Eğitim nasıl olmalıdır? sorusuna defalarca kez yıllardır çözüm bulunmaya çalışıldı. Bu çocuklar kitap okumuyor bu çocuklar ödev yapmıyor denildi.
Hiç empati kurulmadı sadece birçok yöntem uygulandı bunların dışında veli ve öğretmenler defalarca kez bir araya geldi fakat çözümler geçiciydi.
Uzun soluklu kalıcı çözümler bulunmadı, çocuklara severek yapmak adına değil de sadece sorumluluk olarak yansıtıldı, yapması gerekliydi çünkü ödevden zayıf alırdı, yapması gerekliydi çünkü böyle isteniyordu yıllarca aynı yöntemi uyguladık hepimiz balığa uçmayı, maymuna yüzmeyi öğretmeye çalıştık oysa anlamalıydık herkes aynı işte iyi olamazdı hayatın zevki de neşesi de buydu, zaten farklı olmak alanımıza yönelmeli eksik olduğumuz alanda değil fazlamız olan alanda eğitim almalıydık fazla çalışmamalı verimli çalışmalıydık.
Sorumluluğumuz olduğu için değil sevdiğimiz başarılı olmak istediğimiz için çabalamalıydık. Çok bilmek yerine mutluluğu tercih etmeliydik, etmeliyiz. Bir insan ancak ve ancak mutlu olduğu alanda başarılı olur ve başarılı olduğu alanda mutlu olurdu. Tüm kural sevmekti yani eğitime gelince eğitim yalnızca ilkokul sıralarında olmaz okul hayatı değildir, eğitim her yaşta her kategoride yer alır.
Kitap okunmayan evde çocuğa kitap oku denmez mesela sevgi görmeyen insana bağırarak sevgi öretilmediği gibi duymayan bir insana istediğiniz kadar bağırın sağırdır o duymaz. Bizde tüm bunları anlamalıyız eğitim severek yapılır, severek öğretilir, gülerek tekrar edilir korku birçok alanda engeller eğitimi görülmeyen şey zor yapılır. Kitap okunan bir evde çocuk görerek öğrenir severek okur.
Yazımızın sonu gelirken not düşelim şu güzelim sayfaya severek yapın mutlu olun gülün başarı zaten gelir….