Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal: “Asgari ücret rakamı tatmin etmemiştir, olumsuzdur”
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu makamında ağırladı.
Genel Başkan Karamollaoğlu ve heyetini, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, beraberindeki heyette yer alan Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, Genel Başkan Yardımcıları Muhammet Kelleci, Ahmet Uyanık, Bülent Şaninalp, Murat Aydoğdu ve GİK Üyesi Adnan Turfan karşıladı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ise Genel Başkan Yardımcısı Cafer Güneş, Parti Sözcüsü Birol Aydın ve Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman ile birlikte katıldığı ve yaklaşık iki saat süren görüşmenin ardından kameralar karşısına geçen liderler, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
Demokrat Parti Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, basına yaptığı açıklamada şöyle konuştu:
“Siyasiler olarak vazifemiz 83 milyonu bir araya getirmektir”
Türkiye’nin milli görüş çizgisinin temsilcisi olan Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Temel Karamollaoğlu ve heyetini genel merkezimizde ağırlıyor olmaktan memnuniyet duyduk. Bu vesileyle ülkemizin içinde bulunduğu siyasi iklim, güncel meseleler üzerine konuşabilme imkânı bulduk.
Ülkenin siyasi iklimi yüksek gerilim hattında seyrediyor. Pandemi dolayısıyla daha da derinleşen bir ekonomik tablo var.
“Partiler arasındaki bu tür ziyaretler, Türkiye’nin makulleşmesi için önemli bir adımdır”
Siyasiler olarak bir makulün etrafında, ortak değerler, ortak prensipler etrafında 83 milyonu bir araya getirmek gibi bir vazifemiz var. Hepimizin temennisi; bu büyük ülkenin hukuk ve demokrasi temelinde, nimet ve külfetlerini eşit ve ortak bir şekilde paylaşabileceği, hukukundan emin olduğu bir Türkiye’yi inşa edebilmektir.
Özellikle 16 Nisan referandumu akabinde ortaya çıkmış siyasi iklim de siyasi partilerin belirli ortak paydalarda buluşma mecburiyetini hepinize icbar ediyor. Geçmişte, 24 Haziran seçimlerinde Saadet Partisi ile aynı ittifak içinde bulunduk. Farklılıklarımıza rağmen fikirlerimizi medeni bir şekilde milletin önüne koyabilme imkanı bulduk.
Bugün yaşanılan kutuplaşmanın ülkeye hiçbir fayda getirmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Önümüzdeki süreçte de partiler arasındaki bu tür ziyaretlerin Türkiye’nin makulleşmesi adına millete hizmet edebilecek önemli bir adım olduğu düşüncesindeyiz.
Ziyaretlerinden dolayı Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na ve heyetine müteşekkiriz. İnşallah yakın bir zamanda biz de kendilerini yeni genel merkezlerinde ziyaret edeceğiz.”
“TÜİK adeta bir illüzyon kurumu haline gelmiştir”
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’dan asgari ücret ile ilgili bir soruyu ise şöyle yanıtladı:
“Pandemi dolayısıyla ekonomik krizin daha da derinleştiğini biliyoruz. Özellikle krizden en çok etkilenen kesimin de ücretli kesim olduğunun farkındayız. Enflasyon rakamları başta olmak üzere ekonomik verilerin paylaşımı noktasında ne yazık ki verilerine güvenemez haldeyiz. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK ) adeta bir illüzyon kurumu haline gelmiştir.
“Asgari ücret rakamını olumsuz olarak değerlendiriyoruz”
Sayın Bakanın belirli değerlendirmeleri var. Elbette rakamı fiili enflasyonla mukayese ettiğimizde Sayın Bakanın yaptığı açıklamaların aksi gerçeklerle karşılaşıyoruz. İnsanımızın asgari düzeyde bütçesi içerisinde temel ihtiyaçlarına ayırdığı payı göz önünde bulundurduğumuzda insanımızı bu rakamın tatmin etmediği ortadadır. Zaten sendikalar da bu rakamı onaylamadı. Bizler de siyaseti bir sorumluluk duygusu içerisinde yapıyoruz.
Uzun süredir çalışan insanlarımızın eline geçecek netin artırılması noktasında hükümetin de devlet olarak uzun süredir sorumluluk alması gerektiği beklentisinde olduk. Bu beklentimiz karşılanması bu süreçte gayet anlamlı olurdu ancak kuruldan böyle bir karar çıktı.
