımızın mezarları yandı. Bizim köyün tarihi bildiğimiz kadar Selçuklular ile başlar. Benim ailem, Senir beylerinden, dedelerimiz. Bazı noktalarda sadece taş dikili olan mezarlar var. Biz o zaman bir savaş ya da salgın hastalıktan dolayı ölenlerin toplu olarak defnedildiğini düşünüyoruz. Bazı yerlerde isimler var. 800 yıldan fazla mezarların olduğunu gördük. Orman yangınından dolayı bu köyün tarihi yandı” diye konuştu.
YANGINDAN KURTULAN İNEĞİN ‘MUCİZE’ SÜRPRİZİ
Antalya’nın Manavgat ilçesindeki yangında birçok ev, kullanılamaz hale geldi. Yanan mahallerdeki evlerin birçoğunun altında bulunan ahırlardaki hayvanlar da etkilendi. Karaöz Mahallesi’nde yaşayan Makbule Öksüzoğlu, yangının mahallerine doğru geldiğini görünce evini bırakıp, kaçmaya karar verdi. Ahırda bulunan hayvanları aklına gelen Öksüzoğlu, kapısını açarak, 6 ineğini kaçması için dışarı çıkarıp saldı. Öksüzoğlu, güvenli bölgeye giderken inekler de çevreye doğru yayıldı.
Evi yangında küle dönen Öksüzoğlu, 1 gün sonra bakmak için geri döndü. Mahallede akrabalarının yanına geçen Öksüzoğlu’nun yangından kaçsın, diye saldığı inekler de bir süre sonra döndü. Boş alana ineklerini bağlayan kadın, 1 gün sonra geldiğinde gebe ineğinin buzağı doğurduğunu gördü. Yanan evinin ve hatıralarının anısını buzağıyla bir an için unutan Öksüzoğlu, yavruyu ‘kızım’ diye seviyor. Öksüzoğlu, veteriner tarafından kontrolleri ve aşıları yapılan buzağıya yangından kurtulduğu için ‘Mucize’ adını koydu.
STRESLE ERKEN DOĞURMUŞ
Süt sağma makinesinin yandığını bu nedenle süt sağamadığını söyleyen Makbule Öksüzoğlu, “İnekleri yangının geldiği gün saldık. 2’si çıkmak istemedi, zorla çıkardık. Keçiler vardı, onları da saldık ama tekrar ahıra dönünce onlar yanmış. Biz de yangından kaçtık sonra bakmaya geldik ama evlerimiz talan olmuş. Evlerimiz yanınca böyle kaldı. Doğum yapmasına daha günü vardı ama stresten herhalde inek kendisi doğurdu. Buzağının durumu şu anda sağlıklı annesini emiyor. Buzağının adına afetten kurtulduğu için ‘Mucize’ koydum onun adını” dedi.
Doğum yapan ineğin ve buzağının kontrollerini yapan veteriner Adem Özcan da “İneklerin ahırları yanmış ve kaçarak buraya gelmişler. 1 gün sonra o stresle 3-5 gün varken doğumuna doğum yapmış. Kontrollerini ve aşılarını yaptık hiçbir sorun yok şu an. Yaşadığı stresten dolayı doğum öne gelmiş. Yangın sırasında iyi kurtulmuş. Üreticiler ahırları ormanlık alandan uzak yerlere yapsınlar. Hayvanları stresten uzak tutsunlar” diye konuştu.
AFET BÖLGESİNDE BİR BAŞKA ‘MUCİZE’
Manavgat’ta yangın bölgesinden kurtarılan başka gebe inek de Kepez Belediyesi ekiplerinin yardımıyla doğum yaptı. Yangın bölgesinden kurtarılarak, Ulukapı köyündeki hayvanların bir arada toplandığı ahıra getirilen inek doğum yaptı. İçişleri Bakanlığı’nca ‘Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi’ ilan edilen Manavgat’ta görevlendirilen Kepez Belediyesi’nin ekipleri de gebe ineğin doğumuna yardım etti. Yaklaşık 1 saat süren doğumda sağlıklı dişi buzağı dünyaya geldi. Belediye ekipleri, önce buzağının nefes almasını sağladı ardından inek ile arasındaki göbek bağını kesti. Afet bölgesinde doğan dişi buzağıya da ‘Mucize’ ismi verildi.
İneğin sahibi yangınzede, buzağının doğumuna yardım eden Kepez Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü Şantiye Şefi Mustafa Say ve ekibine teşekkür ederek, “Allah hepsinden razı olsun. Doğum başlamak üzereydi. Koşup geldiler. Yardım ettiler. Rabb’im de onlara yardım etsin” dedi.
