AB’nin içerisinde temsil edildiği G7 ülkeleri, karbon salınımını engelleyen işletmeleri desteklemek amacıyla 2023 yılından itibaren karbon vergisi uygulama kararı aldı.
Türkiye’nin buna yönelik adımları atmazsa yılda yaklaşık 2 milyar euro vergiyi AB hazinesine ödemek durumunda kalabileceğini hatırlatan İzmir Ticaret Borsası (İTB) Meclis Başkanı Barış Kocagöz, sanayicilere karbon salınımını azaltmak için yenilenebilir enerji yatırımlarının artırılması konusunda çağrı yaptı.
İTB Meclis Başkanı Barış Kocagöz, sel, erozyon, kuraklık gibi çok sayıda doğal afete yol açan karbon türevlerinin salınımına neden olan çimento, demir çelik alüminyum tesisleri başta olmak üzere, karbon salınımı yapan sanayi kuruluşlarına, ‘Yeşil Mutabakat’ çerçevesinde yeni vergi yaptırımının uygulanacağını hatırlattı. Karbon vergisi uygulamasının 2023 yılından itibaren uygulamaya geçeceği bilgisini paylaşan Kocagöz, ihracatının yüzde 55-60’ının G7 ülkelerine yapan Türkiye açısından kararın önemine dikkat çekti.
Kocagöz, “AB diyor ki; ben karbon salınımını engelleyen işletmeleri desteklemek istiyorum. Bunun için de karbon salan sanayi tesislerinin ve tüketicilerin bu işi teşvik etmelerini istiyorum. Karbon salınımını engelleyene teşvik verilecek ki bu tip üretim tesisleri artsın. Bu sayede gezegenimizde karbondioksit salınımı azalsın. Tahminen ton başına karbondioksit anlamında 40-80 dolar arası bir bedel alınacağı söyleniyor. Buna yönelik Türkiye ile ilgili tahminlere göre, yıllık 2 milyar euro civarında vergi ödeyeceğiz” açıklamasında bulundu.
‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ZİRVE YAPACAK’
İhracat yapan firmaların ödeyeceği karbon salınım vergisiyle ilgili taslağın yayınlandığını ve bu verginin önceden tahmin edildiğini söyleyen İTB Meclis Başkanı Barış Kocagöz, demir çelik, çimento, alüminyum, gübre gibi karbon ayak izinin yüksek olduğu sektörlere bu verginin önemli bir yük getireceğini savundu. Sanayicileri buna yönelik hazırlık yapmaları konusunda uyaran Kocagöz, “Bu tip vergilere maruz kalmamak için karbon salınımı az olan üretim tesislerinden bu tip ürünler satın alarak kendilerini bu işe hazırlayabilirler.
İşin temelinde iklim değişikliği var. Artık bütün Türkiye öğrendi. 4,5 milyar yıllık bir gezegende iklim değişikliği tehlikesi 20-25 yıllık bir periyotta zirve yapacak gibi görünüyor. 4,5 milyar yıllık bir dengeyi karbon salınımlarıyla bozduk. Yaklaşık 1-1.5 derecelik bir artış bile atmosferin kendi yapısını bozmamıza, bu yüzden de sıcaklığın artmaya devam etmesine sebep oluyor. Bu artış dünyadaki dengeleri bozuyor” diye konuştu.
YENİLENEBİLİR ENERJİ KOZU
Son yıllarda sel, hortum ya da kuraklık gibi doğal afetlerde artış yaşandığına dikkati çekerek bu tür afetlerin iklim değişikliği nedeniyle artabileceğini savunan Kocagöz, buna karşı herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade ederek “Karbon salınımını azaltıcı şeylere yönelmemiz gerekir. Bu nedenle karbon sertifika sistemi dünyada kuruluyor. Bu işi zorla da olsa yaptırmak için vergi kararı alınıyor. Ülkemiz diğer birçok ülkeden daha önde. Şanslı bir ülkeyiz, güneş, rüzgar, jeotermal gibi bütün doğal kaynaklar önemli kozlarımız arasında” dedi.
Türkiye’nin yenilenebilir enerjide önemli mesafeler kat edildiğine dikkati çeken Barış Kocagöz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 1 Haziran 2021’de başlattığı “Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti (YEK-G) Sistemi”ni örnek verdi. Yeşil Mutabakat’a göre, üretimde karbon salınımına yönelik ton başına bir vergilendirmenin söz konusu olduğuna dikkat çeken Kocagöz, ‘YEK-G’de üretilen enerji megavat olarak değerlendiriliyor. Bunun, Türkiye’nin vergi ödemesini engelleyecek, Avrupa Birliği’nin istediği sisteme kolayca uyarlanabileceğini düşünüyorum. Önümüzdeki günlerde Enerji Bakanlığı’na bu konuda görüş bildirebiliriz” ifadelerini kullandı.