Elmalı Davası’nda iki çocuğun çizdikleri ve yaşadıkları korkunçtu. Çocuklar her şeyi apaçık yazdı ve çizdi. Buna rağmen bu karardan dönülmedi.
Geçtiğimiz haftalarda, Antalya Elmalı’da, yedi yaşında ki kız çocuğuna ve on yaşında ki erkek çocuğuna fuhuş yaptıran Anne -Merve A- ve üvey baba -Rahmi A- ocak ayından beri yargılandıkları mahkemeden beraat kararı ile salıverildiler.
Bu ahlaksız, bu namussuz karara toplumumuzun her kesiminden sert bir tepki ile karşılandı.
Maalesef bu durum, bu bozuk kararı değiştirmeye yetmedi. Neymiş efendim, somut kanıt bulunamamışmış. Adli tıp raporu bile çocukların tecavüze uğradığını açıkladı. Mahkeme neden hala verdiği kararın arkasında?
Çocuklardan yaşadıklarını anlatmaları istendi. Çocuklar her şeyi apaçık yazdı ve çizdi. Buna rağmen bu karardan dönüldü mü? Hayır.
Bir çocuktan ne çizmesini beklersiniz? Şöyle bir şey herhalde, kağıdın sağ veya sol köşesinin en tepesine sapsarı bir güneş, güneşin altında bulunan minik bir ev, evin önünde el ele sırasıyla, resmi çizen çocuk, baba ve annenin olduğu bir resim, değil mi? Veya bir çocuktan ne yazmasını beklersiniz? Şöyle bir şey her halde, Hava cıvıl cıvıl. Bugün annem ve babamla gezmeye gittik. Beni Topkapı sarayına götürdüler. Orası çok ama çok güzel. Annem ve babamı çok seviyorum, gibi şeyler. Ama o çocuklar, ne demin anlattıklarımı çizdi, ne de demin söylediklerimi yazdı. O çocuklar bunları çizdi ve yazdı:
Çok korkunç şeyler değil mi? Bunları gördüğünüz zaman eminim içiniz cız etmiştir. Kimin etmez ki?
İki küçük çocuğun yazdıkları bunlar olamaz.
Bir aile olduğu gibi o masum yavrucaklara saldırdı. Annesinden tut babasına, babasından tut, babaannesine kadar herkes. Bu çocukların hayatı karardı. Hayatlarının sonuna kadar bu yaşadıklarını unutabileceklerini mi sanıyorlar? Hoş, kendi çocukları değil ya, tecavüze uğrayan, el alemin çocuğu. Onlara ne?
Dünyamız Kapitalist sistemle maalesef ki yönetiliyor. Bu sistemi bir piramit olarak düşünelim. Bu piramidin en üstünde paranın kralları vardı. Paranın kralları diyorum çünkü, bu insanlar trilyonlara sahipler. Ve bu insanlara kapitalist denir. Kapitalistlerin altında din adamları vardır. Çünkü insanları din aldatmacasıyla kandırır ve para kazanır. Onların altında askerler vardı. Ellerinde ki silahlar sayesinde güçlüdürler. Onların bir altında siyasetçiler vardır. Onların altındaysa ezilen halk, yani bu yazıyı okuyan sen ve bu yazıyı yazan ben gibi insanlar.
İnsanlar para kazanmak için, namusları, şereflerini iki paralık eder. Sırf zengin olmak için kendi kız kardeşi ile bile evlenir. Nitekim Rothschild ailesi. Sırf gizemlerini ve zenginliklerini korumak için, bundan on yıl öncesine kadar hep aile içerisinde evleniyorlardı. Yani demem o ki, piramidin en üstündekiler zaten çürümüş insanlar. Bu çürüme yavaş yavaş alta iner. Önce din adamları, ardından askerler, ardından siyasetçiler. Burada kilit nokta siyasetçilerdir. Çünkü siyasetçiler, kendi üzerlerinde ki üç katmanın kölesidir adeta.
Nitekim bu Elmalı Davası’da bu durumun bir örneğidir. Evet, toplumumuz çürümüştür. Ama bunun için sadece toplum suçlanmamalı. Bu toplumu bu hale getirenlerden hesap sorulmalıdır. Dünyanın en temiz toplumuyduk biz Türkler. Ama şimdi… Şimdi adeta karga leşi gibi kokmaya başlayan bir toplumuz. Ve böylesine çürümüş bir toplumda, ELMALI DAVASINDAKİ gibi çocuk istismarları kaçınılmaz maalesef.
Umarız toplumumuz bu çürümüşlükten kurtulur. Umarız.