İşverenlerimizi de göz ardı edemeyiz hesaplamaları yaparken. İnsanlarımızın asgari refah düzeyinin artırılması noktasında Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu en önemli mesele vergi düzenlemeleriyle alakalıdır. Dolaylı vergilerle maalesef ücretli insanlarımız, emeklilerimiz daha da zor duruma içinde bulunuyorlar. Bir de emeklilerimiz içinde asgari ücretin de altında geliri olan emeklilerimiz olduğunu düşünecek olursak onların da içinde bulunduğu zorluğu daha iyi kavrayabiliriz.
İşsizlik yasaklarına rağmen ülkemizde 10 milyonun üzerinde işsiz olduğu gerçeği var. Elbette Türkiye pandemi sürecine açıkta yakalanmıştır; yedek akçelerini tüketmiş, imkanlarını kötü kullanmıştır. Bu noktada yoksulluğun daha da derinleştiğini söyleyebiliriz. O açıdan biz, asgari ücret rakamını olumsuz olarak değerlendiriyoruz.”
“Sayın Cumhurbaşkanının, Allah muhafaza, uzmanlık alanı ekonomi olmasaydı bugün ne halde olurduk!?”
Uysal, ekonomideki genel tablo hakkında ise “Ekonomik verilerle ilgili çok söz ihtiyaç yok. Bir şeyin altını çizmek isterim; Sayın Cumhurbaşkanı, uzmanlık alanının ekonomi olduğunu ifade etti. Allah muhafaza, uzmanlık alanı ekonomi olmasaydı bugün ne halde olurduk!?” diye konuştu.
“Aşı konusunda biz devletimize güvenmek istiyoruz”
Genel Başkan Uysal, aşı konusunda gelen soruyu ise şöyle cevapladı:
“Vaka sayılarından başlayarak çeşitli verilerin, rakamların kamuoyundan farklı gerekçelerle saklandığını, perdelendiğini görüyoruz. Üstelik meseleyi neredeyse beka meselesine indirgediklerine de şahit olduk. Pandemi başladığından bu yana verilerin sağlıklı bir şekilde paylaşılmasından başlayarak eleştirilecek pek çok şey olmasına karşın, dilimizi ısırarak sorumluluk duygusu içinde değerlendirmeler yaptık.
Bütün kafa karışıklığına rağmen biz devletimize güvenmek istiyoruz. Vatandaşımız da devletimize güvensin. Çeşitli değerlendirmelerde insanlarımızın zihninin bulandırıldığının farkındayız ama bilim insanlarının tavsiyelerine kulak verilmeli. Siyasiler ve toplumun kanaat önderlerinin de sorumluluk anlayışı içinde açıklamalar yapmaları lazım. Biz, olumlu görüşümüzü kamuoyu ile paylaşıyoruz.”
Demokrat Parti Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşan Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin düzenlemeyle ilgili olarak sorulan soruya ilişkin ise şunları kaydetti:
“Bu düzenlemede torba yasada birbiri ile benzemez pek çok yasa yapma tekniğine de aykırı bir süreç işletildi”
“Türkiye’nin ikliminden bağımsız bir düzenleme olarak değerlendiremeyiz. Demokrasi dışı rejimlerde yasaklar sadece yazılı olmaz, fiili yasaklar da olur. Temel hak ve özgürlükler noktasında nasıl bir iklimde nefes alınıp verildiğini en iyi siz basın mensupları bilirsiniz. Bu bir turnusol testisidir. Sakıncalı, maalesef güveni zedeleyecek pek çok uygulama oldu bu ülkede. Siyasi faaliyetleri neredeyse terör faaliyetiyle eş anlama gelecek iktidar yetkisini elinde bulunduran iktidarın, muhalefeti kriminalize etmek için kullandığı bir dil var.
Burada kritik unsur; eğer bir itham varsa yargı sistemi çok hızlı ve bağımsız bir şekilde işlemeli. Toplumsal iklimi zehirlemek adına yargı süreçlerinin uzun hal alması bir manivelaya dönüştürülmemeli.
Bu düzenlemeyle beraber torba yasada birbiri ile benzemez pek çok yasa yapma tekniğine de aykırı bir süreç işletilerek bir algı yönetildiği kanaatindeyiz. Sivil toplumun alanının, demokratik tavır alanlarının her geçen gün rengi koyulaşan bir rejimin olumsuz iklimi içinde daraldığını biliyoruz. Umuyoruz iktidar tarafından bilinçli olarak düzenlenmemiştir ama böyle bir riski barındırıyor.”