Bugün bir meslek dalı için çok özel ve önemli bir gün. Çünkü bugün, “3 Temmuz Dünya Makinistler Günü”
Kıymetli okurlarım, “Uyanış” isimli yazı dizime kısa bir ara vererek bugün sizlere farklı bir konudan bahsetmek istiyorum. Bugün bir meslek dalı için çok özel ve önemli bir gün. Çünkü bugün, “3 Temmuz Dünya Makinistler Günü”
Doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm yurdumuzda şarkılara, şiirlere, anılara ve hikâyelere konu olan ulaştırma hizmetinin öncüsü hem de ülkemizin kültürel bir değeri konumuna sahip trenlerimizin sürücülerinden bahsedeceğim.
Umudu, sevgiyi, hüznü, kavuşmayı ve ayrılığı en iyi anlatan araç trenlerdir. Aileye, sevdaya, vatana kavuşmayı veya ayrılmayı hep trenlerle özdeşleştirdik. Çünkü trenler her devirde, o devrin imkânlarına göre en teknik, teknolojik araçlardı. At arabaların etkin olduğu veya çok zengin olanların ancak sahip olabildikleri motorlu araçların henüz yollarda boy gösterdiği dönemlerde buharlı lokomotiflerle çalışan trenler o dönemlerde “Demir At” olarak adlandırmıştı. Çünkü dönemin en iyisiydi. Şimdilerde tedavülden kaldırılmış otobüs markalarının yolları aşındırdığı zamanlarda dizel lokomotiflerle İstanbul’dan, Kars’a uzanan trenlerimiz yine döneminin en emniyetli, konforlu vasıtasıydı. Bugünlerde malumunuz hızı 300 Km\s ulaşan Yüksek Hızlı Tren setlerimiz, Ankara’da Başkentray, İstanbul’da Marmaray setlerimiz, ülkemizin çeşitli bölgelerinde dizel yolcu setlerimiz yine bugünün koşullarında en teknolojik, kaliteli ve emniyetli araçlarıdır.
İyi ama trenlerle özdeşleşen, tren denilince akla ilk gelen makinistleri hiç düşündünüz mü? Bir tren eğer hareket hâlindeyse güne, saate bakılmaksızın o treni süren kişiyi hiç merak ettiniz mi? Herkesi tatile, memleketine götüren, kavuşmalara veya ayrılıklara şahit olan trenlerin sürücüleri nasıl insanlar? Siz uyumaya hazırlanırken duyduğunuz tren sesi veya kornası aynı zamanda o treni kumanda ve kontrol eden makinistin de görevi başında olduğunu anlatmaz mı? Bayramlarda memlekete gitmek veya sonrasında dönmek için kullandığınız trenleri hep çalışıyor buluyoruz, iyi ama makinistler için o özel günlerin bir anlamı yok mu?
Elbette var! Mesleğin içinden biri olarak açıkça ifade etmek icap ederse makinistlik; herkesin uyuduğu saatlerde tüm geceyi göz kırpmadan görevi başında geçiren fedakârlık timsali bir meslektir. Dini ve milli bayramları görevde geçirmek, evini ailesini geride bırakarak halkına hizmet etmek sizce de büyük bir fedakârlık değil midir? Bunu herhangi maddi bir değerle ölçebilir miyiz? Elbette hayır!
Makinist, yola çıktığında geride yalnızca ailesini, sevdiklerini, varlıklarını değil tüm dünyasını bırakabilen kişidir. Evden her çıkışında bunun son çıkışı olabileceğini bilen, bunu kabul eden ama buna rağmen o kutsal görevi yerine getirmekten imtina etmeyen kişidir.
Kısacası “Makinistlik,” sırdan bir meslek değil, onurlu ve kutsal bir görevdir. Ve makinist, sıradan bir çalışan değil, görev aşkı olan nitelikli hem de değer taşıyan kişidir.
Bir yolcu treninde yüzlerce canı teslim alıp bir yerden başka bir yere götürmek, onlarca vagondan oluşan binlerce ton yükü bir yerden başka bir yere götürmek yalnızca ekmek parasıyla açıklanabilir bir durum değildir. Bu, büyük bir sorumluluğu omuzlayabilmekle, görevi ile hayatını gerektiğinde bir tutabilmekle ve mesleğine âşık olmakla ancak açıklanabilir.
