Üniversite öğrencileri dijital bağımlılık konusuna dikkat çekmek için bir sosyal zorunluluk projesi başlattıklarını duyurdu.
‘Sosyal Zorunluluk Projesi’ adını verdikleri (SOZOP) projeyle teknoloji bağımlılığını azaltmak ve kitap okuma alışkanlığı kazandırmak amaçlanıyor.
Teknolojiyi oldukça fazla kullanan gençleri dijital bağımlılık konusunda bilinçlendirmeyi amaç edinen sosyal sorumluluk projesi hakkında konuşan proje koordinatörü İstanbul Gelişim Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Melis Boyacı, “Dijital bağımlılık, dijital dönüşümün çok yoğun yaşandığı bir dönemin bireyleri olarak hepimizin karşı karşıya olduğu bir durumdur. Özellikle pandemi ile beraber çok daha fazla hissedilmeye başlandı. Yaşanan bu duruma dair bir farkındalık yaratmak istedik. Bu noktada sesimizi duyurabileceğimiz ve aynı zamanda ters köşe olarak farkındalık yaratabileceğimiz bir yer olarak sosyal medya platformundan paylaşımlarda bulunmaya karar verdik” dedi.
“ESPRİLİ BİR ŞEKİLDE GÜNDEME GETİRİYORUZ”
Dijital bağımlılık ve çeşitleri hakkında bilgilendirici paylaşımlarda bulunduklarını belirten Boyacı, “Aynı zamanda dijital bağımlılığı, öğrencilerimizin yaptığı illüstrasyonlarla ve hareketli grafiklerle eğlenceli ve eleştirel bir şekilde görselleştirip esprili bir şekilde gündeme getirmeye ve farkındalık yaratmaya da çalışıyoruz. Bunun yanı sıra öğrencilerimiz okudukları kitaplar üzerinden ‘challenge’ (akım) oluşturuyorlar. Böylece dijital bağımlılığa karşı kitap okuma gibi alışkanlıklarla zamanımızı daha verimli kullanma yolları öneriyoruz. Ayrıca bize birçok kolaylık sağlayan teknolojiyi olumlu yönde kullanmayı vurgulamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“BAĞLI OLMAKTAN BAĞIMLI OLMAYA GİDİYORUZ”
Dijital bağımlılığın farklı türleri olduğuna dikkat çeken Boyacı şu ifadeleri kullandı:
“Sosyal medya bağımlılığı, dijital platformlardan alışveriş bağımlılığı, stalklama, dijital oyun bağımlılığı, cep telefonu bağımlılığı gibi farklı türler var. Yeni medyanın sağladığı eş zamanlılık, interaktiflik ve mobilite toplumsal bir dönüşümü de beraberinde getiriyor. Artık her zaman istediğimiz her yerde herkesle iletişim halinde olabiliyoruz. Bu ise beraberinde ‘FoMo’ olarak da tanımlanan sürekli iletişimde olma isteği ve bir şeyleri kaçırma kaygısını getiriyor.
Sürekli iletişimde kalmak ve güncel olarak gelişmeleri, paylaşımları takip etmek istiyoruz. Sosyal medya platformlarında geçirdiğimiz zaman gittikçe artıyor, dijital platformlarda bir alışveriş sitesinden diğerine bakarken saatler geçiriyoruz. Kendimizi bilgisayar ya da cep telefonlarımızın başında saatlerce oyun oynarken ya da internette o haberden diğerine gezinirken buluyoruz.
Bu noktada sosyal medya platformlarının bize sağladığı daha özgür ve demokratik bir biçimde bilgiye ulaşma ve iletişimde olma, yani sosyal yaşamla ‘bağlı’ olma durumundan bu platformlara ‘bağımlı olma’ya doğru bir gidiş söz konusu