Türkiye’deki futbol sisteminde yabancı kuralı neden sürekli değişir? Birileri neden yap-boz-devret mantığıyla sürekli kulüplere bulmaca çözdürür? Transfer Yanlışları 3, Menajer Oyunları.
2 haftadır Türkiye’de futbolda süregelen transfer yanlışlarını ve kulüplerin neden sürekli borç içinde yüzdüğünü, güzide şehirlerimizin, efsane taraftarlara sahip takımlarının neden ha bire transfer yasağı ve borç ödememe yüzünden amatörlere kadar düştüğünü hatta kapandığını dilim döndüğünce, elim tuşlara gittiğince yazmaya çalıştım…
İşte şimdi bunun asıl sorununun, yani ”BİRİLERİ DEVEYİ HAVUDUYLA GÖTÜRÜRKEN”, koca koca işadamlarının başkanlıklarını yaptığı, devasa bütçeli kulüplerin yok oluş hikayelerinin temeline inmenin zamanı geldi…
İlk önce şu soruyu sorarak başlayalım…
Türkiye’deki futbol sisteminde yabancı kuralı neden sürekli değişir? Birileri neden yap-boz-devret mantığıyla sürekli kulüplere bulmaca çözdürür?
Nedir mesela yabancı kuralı? ÖSS sınavı mıdır?
x + y ‘yi toplayınca doğruyu bilenler mi yabancı transferi yapmaya hak kazanacak.
Sahi neden sürekli değişir yabancı kuralı???
Ben söyleyeyim… Menajerler daha çok para kazansın diye… (Tabi ki bu benim kendi çözümlemem – Başka geçerli bir cevap bulamıyorum)
Son 2 kurala göre şöyle düşünün…
Yabancı kuralını önce 14 serbest yaptılar… TFF’ye sezon başında 28 kişilik liste sunulacak, 14 yabancı + 14 yerli olacak, yabancıların 11 tanesi de ilk 11’de olabilecek.
Ne kadar güzel kural değil mi?
”Yıllardır Avrupa ile baş edemiyoruz, onlar tüm Dünya’dan oyuncu alabilirken biz illa 3 – 4 tane yerli oynatmak zorundayız, yerli oyuncu kaliteli olmayınca da Avrupa’da başarı gelmiyor” palavraları ile kendi öz başarısızlıklarını örtmek isteyen bir çok kulüp bu durumu çok beğenmişti…
Ama en çok beğenen ve sevinen ise tabi ki Menajerler ve aracılar olmuştu.
Çünkü ülkeye yabancı oyuncu getirmek için kalite aramaya gerek yoktu (kaliteli olan için de kalitesini aramaya gerek yoktu, ismi yeterdi). Ahbap – Çavuş ilişkileri ya da siyaset bağlantıları ile kulüp yöneticileri aracılığıyla, 20 kulübe 14 oyuncudan toplam 280 yabancı oyuncu transferi yapılmıştı. Ve bu rakam sadece tek bir sezon içindi.
Oyuncu başına 10 Bin Euro komisyon alındığını düşünürseniz ortadaki para, 2,8 Milyon Euro yapar.
Ama komisyonun ortalama 10 Bin Euro değil de 100 Bin Euro olduğunu varsayarsak (ki normal rakamlar bunlar zaten – kim 10 Bin Euroya iş yapar ki :), yıllık 28 Milyon Euro’ya kadar çıkan bir meblağdan bahsedebiliriz.
Nereden baksanız ortalama 3 – 4 Anadolu kulübünün yıllık bütçesi kadar hatta daha fazla…
Yani her sene 3 – 4 kulüp bütçesi kadar para menajerlere gidiyor, 2 – 3 kulüp de batma noktasına ve küme düşme durumuna geliyordu.
