Klinik Psikolog ve Aile Danışmanı Seren Karabulut’la, Z kuşağının sosyal medya kullanımı hakkında konuştuk
Teknolojinin gelişmesiyle hayatımıza giren elektronik aletler, çocuk ve gençlerde olumsuz etkiler bırakıyor. Her türlü içeriğe ulaşmanın avantaj olarak görüldüğü sanal dünya, Z kuşağında derin yaralar açabiliyor.
Biz de konuyla ilgili Klinik Psikolog ve Aile Danışmanı Seren Karabulut’la, sosyal medyanın zararları ve ebeveynler üzerindeki etkilerini konuştuk.
Tablet ve telefon kullanım yaşı oldukça gerilere gitti. 3-4 yaşındaki çocukların eline bile aileler tablet veriyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Ailelerde artık şöyle bir durum var; bir şeyleri daha rahat yapabilmek adına, örneğin çocuklarımızın dikkatini dağıtıp yemek yedirme ya da altını değiştirme gibi eylemleri daha rahat yapabilmek adına ebeveynler çocukların eline tablet veriyor.
Benim görüşüme göre; 6 yaşa kadar, tablet ve telefon kullanımını günde 30 dakika ile sınırlandırılmalıdır. 6 yaş sınırında çocukların bu durumu davranış olarak geliştirme ihtimalleri oluyor. Küçük yaşta tablet ve telefon kullanımı, ilerleyen yaşlarda da tablet ve telefonla iç içe olma isteğini arttırıyor.
Aileler kontrolü ellerinde tutmalı, çocukların eline telefon vererek çocuğu denetimsiz bırakmamalı. Bunun yanında çocukların radyasyona maruz kalması da başka bir zararı.
Gençler, günümüzde çok popüler olan fenomenlere özeniyor. Bu özenmenin gençlere zararları ve etkileri nedir?
Bu durum gençlerde bir eksiklik hissi ve beğenilmeme algısı yaratıyor. “Ben de en iyisi olayım” istiyorlar. Ergenlerde bir kimlik arayışı var bu da onları “sosyal medyaya oynama” etkisi yaratıyor.
Fenomen dediğimiz kişilerle bir yarış içine giriyor ve olamayacağını anladığı zamanda da duygusal açlık ve yeme bozuklukları gibi problemlere yer açıyor.
Özellikle pandemi döneminde ergenler ve çocuklar sosyal medyaya daha yakınlar. Dersler online oluyor. Olumlu yönleri olduğu kadar olumsuz yönler de kendini gösteriyor. Ergen grupta ciddi anlamda psikolojik deformasyon var. Gençlerde teknik beceriyi arttırması gibi katkısı da var ama medya bağımlılığını arttırarak iletişimi azaltıyor.
Bu tarz insanlara özenmek gençlerde eksiklik duygusu, kıyaslama durumu, özgüven eksikliği, sosyal anksiyete, kaygı, depresyona yatkınlık gibi durumlara yol açıyor. Sanallaşan bir güzellik algısı var. Yeme bozukları ve beden algısı oluşuyor. Sosyal medyada herkes güzel fotoğraflarını paylaşıyor. Dikkatin dağılması uyku problemlerine yol açıyor. Kısıtlı iletişim, gerçek hayata olan ilgiyi ve aile ile olan iletişimi koparıyor.
Bazı ebeveynler çocuklarının sosyal medya kullanımını kontrol altında tutmak istiyor. Bunu da çocuklara yansıtıyor. Bu doğru bir davranış mı? Ebeveynlerin takibi nasıl olmalı?
Ergenlik döneminde duygusal ihtiyaçlar artış gösterir. Sanal ortamın verdiği bir özgürlük hissiyatı var. Sosyal medyada görünür olma ihtiyacı hissediyorlar ve bu yaş grubu duygularını çok uç noktalarda yaşıyor. Özgüvensizlik sosyal medya kullanımına itebiliyor.
Aileler, sosyal medyaya yasak koymanın hiçbir etkisinin olmadığını bilmeliler. Ergenler bu dönemde özgür olmak istiyor. Sürekli “takip ediyoruz” mesajı vermemeliler çünkü ergenler kimlik oluşturma çabalarının fark edilmesini istiyor. “Ben artık büyüdüm” demek isterken, aileler bunu baskılıyor.
Aileler, hayatlarının her evresinde çocukları için endişeye kapılıyor. Ergenler, kendilerini kanıtlama ihtiyacı güttükleri için onaylanmak istiyorlar. Ebeveynler, bu durumu kabul edip destek vermeliler.
Sosyal medya artık hayatımızın bir parçası. Uzaklaştırmaya çalışmak yerine doğru kullanımını teşvik etmeliyiz. Baskılamadan belirli sınırları açıklamak gerekir. Çocuk zorda kaldığı zaman anne ve babasıyla paylaşabilme güvenini almalı. Anne ve babaların iletişime açık olması gerekiyor ve bu konuda uzman yardımı almaktan çekinmemeliler.
Ebeveynler ilgiyi, düşman görünmeden sosyal medyadan nasıl başka bir yere yönlendirebilir?
Ebeveynler dikkati dağıtmak için belirli etkinlikler yapabilir. En başta iletişim kurmak çok önemli. Kademeli bir şekilde farklı etkinliklere yöneltme durumu söz konusu olabilir. Enstrüman çalmayı öğrenmek, birlikte yemek yapmak, yapboz yapmak gençlerin ilgisini çekebilir. Çocuklarda ise bütün aile üyelerinin katıldığı küçük oyunlar düzenlenebilir.
Bu durum çocuk ya da gençlere “seni sosyal medyadan uzaklaştırmaya çalışıyorum” mesajı verilmeden aşamalı olarak yapılmalı. Çocuklar aileleriyle vakit geçirmeyi ve ilgilenilmesini çok sever. Onlarla paylaşımda olduğumuzu hissettirecek ortamlar oluşturmalıyız.
Eğitsel oyunlar bulmak ve yüz yüze paylaşımda olduğumuz etkinlikler yapmak önemli Örneğin pasta yaparken, hamuru çocuğumuza verebilmeliyiz. Ortamımıza katılma imkanı sağlanması her zaman için faydalı olacaktır.