ODA VE BORSALARDAN DESTEK
Öte yandan Manavgat’ta yangından etkilenen çiftçilerin hayvanlarına ulaştırılmak üzere Antalya Ticaret Borsası’nın (ATB) çağrısının ardından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı oda ve borsalar; bölgeye saman, yem ve arpa desteğinde bulunmaya başladı. ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Antalya’nın, tarihinin en büyük orman yangınını yaşadığını belirtti. 28 Temmuz’da başlayan ve henüz söndürülemeyen orman yangınının felakete dönüştüğünü kaydeden Çandır, “Manavgat’ın yaralarını dayanışmayla birlikte saracağız” diye konuştu.
‘TARIM ALANLARI DA ZARAR GÖRDÜ’
Yangının ilk gününden itibaren bölgeye giderek, kurum ve kuruluşlarla koordineli çalıştıklarını kaydeden Çandır, “Bölgede yangın devam ettiği için hasar tespitini kesin rakamlarla paylaşmak doğru olmaz ancak ilk belirlemelere göre, yangında 300’ün üzerinde büyükbaş, 3 bine yakın küçükbaş, 27 bine yakın kanatlı hayvan, 1250’nin üzerinde arı kovanı telef oldu. Yanan orman varlığının yanı sıra bölgede çiftçimizin geçim kaynağı olan tarım alanları da büyük zarar gördü. Muz seraları ve sebze seralarının yoğun olduğu bölgede 650 dekarın üzerinde muz serası, 120 dekarın üzerinde sebze serası, 15 bin dekarın üzerinde zeytin, defne ve keçiboynuzu ile narenciye alanı zarar gördü. Bu alanları tekrar tarıma kazandırmak için canla başla çalışacağız” dedi.
‘YARALARI BİRLİKTE SARIYORUZ’
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği çatısı altındaki oda ve borsalardan her türlü desteğin sağlandığını belirten Çandır, “TOBB yanan bölgelerin yeşillendirilmesi için 5 milyon TL katkıda bulunurken, bağlı oda ve borsalarımızın Manavgat’a yardımları devam ediyor” diye konuştu.
Hayvan yemi ve saman ihtiyacının yoğun olduğu bölgeye ATB olarak ilk etapta 100 ton saman ve yem ulaştırdıklarını kaydeden Çandır, “Yaptığımız çağrı üzerine yurdun çeşitli yerlerindeki borsalarımızdan çiftçilere ulaştırılmak üzere yem ve saman yardımları geliyor” dedi.
ESKİŞEHİRLİ İŞÇİLERDEN DUYGULANDIRAN YARDIM
Ayrıca Eskişehir Ticaret Borsası’nın bölgeye 2 TIR yem ulaştırdığını belirten Başkan Çandır, yem fabrikası işçilerinin de gelen yardıma katkıda bulunduğunu dile getirerek, “Yemi üreten fabrikanın 47 işçisinin 47 çuval yem yardımında bulunması beni ayrıca duygulandırdı” dedi.
BÜYÜKŞEHİR YARALARI SARIYOR, ÇADIRLAR KURULUYOR
Antalya Büyükşehir Belediyesi ekipleri, afet bölgesi ilan edilen Manavgat, Akseki, Alanya, Gündoğmuş ve Gazipaşa ilçelerinde yangınları söndürme ve kontrol altına alma çalışmalarına devam ederken, bir yandan da yangının izlerini silip hayatın normale dönmesine yönelik desteğini sürdürüyor. Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı ekipleri, bölgede yangında hasar gören ve yıkılan evlerde hafriyat ile temizlik çalışması yapıyor; evleri hasar görenler için çadır kurulumu sağlanıyor. Talep edilen çadırlar, Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından yerlerine ulaştırılarak, kuruluyor. Büyükşehir Belediyesi, ihtiyaç duyulan bölgelere konteyner ve seyyar tuvaletler kuruyor. Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na bağlı sosyologların ise sahada hasar tespit ve inceleme çalışmaları devam ediyor.
Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na bağlı ekipler ise hayvanların bakım ve tedavilerini gerçekleştirmek için mahalle mahalle geziyor. Yangından etkilenen mahallelerden alınarak güvenli bölgeye yerleştirilen küçükbaş ve büyükbaşlar veteriner kontrolünden geçiriliyor. Hayvanlara yem ve saman desteği sağlanıyor. Hayvan sağlığı ekipleri, küçükbaş ve büyükbaşların yanı sıra bölge halkına ait kedi, köpek, kaz, tavuk, tavşan gibi hayvanların da muayeneleri yaparak, tedavilerini gerçekleştiriyor; bakım ve ihtiyaçlarını karşılıyor. Ayrıca sokak hayvanları için mama ve su bırakılıyor.
