Uzmanlar pandemi döneminde ileri derecede meme kanserine rastlandığını belirterek, kadınlara erken teşhis için hastanelere başvurun uyarısı yaptı.
Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli Prof. Dr. Belma Koçer ve Doç. Dr. Yasemin Gündüz, koronavirüs salgını nedeniyle belirti göstermesine rağmen hastaneye başvurmayan çok sayıda kadında ileri derecede meme kanserine rastlandığını belirterek, kadınlara ‘erken teşhis için hastanelere başvurun’ uyarısı yaptı.
Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde genel cerrah olarak görev yapan Prof. Dr. Belma Koçer, dünyada kadınlarda en sık görülen kanserin meme kanseri olduğunu söyleyerek, erken teşhisin önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Belma Koçer meme kanserini artıran en önemli faktörün şişmanlık olduğunu belirterek, “Yaşam boyu her 8 kadından 1’i meme kanseri olmaktadır. Kadınlarda ölümlerin yüzde 14’ünden bu hastalık sorumludur.
Genellikle 50 ile 70 yaş arasında gözlemlenmektedir. Fakat ülkemizde meme kanserinin yüzde 40’ı, 50 yaşın altındadır. Meme kanserinin sebebi kesin olarak bilinmemektedir. Meme kanserini artıran faktörlerden en önemlisi şişmanlıktır. Stres, ailede kuvvetli meme kanseri öyküsünün olması, birtakım genetik bozukluk olması, egzersiz yapmamak, sigara ve alkol kullanımı da meme kanseri riskini arttırır. Memede ele gelen sert, ağrısız, hareketsiz bir kitle, meme cildinde yeni gelişen bir şişlik, ödem, kızarıklık, meme başında çekinti, koltuk altında şişlik ve kanlı meme başı akıntısı meme kanserini düşündürecek bulgulardır” dedi.
‘BAŞVURULARIN GECİKMESİ HASTALIĞIN İLERLEMESİNE YOL AÇIYOR’
Pandemi nedeniyle hastaneye başvurmayanların olduğunu ifade eden Prof. Dr. Koçer, “Yeni gelişen tedavi yöntemleriyle meme kanserinin yaşam ömrü uzundur. Yalnız erken tanı bu tedavilerin uygulanabilirliği çok önemlidir. Erken tanı yapılan hastalarda hem meme koruma şansını elde etmiş oluyoruz hem de koltuk altı temizlemeden sadece örnekleme ameliyatı ile tedaviyi tamamlamış olabiliyoruz. Pandemi nedeniyle birçok vatandaşımız da sağlık şikayetleri nedeniyle hastanelere başvurmayı geciktirmekte. Bunlar da önemli sağlık sorunlara sebep olmaktadır. Özellikle meme kanseri gibi erken yakalandığı zaman iyi sonuç alınabilecek hastalık türlerinde geç başvurular hastalığın daha ilerlemesine ve yayılmasına sebep olmaktadır” diye konuştu.
‘ŞİKAYETİ OLMAYAN DA KONTROLE GELMELİ’
Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı’nda görev yapan ve 10 yıldır meme radyolojisi alanında görev alan Doç. Dr. Yasemin Gündüz, herhangi bir şikayeti olmayan kadınların da yılda bir kez kontrol amacıyla hastaneye başvurması gerektiğini belirterek, “Birinci derece yakınında meme kanseri öyküsü olan, meme kanserine yakalanma olasılığı yüksek bir genetik hastalığı olan veya bu hastalığa yakalanacak gene sahip olan hastalarda 40 yaşından önce de mamografik inceleme yapılabilmektedir.
Mamografik incelemeler ile kanseri henüz bulgu vermeden erken dönemde yakalama şansımız var, fakat her kanseri yakalayamıyoruz. Pandemi sürecinde virüs bulaşma riski nedeniyle birçok hasta hastaneye gelmekte çekindi. Bu da daha ileri evrede meme kanserinin saptanma oranını artırdı. Memesinde kitlesi veya herhangi bir şikayeti olan hasta veya tarama nedeniyle şikayeti olmayan hastalar maske ve mesafe kurallarına uyarak ve randevularını alarak hastanemize güvenle başvurabilirler” dedi.
‘SALGINDAN KORKUP HASTANEYE GELMEMİŞ’
Kendisinde oluşan belirtiler sonrası doktora başvuran ve meme kanseri teşhisi konulan, ancak koronavirüs salgınından korkup hastaneye gitmeyince vücuduna yayılan kanser nedeniyle 8 ay sonra acil ameliyata alınan Nihal Ardıç (59), “8 ay önce küçük bir şeydi. Koronavirüs sürecinin bitmesini bekledim. Normalleşme sürecinde hastaneye geldim. Tedavi oldum. Şu an çok iyiyim. İnsanlara tavsiyem beklemesinler, hastaneye gelsinler” diye konuştu.