Antalya’da geçen 7 Ocak’ta kendisine işkence yapıp ölümle tehdit ettiği iddiasıyla kocasını heyecan, korku ve telaştan öldüren Melek İpek’e tahliye kararı verildi.
Eşi Ramazan İpek’i (36) av tüfeğiyle öldüren 2 çocuk annesi Melek İpek’in (31), ‘meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku ve telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez’ hükmü gereğince tahliyesine karar verildi. 108 gün sonra özgürlüğüne kavuşan Melek İpek, kararı duyunca hıçkırıkla ağlarken, mahkeme heyetine “Çok teşekkür ederim” dedi.
Döşemealtı ilçesinde servis şoförlüğü yapan Ramazan İpek ile 12 yıllık eşi Melek İpek arasında, 7 Ocak gecesi yaşadıkları müstakil evde tartışma çıktı. Tartışma sonrası Ramazan İpek, eşini kelepçe takarak çıplak şekilde saatlerce dövdü. İşkence ve dayaktan gözleri şişen ve morluk oluşan Melek İpek halsiz kalırken, eşi Ramazan İpek kendisini ve 2 çocuğunu öldüreceğini belirterek sabaha karşı evden ayrıldı.
Birkaç saat sonra eve dönen Ramazan İpek, karşısında elleri kelepçeli halde av tüfeğiyle bekleyen Melek İpek’i buldu. İkili arasında çıkan arbede sırasında Melek İpek, tüfekle eşini vurup öldürdü, ardından 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak durumu bildirdi. İhbar üzerine adrese gelen sağlık ekipleri, Melek İpek’i çıplak vaziyette elleri kelepçeli buldu. Kelepçeleri açılan Melek İpek’e ambulansta müdahale edildi. Gözaltına alınan Melek İpek, çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı. Cumhuriyet savcısının ‘haksız tahrik’ indirimi uygulanmasını istediği iddianamede, Melek İpek’in 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanması talep edildi.
ÜÇÜNCÜ KEZ HAKİM KARŞISINDA
Döşemealtı L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu olan Melek İpek, bugün saat 16.30’da Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde üçüncü kez hakim karşısına çıktı. İpek, duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS bağlantısı ile katıldı. Duruşma salonunda maktul Ramazan İpek’in yakınlarının avukatı ile Melek İpek’in avukatları hazır bulundu. Duruşmayı, tarafların yakınlarının yanı sıra, STK’lar ve kadın dernekleri de takip etti.
SAVCI, 6 YILA KADAR HAPİS İSTEDİ
Duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasında, sanık Melek İpek’in ‘kast olmaksızın taksirle insan öldürme’ suçundan, 2 yıldan 6 yıla kadar hapsini talep etti. Şikayetçi Murat İpek ile Esma İpek’in avukatı Ziya Berkhan Yaman, savcının esas hakkındaki mütalaasına katılmadığını belirterek, “Olayda taksirden bahsedilemez. Sanık kendisini ve çocuklarını korumak amacıyla cinayet işlediği yönündeki savunmalarına bakacak olursak, olayda şiddet ön plana çıkarılıyor. Melek İpek’in koruma talebi yoktur. Melek İpek neden kaçmadı? Kurtulma imkanı varken neden gitmedi?
12 yıllık birliktelik yaşayan Melek İpek, kolluk kuvvetlerine müracaat etseydi, mutlaka geri dönüşüm olurdu. Koruma kararlarını tartışabileceğimiz yerler mahkeme salonları değil, meclis olabilir. Biz burada 20’ye yakın tanık dinledik. Ortak tanıdıkları sürekli şiddet öyküsünden bahsetmedi. Maktulün 12 yıldır Melek’e yönelik şiddetini hiçbir tanık doğrulamadı. Tanığın anlatımları ile Melek’in anlatımları birbirleri ile örtüşmüyor” dedi.
‘ORTADA BİR SIR VAR, MAKTUL ÖLDÜ, SANIK ANLATMIYOR’
Melek İpek’in Ramazan İpek’ten kurtulmaya yönelik bir arka planı olduğunu öne süren Avukat Ziya Berkhan Yaman, “Maktul olaydan önce kız kardeşi Dudu ile mesajlaşıyor. Kızkardeşine, ‘Jandarmadan birisi var. Melek’le görüşüyorlar. Melek mesajlarını benden gizliyor’ diye mesaj atıyor. Adı geçen uzman çavuş, şiddet olayları başlamadan önce Melek’le mesajlaşıyor. Melek, ‘Rahat konuşamıyorum’ derken, Jandarma da ‘Tamam canım’ diye cevap veriyor. Ortada kimsenin bilmediği bir hikaye var. Maktul öldü, sanık anlatmıyor. Belki de bu sır onlarla mezara gidecek” diye konuştu.
‘ORTADA BOĞUŞMA YOK’
Avukat Yaman, çocuklara kurgulanmış ifade verdirildiğini öne sürerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Olay sırasında yaşanan boğuşmada silah gelişigüzel patlamıştır. Ortada boğuşma yoktur. Kriminal rapor da bunu söylemektedir. Otopsi raporunda ‘boğuşma var’ denilmiştir. Bu nedenle, otopsi raporuna değil, kriminal rapora itibar edilmelidir. Ortada kast vardır. Maktul içeri girer girmez sanık doğrudan kalbi bölgesine hedef alarak ateş etmiştir. Ortada ‘eşe karşı, kasten tasarlayarak öldürme’ fiili vardır. Tahrik uygulanacak ise de üst sınırdan değil, alt sınırdan uygulanması gerekir.”
