Tunçtürk, ülke geneli ile bölgenin son yıllarda kuraklıkla karşı karşıya olduğunu belirterek, tarımla uğraşanları sulama konusunda uyardı.
Bölgede sulu ve kuru tarım alanları bulunduğunu dile getiren Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Ziraat Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Murat Tunçtürk, havanın bahar ayları gibi olduğunu hatırlattı. Ekilecek ürünlerin su sıkıntısına dayanıklı olanlardan seçilmesi gerektiğini vurgulayan Tunçtürk, sulu tarımda ise basınçlı su sistemine geçilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye, son dönemlerin en kurak mevsimini yaşarken, yurdun birçok yerinde barajların doluluk oranlarındaki azalma da dikkat çekiyor. Van YYÜ Ziraat Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Murat Tunçtürk, son 2 yıldır mevsimlerdeki yağışların yetersiz olduğunu ve uzun yıllar ortalamasının çok altında olduğunu gördüklerini söyledi.
Prof. Dr. Tunçtürk, bunun sonucunda ise kış mevsiminde olmamıza rağmen Türkiye’nin kuraklık haritasının siyaha döndüğünü belirterek, “Şu anda her tarafın kar olması gerekirken haritada her yer simsiyah görünüyor. Yani şiddetli bir kuraklık görüyoruz. Bunun en önemli etkilerinden biri tarımsal kuraklıktır. Tarımsal kuraklık bir bitkinin çimlenmesinden gelişim aşamasına kadar gerekli suyu eğer topraktan alamıyorsa biz buna tarımsal kuraklık diyoruz. Bunun etkileri de rekolte düşüklüğü, ürünlerin yeterince tarladan çıkamaması gibi sorunlarla karşılaşabiliyoruz” dedi.
Van YYÜ Ziraat Fakültesi’nin farklı bölümleriyle değerlendirmeler yaptıklarını anlatan Prof. Dr. Tunçtürk, çiftçilere uyarılarda bulunarak şunları söyledi:
“Bölgemizde sulu ve kuru tarım alanlarımız var. Eğer sulu tarım yetiştiriciliği yapıyorsanız, yağışların yetersiz olmasından dolayı bazı önlemler almak zorundayız. Toprağa ekeceğimiz bitkiyi su sıkıntısına karşı dayanıklı bitkilerden seçmemiz gerekiyor. Yağışların az olduğu dönemlerde örneğin endüstri bitkilerinden aspir, kanola, buğday arpa mercimek seçebiliriz. Eğer sulu tarım yapıyorsak, basınçlı sulama sistemine geçmemiz gerekiyor. Bu sistem yani yağmurlama veya damlama sistemidir. Bizim için en mantıklı olan ise damlama sulama sistemidir”
‘ARAZİLERİMİZİ BOŞ BIRAKMAYALIM’
Doğu ve Orta Anadolu’nun tahıl ambarı olduğunu ve bu bitkilerin sonbaharda ekildiğini belirten Prof. Dr. Tunçtürk, “Özellikle eylül sonu ile ekim sonuna kadar yaklaşık 1,5 ay içinde sonbahar yağışlarından sonra toprak tava geldikten sonra toprak işlenip ekile biliniyor.
Ama özellikle son 2 yıldır yağışların yetersiz olması, bazı durumlarda tohum tedariğinin olmaması gibi durumlarda donma veya gömme ekim dediğimiz, eskiden beri uygulanan özellikle sonbahar yağışlarının gelmediği dönemlerde aralık ve şubat aylarında araziye girilebilecek dönemlerde buğday ve arpayı ekebiliyoruz. Burada özellikle aralık ve şubat ayında araziye girdiğinizde bitki ekimini yapıyorsunuz. Bizim deneme alanlarımızda yağışın yetersiz olmasından dolayı arazileri süremedik ve kurduğumuz denemelerin hepsini gömme ekim denilen yöntemle yaptık.
Bize soran çiftçi arkadaşlara da biz bu yöntemi tavsiye ettik. Bu yıl yağışların yetersiz olması nedeniyle daha yeni yeni toprağını eken çiftçilerimiz var. Bu yöntemi kullanarak arazilerimizi boş bırakmıyoruz. Küresel ısınmanın zirve yaptığı bu dönemlerde yağışların yetersiz olduğu bu dönemlerde elimizden geldiğince arazilerimizi boş bırakmayarak ekmeye devam edelim” diye konuştu.