EUROMED kurucusu Yrd. Doç. Dr. Ramy Abdu, “BM’nin kararı onlarca yıl sahadaki gerçeği görmezden geldikten sonra nihayet odanın içindeki file ışık tutması açısından önemli” dedi.
Merkezi İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü (EUROMED Monitor) kurucusu Yrd. Doç. Dr. Ramy Abdu, Birleşmiş Milletler’in (BM) İsrail’in Filistin’deki insan hakları ihlallerini ve sistematik saldırılarının incelenmesi kararını değerlendirdi. Abdu, “BM’nin kararı onlarca yıl sahadaki gerçeği görmezden geldikten sonra nihayet odanın içindeki file ışık tutması açısından önemli” dedi.
EUROMED Monitor’un kurucusu, hukuk ve finans alanında Yrd. Doç. Dr. Abdu, BM’nin İsrail’e yönelik soruşturma kararının, İsrail’in insan hakları ihlallerini kısa vadede sona erdirmeyeceğini ancak İsrail karşıtı sesleri cesaretlendireceğini belirtti. Dr. Abdu, “Karar, kesinlikle İsrail’in insan hakları ihlallerine hemen bir son vermeyecek, ancak İsrail’in uygulamalarını eleştiren ve kınayan sesleri cesaretlendirebilir. İsrail makamlarına baskı yapmak için uluslararası çabaları hızlandırabilir” dedi.
“Bu kararlar, İsrail’in yıllardır keyfini sürdüğü ‘cezasızlığıyla’ mücadele etmenin yolunu açıyor” diyen Dr. Abdu, “Kararlar, uluslararası mekanizmaların İsrail’i sorumlu tutmasına yardımcı oluyor. Bu tür girişimler, failleri adalete teslim etmek için uluslararası adımların atıldığı konusunda da mağdurlara ve ailelerine umut vermektedir” diye konuştu.
“ADALETE DOĞRU UZUN YOLCULUĞUN BİR ADIMI”
Filistin-İsrail konusunda daima bir barış yolu olduğunu vurgulayan Dr. Abdu, iki devletli çözüme işaret etti. Dr. Abdu, “Ancak İsrail, Doğu Kudüs’teki Filistinlilere yönelik etnik temizlik politikasını sürdürürken, evlerinden zorla atılan on binlerce kişi ya da bölge sakininin direnişi kesinlikle olacaktır” ifadelerine yer verdi. Dr. Abdu, “İsrail’in uygulamalarını kınayan kararları kabul etmek, adalete doğru uzun bir yolculuğun sadece bir adımıdır” dedi.
Dr. Ramy Abdu, BM İnsan Hakları Konseyi’nin soruşturmasına üç Avrupa ülkesinin aleyhte oy verdiğine dikkat çekerek, “Böyle bir tutum, hesap verme ve adaleti sağlama çabalarını baltalayacaktır. Merkezi öneme sahip Avrupa devletlerinin, Avrupa ilkelerinin iki temel değeri olan hesap verebilirlik ve şeffaflığa yönelik çabaları engellemekten ziyade kolaylaştırması çok önemlidir” dedi.
“AB ÜLKELERİ, GÖÇMENLERİ ANLAMAK YERİNE KARŞILARINA DUVAR ÖRDÜ”
Öte yandan, Akdeniz’de yıllardır süren ve binlerce göçmenin hayatını kaybettiği krize ilişkin de açıklamalarda bulunan Dr. Abdu, Avrupa ülkelerinin bu konuda birçok hakkı ihlal ettiğini belirtti. Dr. Abdu, sözlerini böyle sürdürdü:
“Avrupa ülkeleri, göçün nedenlerini anlamak ve ele almak için çalışmak yerine, sığınmacıları geri göndermek için duvarlar inşa etti ve anlaşmalar yaptı. AB ülkeleri, sığınma talep etme hakkı, geri göndermeye karşı mutlak yasak ve insanlık dışı, aşağılayıcı muamele ve toplu sınır dışı etme yasağı da dahil olmak üzere birçok hakkı ihlal ediyor. AB ülkeleri, sığınmacıların topraklarına girmesini engellemek için güç kullanmak yerine, denizde tehlikede olan insanlara koruma ve yardım sağlamalıdır. Avrupa Birliği’nin insan haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini beyan etmesi yeterli değildir. Kendi kurumları tarafından bu uyumun sağlanması için yasal yolların sağlanması da gereklidir. AB ülkeleri, sığınmacı ve göçmenlerden kendilerine düşen payı kabul etmeli ve onları bir yük olarak görmek yerine AB’deki ekonomik büyümeyi artırabilecek varlıklar olarak görmelidir.”