YANİ ASLINDA LİGDEN BİRİLERİNİN DÜŞMESİ, BİRİLERİNİN DE ÇIKMASI GEREKİYORDU… :)
Peki sonra niye 8 + 6 olarak değişti bu kural. Seneye daha da azalacak… İlk 11’de illa 3 tane yerli şartı niye koyuldu…
İşte o da menajerler biraz daha para kazansın diye koyuldu… Bu sefer de yerli oyuncular pazarlanacak, 1 alacak oyuncu için 3 hatta 5 istenecek, kural 2 – 3 sene içinde iyice daraltılacak ayağına sözleşmeler 1 – 2 yıl için değil en az 3 yıl yapılacak ve oyuncuların yıllık ücreti bazında komisyonlar havada uçuşacak…
Yani nereden bakarsan bak, bir KARA DELİK daha ortaya çıkacak…
2 seneye kalmaz kuralı yine serbest statüsüne getirirler, benden söylemesi :)
Peki başka bir soru sormama izin verin lütfen?
Son 10 yılımızı düşünün. Yıllık ortalama 15 yabancı transfer yapılsın her kulüp için. 18 Takım için yılda 270 oyuncu, 10 yılda 2700 yabancı oyuncu transfer edilmiştir …
Bunların kaç tanesi 30 yaş altındaydı? Yüzde 50? , yüzde 40?, yoksa yüzde 30 mu?
Peki bunların kaç tanesi 25 hatta 23 yaş altındaydı? Yüzde 30? , yüzde 20?, yoksa yüzde 10 mu?
Peki kaç tanesi sattık yurtdışına bonservis kazanarak ? Yüzde 1’i 27 oyuncu yapıyor.
Son 10 yılda ortalama 10 Milyon Euro üzeri 27 yabancı oyuncu satmış mıyızdır? (Yerlileri saymıyorum, onlar bizim kendi altyapılarımızdan yetiştirip ihraç ettiğimiz çocuklarımız)
Yabancı oyuncu getirdikleri için yıllık ortalama 25 – 30 milyon Euro verilen menajerler, Türk futboluna yabancı oyuncu satışından bu kadar gelir sağlıyorlar mı?
Türkiye’de transferlerin geçen hafta da yazdığım gibi yaşça büyük ve tecrübeli olarak pazarlanan, aslında bütün tecrübelerinin aldıkları yıllık ücretin yüksek olması olan oyuncular üzerinden dönmesinin asıl nedeni de bu değil mi?
Bir menajer ortalama komisyon olarak %10 pay alır.
100 Bin Euro’ya getirdiğin oyuncudan %10 almaktansa, 1 Milyon Euro’ya getirdiğin oyuncudan %10 almak daha karlı bir iştir doğal olarak…
O yüzden sevgili arkadaşlar, siz ne kadar bu kuralları saçma bulursanız bulun, kulüpler ne kadar TFF’ye sitemde bulunursa bulunsun; tüm sistem menajerlerin para kazanması ve futbol – siyaset ilişkilerinin devam etmesi üzerine kurulu olduğu sürece bu düzen değişmeyecektir…
Bu düzenin değişmesinin tek bir yolu vardır? Menajerlere para vermemek. En azından almadan vermemek … (Menajerden para mı alınır demeyin? Alınır alınır, onların oyuncu pazarladığı gibi kulüpleri pazarlayabilirseniz ve biraz kafayı çalıştırırsanız bal gibi de alınır :) Onun yöntemini ise sormayın… O da benim icadım olsun, bana kalsın… Şimdi kendi formülümüzü açık etmenin manası yok :)
BEŞİKTAŞ – GALATASARAY – GHEZZAL
Son yıllarda yaşanan müthiş ”transfer yarışlarının” son etabı, Rachid Ghezzal pistinde koşulmaya başlandı.