TOMALARA SU DESTEĞİ
Öte yandan Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı ekiplerince hayvanlara arazözlerle su veriliyor. Park bahçeler ekipleri ayrıca helikopterler için havuzlara sürekli su takviyesi yapıyor. Yangın söndürme çalışmalarında kullanılan TOMA’lara da yine Büyükşehir Belediyesi’nce su takviyesi sağlanıyor. Çeltikçi Mahallesi’nde kurulan yem ve saman dağıtım merkezinden de dağıtımlar sürüyor. Ayrıca ihtiyaç olan bölgelerde çiftçilere kamyonlarla tonlarca yem ve saman dağıtımı yapılıyor.
PSİKOSOSYAL DESTEK
Antalya Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı ekipleri de bölgede rahatsızlanan yöre halkı ve personelin sağlık kontrollerini yaparak, hastaneye naklini gerçekleştiriyor. Sosyal hizmet uzmanları ise sahada halka ve özellikle çocuklara psikososyal destek vererek, yaşadıkları travmanın atlatılması yönünde katkı sağlıyor.
Manavgat Afet Koordinasyon Merkezi ise muhtarlarla ve halkla sürekli temas halinde bulunarak neye ihtiyaçları varsa hemen bölgeye yönlendirme yapıyor, talepler anında karşılanmaya çalışılıyor.
YANGINDAN KURTARILAN HAYVANLARIN DURUMU İYİ
Muratpaşa Belediyesi ise 28 Temmuz’da Manavgat’ta 4 noktada ve 29 Temmuz’da ise Gündoğmuş’ta başlayan yangınlarla devam eden mücadeleye birçok alanda destek veriyor. Yangının ilk saatlerinden itibaren bölgede bulunan Muratpaşa Belediyesi, Manavgat’ta devam eden söndürme çalışmalarına 4 arazözle destek verirken Gündoğmuş’ta alevlerle mücadeleye otobüs, kepçe, dozer dahil 15 iş makinesi ve taşıtın bulunduğu filoyla katılıyor.
Muratpaşa Belediyesi, ayrıca Manavgat’ta 1 hafta önce başlayan yangında, alevlerin tehdit ettiği hayvan barınağından da çok sayıda kedi ve köpeği alarak, belediyenin sokak hayvanları geçici bakımevi ve rehabilitasyon merkezine getirdi. Dumandan etkilenen hayvanlara önce oksijen desteği sağlanırken yara bakımlarına da başlandı.
Muratpaşa Belediyesi veteriner hekimi, ilk müdahalenin ardından sokak hayvanlarının devam eden tedavilerini yapmaya başladıklarını belirterek, “Manavgat yangınından alarak belediyemizin Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’ne getirdiğimiz sokak hayvanları sahiplendirilerek buradan ayrılacak” dedi.
ALEVLER YOLUN KARŞISINDAKİ DAĞA SIÇRADI
Manavgat’ın Kızıldağ Mahallesi’nde yoğunlaşan orman yangınına havadan ve karadan müdahale sürüyor. Isparta- Konya ve Antalya arasındaki ormanlık sınır üzerinde bulunan Kızıldağ’a alevlerin sirayet etmemesi için büyük mücadele veriliyordu ancak saat 14.30 sıralarında yangın, yolun karşısındaki yamaca sıçradı. İlçenin batısına doğru yayılan yangın, rüzgarın etkisi ve yoğun dumanla birlikte hızlandı. Önlenememesi durumunda Beşkonak, Demirciler ve Ankara mahalleleri ile turistik Köprülü Kanyon ve Tazı Kanyonu’na alevlerin ulaşmasından endişe ediliyor. Bölge sarp kayalık olduğu için karadan müdahale yapılamıyor.
Öte yandan Manavgat’ta 8 gündür devam eden ve söndürme çalışmalarının sürdüğü yangın nedeniyle oluşan duman, ilçe merkezinde gökyüzünde bulut şeklini alıyor. Dumanlar, kentin birçok noktasından ve farklı ilçelerinden görülürken, gün içinde güneşin görülmesine dahi engel oluyor. Akşam saatlerinde güneşin batışıyla gökyüzünde bulut şeklindeki duman turuncu görünürken, güneş ise duman nedeniyle kızıla bürünüyor.