Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Kürşat Poyrazoğlu’ndan kabızlık problemine karşı karnıyarık otu tavsiyesi.
Kabızlık sorunu olan kişilerin Ramazan’da sıvı alımını iftardan sahura yaymasını öneren Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Kürşat Poyrazoğlu, “Özellikle tokluk hissi ve gün içerisindeki şeker düzeninin sağlanması açısından; kabızlıkla ilgili şikâyeti olanların iftar ve sahurda su ile birlikte 5’er gram karnıyarık otu (pysyllium) alması faydalı olur” dedi.
Reflü, kronik kabızlık ve bağırsak tembelliği olarak adlandırılan Huzursuz bağırsak sendromu (İrritablbağırsak sendromu) olan kişilerin, pandemi sürecinde daha az fiziksel aktiviteyle geçen Ramazan ayında sağlık problemleriyle karşılaşabileceğini belirten İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Kürşat Poyrazoğlu, uyarılarda bulundu.
Yaklaşık 15-16 saat gıda ve sıvı alımının olmamasının gün içerisinde çalışanlar veya evde fizik aktiviteden uzak zaman geçiren kişiler için yeme ve içmenin nasıl olması gerektiği hususunu bir kat daha öne çıkardığını kaydeden Prof. Dr. Orhan Kürşat Poyrazoğlu, midede yanma, ağza acı su gelmesi, ağız kokusu gibi yakınmaları olan reflülü ve haftada iki kez dışkılama alışkanlığı olan kabız kişilerde; yeme düzeninin değişmesi, öğün miktarının ve içeriğinin farklılık göstermesi ve yemek uyku arasındaki geçen zaman değişimi nedeniyle Ramazan’ın daha sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için bazı ek tedbirler alınması gerektiğini söyledi.
“İFTAR SOFRASINDA MUTLAKA ÇORBA OLMALI”
Gün içerisinde sıvı alımı yapılamayacağından oruçlu olunmayan süre zarfında gerek su alarak gerekse de besinlerle sıvı ihtiyacını karşılamak gerektiğini işaret eden Prof. Dr. Orhan Kürşat Poyrazoğlu, önerilerini şöyle sıraladı:
“İftarda çorbanın olması hem doygunluk süresi açısından hem de su dışında sıvı alımının karşılanması açısından önemlidir. Sıvı alımını iftardan sahura yaymak akıllıca bir davranış olur. Sıvı ihtiyacı kişiden kişiye değişebileceğinden fiziki aktiviteye dikkat ederek sıvı alımını planlamak gerekir. Mesela, terlememize sebep olan iş aktivitemiz veya sıcak olan bir ortam söz konusu ise fazladan kabaca 3-4 bardak kadar sıvı almakta fayda vardır.
Sıvı-elektrolit ihtiyacını karşılayabilmek için; suyun yanı sıra, çay, soda, şerbet, ayran, komposto ve mevsim meyvelerinden tüketilebilir. Bu şekilde sıvı açığı ve gün içerisinde tüketilmiş olan enerji açığı yerine rahat bir şekilde konulabilir. Sıvı alımının yeterince yapılması, kabız olan kişilerde çok önemlidir. Çünkü sağlıklı bir birey bile yeterince sıvı alınamadığı takdirde kolayca kabız olabilir.”
“SAHURDAN HEMEN SONRA UYUMAYIN”
Ramazan boyunca iftar ve sahur olarak iki ana öğün mevcut olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Orhan Kürşat Poyrazoğlu, günlük iş hayatında olanların sahurdan hemen sonra uyumasının reflü belirtilerinin artmasına sebep olduğunun altını çizerek şöyle devam etti:
“Bu açıdan öğün oranının ve kalori miktarının üçte ikisinin iftar saati içerisinde 15-20 dakikaya değil de, birkaç saatlik zamana yayılması sahurda daha az miktarda tüketim yapmanızı sağlayarak reflü semptomlarının azalmasını yardımcı olabilir. Özellikle tokluk hissinin sağlanabilmesi,gün içerisindeki şeker düzeninin sağlanması açısından kabızlıkla ilgili şikâyeti olanların iftar ve sahurda su ile birlikte 5’er grampysyllium (karnıyarık otu) alması faydalı olur. Karnıyarık otu aynı zamanda fonksiyonel ishali olan kişilerde de olumlu etki gösterebilmektedir.”
“SALATADA KETEN TOHUMU BULUNSUN”
Hem iftarda hem de sahurda kayısılı, kuru üzümlü bir kâse komposto tüketmenin gerek kan şekerinin düzenlenmesinde gerekse yeterince sıvı alınmasının sağlanmasına katkı sağlayacağını sözlerine ekleyen Prof. Dr. Orhan Kürşat Poyrazoğlu, “Özellikle yumurta hem zengin bir protein kaynağı hem de tokluk hissi oluşturduğundan sahurda tercih edilebilir. Özellikle kabızlığı olanlar, bir çay kaşığı kadar keten tohumunu yoğurt veya salata ile karıştırarak keten tohumundan istifade edebilirler” dedi.
AKDENİZ MUTFAĞINDA YAĞ ORANINA DİKKAT!
Taze sebze, meyve, zeytinyağı, balık gibi geleneksel Akdeniz mutfağındaki yiyeceklerin Ramazan boyunca temel alınması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Orhan Kürşat Poyrazoğlu, “Akdeniz mutfağı, gerek kabızlık gerekse reflü yakınmaları açısından olumlu yönde etki edebilir. Ancak yiyeceklerdeki yağ oranlarının fazla tutulması veya bolca baharat tüketilmesi, mide boşalımını ve mide yemek borusu arasındaki kasın gevşemesine yol açarak reflü belirtilerinin kolaylıkla açığa çıkmasına yol açar. Hem kalori miktarının azaltılması hem de reflü belirtilerinin önüne geçilmesi için kızartma ve bol yağlı gıdalardan uzak durmak yerinde olacaktır.
Gıdaların pişiriminde seçilecek yöntemler hem kalori miktarının hem de yakınmaların azalmasını sağlamada önemli bir seçenektir. Doğrudan fırında veya haşlama olarak pişirmetercih edilebilir” ifadelerini kullandı.