Geçtiğimiz sezon kiralık olarak Beşiktaş’ta harika bir sezon geçiren oyuncuyu Beşiktaş almak istedi, menajer nasıl olduysa Galatasaray ile de görüşmeye başladı (Beşiktaş da Gedson’a teklif yapmış, misilleme yapmış diyolla ama bilemiyom gari :)
Yok efendim Galatasaray 3 verdi, Beşiktaş 4 verdi; yıllık ücret 2 isteriz, olmadı 2,5 olsun fiyat arttı 3 olsun felan filan…
Ahmet Nur Çebi başkan da, TV’deki başkanlar toplantısında ”bunlar menajer oyunları, rakiplerimiz bizim beğendiğimiz oyunculara teklif yapmazsa seviniriz, fiyat artıyor alamıyoruz dedi”
Ben Çebi’nin yerinde olsam o menajere, oyuncu Galatasaray’a hayırlı olsun biz almaktan vazgeçtik derim. Çünkü bir menajer oyuncusunu bu şekilde pazarlamaya çalışır, Kibar Feyzo filminde ki başlık sahnesi gibi sen ne verdin – sen ne verdin ? olayına dönerse en iyi yol o görüşmeyi bitirmektir…
Aynı şey Galatasaray için de geçerli. Ben Galatasaray’ın yerinde olsam Ghezzal’ın menajerine teklif iletmem bile…
GALATASARAY ve CİCALDAU TRANSFERİ
Aslında bu transfer tam da bu yazıya örnek olsun diye zamanlaması benim için ”cuk” oturmuş bir transfer oldu… Yani Galatasaray yönetiminde olsam bu kadar denk getiremem :)
Bana göre son yıllarda yapılmış en akıllı transferlerden birisi daha (Marcao, Szalai transferleri gibi)
Oyuncuyu izledim mükemmel, uçar kaçar, rakip kaleyi gördü mü affetmez gibi söylemler söylemeyeceğim. Ya da birileri gibi Romanya Ligi’nden bir oyuncuya 6,5 Milyon Euro mu verilir demeyeceğim?
Biz her şeye spor ve skor olarak baktığımız için, işin mali kısmını kaçırıyoruz (Galatasaray son yıllarda bunu çok iyi uyguluyor ve Finansal Fair-Play’den de alnının akıyla çıkması bunun neticesi)
Şimdi bu oyuncuyu bir kenara bırakalım. Galarasaray’ın bir 10 numara ihtiyacı vardı ve en son o bölgede Belhanda vardı. Belhanda yıllık 3,5 milyon Euro civarı bir para alıyordu. Biz biraz düşürelim ve yıllık 2,5 milyon Euroya 28 – 32 yaş arası daha bilinen bir oyuncu alındığını düşünelim.
3 yıl içinde toplam 7,5 Milyon Euro bir maliyet olacaktı (oyuncunun ismine göre daha da artabilir – çünkü menajerler için isim mühim :)
Cicaldau ise yıllık 1,1’den 3 yılda toplam 3,3 Milyon Euro + 6,5 Milyon Euro bonservis toplam 9,8 (10 civarı) bir maliyete denk gelmiş olacak.
Yani aslında 3 yıl için sadece 2,5 Milyon Euro fazla maliyetle bir transfer yapmış oldu Galatasaray.
Hem de 24 yaşında…
Hem de 15 defa Romanya Milli Takım formasını giymiş.
Hem de geçen sezon 8 gol + 13 asistlik bir performansı var…
En kötü performans alamazsan 2,5 Milyon Euro’ya satabilirsin (olmadı yıllık ücret düşük diye rahat rahat kiralayabilirsin, belki başka yerde parlar sonra yine satabilirsin)
Ama diğer daha tecrübeli denilen türden oyuncular performans vermezse, yıllık ücret de yüksek olduğu için, göndermek için türlü formüller ararsın… Ki zaten bizde de böyle olmuyor mu?
Bu mantık genç oyuncu transferleri için uygulanması gereken bir mantık… Uzun vadeli hesap yapmak gerekiyor…
Biz yıllardır günübirlik düşündüğümüz ve yaşadığımız için, sadece günü kurtardığımızı sandık…
Oysa geleceğimizi ve yıllarımızı hep çöpe attık…
Artık Türk Futbolunun ayağa kalkması gerekiyor…
Kulüpleri birer şirket mantığıyla, transferleri de uzun vadeli yatırım mentalitesiyle düşünmek gerekiyor…
Yoksa her bir kulüp batıp tarihin arka sayfalarında kaldığında, Zakkum grubunun şarkısında ki o meşhur şarkı sözünü söyleriz…
HER GEÇEN GÜN BİRER BİRER MASADAN AYRILIYOR DOSTLAR…