‘ÇOCUKLARIMIN SESİNİ DUYUNCA YAŞADIĞIM O SOĞUĞU UNUTTUM’
Sanık Melek İpek ise eşinin o gün ilk defa dövmediğini ifade ederek, “Önceleri daha kısa dövüyordu. O gün çok daha farklıydı. İlk gece silahı ateşlediğinde mermi pencereye değil de bana isabet etseydi şu an ölmüş olacaktım. Banyoda ellerim kelepçeli yattığımda çocuklarımın sesini duyamamıştım. Onların öldüğünü düşündüm. O an Allah’a yalvardım. Beni çocuklarımın acısıyla sınamasın istedim. ‘Allah’ım çocuklarımın ölüsünü gösterme’ diye dua ettim. Ama çocuklarımın sesini duşunca mutlu oldum.
O yaşadığım soğuğu unuttum. Sonrasında eşime beni öldürmesin diye yalvardım. Ben 14 yıl boyunca hayatımdan sessiz sedasız çıksın diye dua ettim. Çocuklar doğmadan önce kendimi öldürmeyi dahi denedim. Ama eşimin ölmesini aklımdan geçirmeyi bırakın, ölsün diye dua bile etmedim. Hep hayatımızdan çıksın diye bu zamana kadar sabrettim. Ben eşim öldüğü için de çok üzgünüm. Ama o gün silah patlamamış ve o ölmüş olmasaydı, çocuklarımla birlikte ben ölecektim.
Şiddeti sadece bana değil, Melike’ye de uyguluyordu. Melike uzaklaştırma kararı aldırdığında yine şiddetini sürdürüyordu. Melike’nin vücudunda iz kalmasın istiyordu. Bu nedenle de güneş panelinde bulunan akü ile vücuduna elektrik vermek istiyordu. Melike’yi de benim aracılığımla yanına çekmek istiyordu. Ben Melike’ye de üzülüyordum.”
‘BÖYLE OLMASINI HİÇ İSTEMEDİM’
Sanık Melek İpek’in avukatı Ahmet Onaran ise mütalaaya katıldıklarını belirterek, duruşma arasında sundukları 19 sayfadan oluşan yazılı beyanlarını tekrar ettiklerini söyledi. Melek İpek ise son sözünde, “Ben böyle olmasını hiç istemedim” dedi.
108 GÜN SONRA TAHLİYE KARARINI DUYUNCA AĞLADI
Mahkeme heyeti, verilen aranın ardından kararını açıkladı. Heyet, ‘meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku ve telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez’ hükmü gereğince Melek İpek’in tahliyesine karar verdi. Hakim karşısına çıktığı 3’üncü duruşmada 108 gün sonra tahliye kararı ile özgürlüğüne Kavuşan Melet İpek, hıçkırıklarla ağlayarak, mahkeme heyetine “Çok teşekkür ederim” dedi.
‘MELEK İPEK BU GECE KIZLARIYLA UYUYACAK’
Melek İpek’in tahliye kararının ardından avukatı Ahmet Onaran, adliye önünde bekleyen İpek’in anne ve babası Hatice ve Menderes Çelik’e mutlu haberi verdi. Sevinç gözyaşlarına boğulan, uzun süre ayakta durmakta güçlük çeken Çelik çifti, Avukat Onaran’a sarılarak teşekkür etti. Adliye giriş kapısında basın mensuplarına açıklama yapan Ahmet Onaran, Melek İpek’e destek olan avukatlara teşekkür ederek sözlerine başladı.
Avukat Onaran, “108 gün sonra bu gece Melek İpek 2 kızına sarılarak uyuyacak. Mahkemeler milletin vicdanıdır. Bugün millet olarak, insan olarak hepimizin vicdanlarına ‘oh’ dedirten, hukukun üstünlüğünü bir kere daha ortaya koyan Antalya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkan ve heyeti bir karar vermiştir. Karar şöyledir; Her ne kadar Melek’in eylemi sabit olsa da bunu meşru müdafaa sınırlarının aşılması suretiyle Türk Ceza Kanununun 227’nci maddesinin 2’nci fıkrasına göre işlediği sabit olduğundan ceza verilmesine yer olmadığına ve derhal tahliyesi için müzekkere yazılmıştır. Melek İpek’le dün görüştük.
‘Böyle bir ihtimali düşünüyor musun’ dedim. ‘Ben her hâlükârda üzgünüm’ dedi. Bu şekilde olmasını hiç istemediğini, çocuklarının babasının hayatta olmamasından dolayı acı çektiğini, ama bir an önce kızlarına kavuşmak istediğini söyledi. Bugün de bu oldu. Bugünün en güzel haberi bu. İnşallah bundan sonra ne kadına şiddet haberlerini duyarız ne de kadından dolayı bu tür haberler yapmak zorunda kalırız sizlerle. Sizlerin emeği için teşekkür ediyorum. İnşallah birazdan Melek’i almaya gideceğiz. Ona sarılacağız. O da kızlarına sarılıp uyuyacak” diye konuştu.
‘MELEK’İN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Bu kararın kesin bir karar olmadığını belirten Onaran, “Kararın istinaf yolu açık, o süreçte de Melek İpek’i süreç kesinleşeciye kadar Melek’in yapmış olduğu eylemin cezasızlık gerektirdiği, meşru müdafaa sınırlarında veya sınırların aşılması suretiyle cezasızlık gerektirdiği kesinleşinceye kadar ben ve bu sürece destek veren tüm hukukçu arkadaşlarımızla Melek’in yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.