Kocaeli’nin Derince ilçesinde yaşayan bugüne kadar 200’den fazla eser üreten Hüseyin Sarı, kurşun kalem ucuna mikroskobik heykeller yapıyor.
Kalem ucuna birbirinden güzel figürler yapan arı, ismini dünyaya duyurmak istediğini söyledi.
Derince’de yaşayan Hüseyin Sarı, kendi çabası ile kurşun kalem ucuna heykel yapma sanatını öğrendi. Bugüne kadar 200’den fazla eser üreten Hüseyin Sarı, Anıtkabir‘den Eyfel Kulesi’ne, Mona Lisa’dan eşeğine ters binen Nasreddin Hoca figürüne kadar birbirinden ünlü birçok kişi, eser ve simgeyi kurşun kalem ucuna işledi. Hüseyin Sarı, hobi olarak başladığı bu sanatta sipariş üzerine işler yapmaya başladı.
‘BU SANATLA TANINARAK İSMİMİ DUYURMAK İSTİYORUM’
Yurt dışında bu sanatı gerçekleştiren birini internette görerek başladığını anlatan Hüseyin Sarı, “Ben 7 yıldır bu sanat ile uğraşıyorum. Yurtdışında bunu yapan bir sanatçıyı görerek başladım. Daha sonra bende bir tutkuya dönüştü ve çalışmalar peş peşe gelmeye başladı.
Şu anda 200’ün üzerinde çalışmam var. Başlangıçta serbest çalışmalarla başladım. Şu anda da sipariş üzerine çeşitli eserleri vücuda getirmeye devam ediyorum. Boş kalan zamanlarımda devam ettiriyorum. Eserlerim içerisinde figüratif objeler var. İnsan büstleri yapıyorum. Kurumsal biblo çalışmalarım var. İsimlikler, Atatürk’ün imzası, Arapça çalışmalar, gelen taleplerin hepsine karşılık vermeye çalışıyorum. Hedefim dünyaya açılabilmek. Bu sanatla tanınarak ismimi duyurmak istiyorum. Başlıca hedefim bu” dedi.
‘SABIR GEREKTİREN BİR İŞ’
Kalem ucuna heykel yapmanın sabır gerektirdiğini belirten Sarı, “Bu işe başlayabilmek için her şeyden evvel bir el melekesinin, bir el yatkınlığının olması gerekiyor. Çok sabır gerektiren bir iş, çünkü herhangi teknolojik bir cihaz kullanmıyoruz. Neşter, iğne gibi çeşitli uçlarla, hassas aletlerle bunları işleyerek, kazıyarak, boyayarak vücuda getirmeye çalışıyorum” diye konuştu.
‘ZORLUKLARI ÇOK KÜÇÜK VE HASSAS OLMALARI’
Çalışmaların zorluk derecesinin figürlere göre değiştiğini söyleyen Hüseyin Sarı, şöyle konuştu: “Bu eserler arasında yapımı gerçekten zor olan çalışmalar var, bir de zor olmayan ama yapımı çok uzun sürenler var. Mesela zincirler gibi. Bunlar benim yaklaşık 2 yılımı aldı. Bunun dışında 0.5 ve 0.7 milimetrelik takma uçlara yaptığım çalışmalar var. Onlar da çok küçük oldukları için işlemesi çok daha zor oluyor. Nefesimi tutarak işliyorum. Onların zorlukları çok küçük olmaları ve hassas, kırılgan olmalarından kaynaklanıyor”