Uğur Bayar, aralarında İstanbul ve Ankara’nın da yer aldığı 10 ilin yüksek su krizi riski altında bulunduğunu belirtti.
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar, aralarında İstanbul ve Ankara’nın da yer aldığı 10 ilin yüksek su krizi riski altında bulunduğunu belirterek, “Bu krizin sebebi de çözümü de biziz. Su kaynaklarımızı korumamız lazım” dedi.
Vakıf tarafından Türkiye, kamu, özel sektör ve bireyleri su kaynaklarına sahip çıkmaya davet eden kampanya başlatırken bu çalışma çevrimiçi bir basın toplantısı ile duyurdu. WWF Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar, 1975 yılından bu yana faaliyet gösteren vakfın küresel bazda faaliyet gösterdiğini belirtirken, şöyle dedi:
“1970’ten bu yana bütün omurgalı türlerin yüzde 70’ini yok ettik, dünya varlıklarını tahrip ettik. 10 yılda ciddi su krizi çıkmaya başladı. Su kaynaklarımızı korumanın önemini çok iyi hatırladık. Halen dünyada 1.1 milyar insan suya erişimden yoksun. Su kıtlığı Türkiye’de de kapıda. Kişi başına düşen su Türkiye’de bin 750’den bin 350 metre küpe düştü. Su miktarı 1000-1700 metreküp olan ülkeler su kıtlığı çeken ülkeler sınıfında. Giderek su fakiri oluyoruz.
Su kaynaklarının ciddi biçimde koruyamadık. Sulak alanlarımızı kaybediyoruz. 3 Van Gölü büyüklüğünü kaybettik. İklimi düzenleyen kuraklığı önleyen eko sistemler. Bugün İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep, Diyarbakır, Bursa, Mersin, Konya, Adana ve Antalya yüksek su riski altında. Tarım ve sanayide suyu çok verimli kullanmamız gerek. Bu krizin sebebi de çözümü de biziz. Su kaynaklarımızı korumamız lazım.”
WWF International Küresel Su Programı Başkanı Stuart Orr da, tatlı su kaynaklarının hızla tüketildiğini, nehirlerin yanı sıra biyoçeşitlilik, gıda ve sağlık bakımından kötü duruma girildiğini anlattı. Orr, şöyle konuştu:
“Su çeşmeden akmıyor eko sistemlerden geliyor. Farklı kaynaklara ihtiyacımız var. Türkiye’de de farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Su krizi için sulak alan ve nehirleri korumamız, düşüncelerimizi de korumamız gerekiyor. Doğayı yok ederek ekonomik refah sağlayamazsınız. İş dünyası, hükümetler de bunun farkında. İstanbul su sıkıntısı çeken 10 ilden biri. Su havzalarına yatırım yapmamız iş dünyası ve sanayi ile birlikte işbirliği yapılmamız gerekiyor. Doğayı doğa ile birlikte korumalıyız. “
WWF Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli, son 50 yılda canlı türlerinin azaldığı gibi tatlı suyün giderek tükendiğini, Ebola, sars, kuş gribi, Kovid-19 gibi bulaşıcı hastalıkların adeta “Geliyorum” dediğini ifade ederek, şöyle dedi:
SUSUZ ÜRETİM
“Dünya, 120 yıl öncesine göre 1.2 derece sıcak. Yüzde 69 tür popülasyonu azaldı.
Kolektif başarısızlık söz konusu. Bilim insanları sorunları ve çözümleri de ortaya koyuyor. Su kirliliği ve kıtlığı konularını ele alıyoruz. Sanayi, tarım atıkları, jeotermal atıklar. Sıfır tolerans ile kaçak deşarjları durdurabiliriz. Hükümetimizin iradesinin ne kadar kuvvetli olduğunu görüyoruz. EDS’de insan faktörü ortadan kaldırılırken kazalar azaldı. Artık kot pantolonları bile susuz yıkamak mümkün. Kirletenden temiz üretime aktarılması lazım.
Çevreyi seviyoruz, gelişim de şart. Bu mümkün. Temiz üretim, daha az su kullanan tesisler kurmalıyız. Ekolojik üretim dünya merkezi yapalım istiyoruz. Bu konuda dünyadan ve tüketiciden de talep var. Türkiye’de suyun yüzde 73’ün tarımda, yüzde 16’sı evlerde, 11’i ise sanayide kullanılıyor. Türkiye’de yüzde 97 oranında yüzeysel sulama yapılarak yılda 44 milyar metreküp su tüketiliyor. Çok vaktimiz yok. Alışkanlıklar çok hızlı değiştirilemiyor. Bir ürünü hesaplarken ne kadar su tüketildiğini anlatıyoruz. İklim değişikliği ile yaşamamız gerekiyor. Çeşitli mekanizmaları, tatsı su depolama sistemlerini devreye sokmamız, yağmur hasadına ağırlık vermemiz gerek. “
WWF-Türkiye Tatlı Su ve Sulak Alan Programı Kıdemli Uzmanı Eren Atak ise “Su biterse herkes susar” sloganı ile hareket ettiklerini vurguladı. Atak, Büyük Menderes Havzası’nda su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi için yürütülen çalışmalara değinirken havzada doğayı korurken suyun daha verimli kullanıldığı yöntemlere geçişi sağlamayı hedeflediklerini söyledi. Atak, “Yağmur suyu hasadından tarımda verimli sulama yöntemlerine, sanayide temiz üretim uygulamalarından, doğa koruma çalışmalarına kadar işbirliği ortaklarımızla birlikte attığımız adımlarla Türkiye’nin diğer akarsu havzalarına ilham verecek bir çabanın içindeyiz” dedi.