Yaşayan her insan gibi makinistlerin de hayata dair sorumlulukları, dertleri, sevinçleri, hayalleri ve amaçları var. Çocuklarına iyi bir gelecek hazırlamak için hayatını ortaya koymak sıradan kelimelerle açıklanamaz.
Makinistlerin en büyük mutluluğu, sırtlandıkları sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmek ve görevini layıkıyla yapıp evine, ailesine dönmektir. Kazasız, kedersiz bir yolculukla yüzlerce insanı taşımak ve insanların umutlarına, sevinçlerine katkıda bulunmak ama kim bilir bu sırada kendi hasta çocuğunun, anne veya babasının başında olamamak dışarıdan bakılınca tuhaf bir duygu gibi görünüyor. Lakin bu meslekte olanlar bu durumu defalarca yaşadılar hâlen de yaşamaya devam ediyorlar.
Bir makinist en dinç, dinlenmiş zamanlarını devletine hizmet ederek geçirir. Dinlenme ihtiyacını genellikle evine bırakır. Bu nedenledir ki, makinistlerin eş ve çocukları baba\anne eve döndüğünde dinlenebilmesi için sessizliğe bürünür, uyanmasını ve tüm aile olarak bir arada vakit geçirmeyi dilerler. Evde pişen güzel bir yemekten mutlaka ona pay ayrılır, çünkü aile için sevgi; bir aradayken yaşanabilir bir mutluluktur.
Az evvel kullandığım baba ve anne ifadelerini, makinistlik mesleğinde cinsiyet ayrımı olmadığını, bu kutsal mesleği erkekler kadar kıymetli hanım kardeşlerimizin de icra ettiğini belirtmek için yazdım. Erkeklere makinist denirken bu işi yapma cesaretini gösteren kıymetli hanım kardeşlerimize bizler “Demir Leydiler” diyoruz. Onlar elbette bundan çok daha fazlasını hak ediyorlar.
Ancak kıymetli okurlarım, her meslekte olduğundan daha fazla risk taşıyan makinistlik mesleği, güzel hatıralarla birlikte acı olaylarla da doludur. Nadiren de olsa yaşanan kazalarda hayatını kaybeden görev şehidi meslektaşlarımızın varlığı her daim yüreklerimizi dağlıyor. Geride kalan gözü yaşlı ailelerinin, sevenlerinin çektiği acıyı hissetmemize imkân olmamakla birlikte o görev şehidi meslektaşlarımızın yerinde kendimizin olma ihtimali de az değildir.
Aramızdan çeşitli kazalar sonucu ayrılan meslektaşlarıma Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Tarifi imkânsız olan bu duyguyu ancak yaşayan bilebilir. En büyük tesellimiz ise bu kazalardan yaralı da olsa kurtulan ve sağlığına kavuşup tekrar aramıza dönen meslektaşlarımızdır. Onların varlığı bize umudu, mücadele azmini ve görev aşkını hatırlatıyor.
Dışarıdan bakıldığında öylesine insanlar olarak görünen makinistler aslında hiç de sıradan değillerdir. Bu sebeple yakınınızdan geçen bir tren gördüğünüzde, o treni süren kişiye daha dikkatli bakın. Çünkü siz uyurken onlar, sizin için çalışmaya devam ediyor. Ve yılda bir gün bile olsa hatırlanmayı fazlasıyla hak ediyorlar.
49 yıldır bu mesleğe hizmet eden sivil toplum kuruluşu “Demiryolu Makinistler Derneği” DEMARD, tüm makinistlerin ortak çatısıdır. Şahsımın da yönetim kadrosunda yer aldığı derneğimizin makinistlik mesleğine birçok alanda hizmeti oldu. Çünkü sürekli hareket halinde olan trenlerimizde makinistlerimiz her an bazı sorunlarla karşılaşabiliyorlar. Sorunların çözümü, temel hak ve değişen şartlara göre geri kalan yaşam şartlarının iyileştirilmesi için mücadele eden derneğimizin de bugün doğum günü, kutlu olsun.
Bu vesile ile tüm makinistlerin “3 Temmuz Dünya Makinistler Günü’nü” kutluyorum. Saygı ve esenlikle kalınız efendim.