18 Mart Mutabakatının yasakladığı geri itmelere, insanlık onuruna aykırı muamelelere karşı Yunan hükümetini insan hakları ihlallerine son vermeye çağırıyoruz.
Dışişleri Bakanlığı‘nca, son 4 yılda 80 binden fazla sığınmacının Türkiye’ye geri itildiği belirtilerek, “Yunan hükümetini ve geri itmelere dahil olan tüm unsurları, uluslararası hukukun, AB hukukunun ve 18 Mart Mutabakatının yasakladığı geri itmelere, insanlık onuruna aykırı muamelelere ve insan hakları ihlallerine son vermeye çağırıyoruz” açıklaması yapıldı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “23 ve 24 Şubat 2021 tarihlerinde meydana gelen iki ayrı olayda; Yunan güvenlik güçleri tarafından darp edilen, aralarında kadın ve çocukların da olduğu sığınmacı/göçmenler, telefonları, paraları, değerli eşyaları ve ayakkabıları çalındıktan sonra, Meriç Nehri’nin ortasındaki adacığa botlarla getirilerek, çaresizce ölüme terk edilmiştir. 23 Şubat tarihinde 22, 24 Şubat tarihinde 29 sığınmacı/göçmen, sınır birliklerimizce ölümden kurtarılmıştır. Geri itilen kişilerle yapılan mülakatlar neticesinde, bazılarının Sırbistan ve Bulgaristan üzerinden Yunanistan’a gelen ve ülkemize geri itilen yabancılar oldukları tespit edilmiştir” denildi.
‘YUNANİSTAN’I, İNSAN HAKLARI İHLALLERİNE SON VERMEYE ÇARIYORUZ’
18 Şubat 2021 tarihinde de yine Yunan güvenlik güçleri tarafından, Midilli adasındaki mülteci kampından Covid-19 testi gerekçesiyle çıkarılan, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 13 kişilik Afgan sığınmacı grubun, darp edilerek değerli eşyaları ve paraları alındıktan sonra Türkiye’ye geri itildiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
“Yunanistan’ın sistemli bir politika içinde yürüttüğü, bazı olaylarda AB Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı/FRONTEX’in de dahil olduğu geri itmeler ve hukuk tanımaz uygulamalar, yıllardır devam etmektedir. Son dört yılda 80 binden fazla sığınmacı ülkemize geri itilmiştir.
Yunan hükümetini ve geri itmelere dahil olan tüm unsurları, uluslararası hukukun, AB hukukunun ve 18 Mart Mutabakatının yasakladığı geri itmelere, insanlık onuruna aykırı muamelelere ve insan hakları ihlallerine son vermeye çağırıyoruz. Avrupa Birliği’ni de, AB hukukunu ve AB Temel Haklar Şartı’nı, insan onurunu esas alacak şekilde üye devletlerde uygulanmasını gözetmeye davet ediyoruz.”