Böcek, “Yeniden sağlığıma kavuştum ve artık görevimin başındayım. Ancak hastalık dışında bir acı gerçekle daha yüzleştim bu süreçte ve vefanın ne kadar önemli olduğunu anladım”
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 4 ay süren koronavirüs tedavisinin ardından taburcu olarak görevine başladıktan sonra yayınladığı mektupta, “Sağlık sorunu nedeniyle zorunlu olarak bir mola aldırdı hayat ve ayrı kaldım sizlerden. 3,5 ay boyunca yine sizlerden aldığım güçle savaştım o hastalıkla. Yeniden sağlığıma kavuştum ve artık görevimin başındayım. Ancak hastalık dışında bir acı gerçekle daha yüzleştim bu süreçte ve ‘vefanın’ ne kadar önemli olduğunu anladım” ifadeleri dikkat çekti.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Muhittin Böcek’in, 17 Ağustos’ta koronavirüs nedeniyle tedavisine başlandı. Sağlık durumu ağırlaşınca 7 Eylül’de alındığı yoğun bakımda 64 gün kaldıktan sonra, 9 Kasım’da normal servise çıkartıldı. Başkan Böcek, 108 günün sonunda Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nden taburcu oldu. Yaklaşık 4 ay süren tedavisinin ardından makam koltuğuna yeniden oturan Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, bugün belediyenin basın servisi aracılığıyla yayınladığı mektupta ‘vefa’ vurgusu yaptı.
“Sevgili Antalyalılar, değerli hemşehrilerim, kıymetli dostlarım” sözleriyle başlayan mektupta Başkan Böcek, “Ben Muhittin. Uncalı’da doğan köylü çocuğu Muhittin. Tarlalarda traktör üstünde alın teri akıtan, minibüs şoförlüğünden ticarete uzanan ekmeğini kazanma yolcuğunda, emeğiyle yürümüş Muhittin. Bugün, hemşehrilerinin verdiği görev ile siyasette halkına hizmet etme gururunu kazanmış bir ‘insan’ olan Muhittin… Sizleri; çeyrek yüzyılı aşan siyasi hayatım ve CHP çatısı altında hizmet verdiğim 18 yıl boyunca, duyduğunuz güvene ve verdiğiniz sorumluluğa hiç ihanet etmemiş olmanın huzuru ve mutluluğuyla selamlıyorum” dedi.
Böcek: Vefanın ne kadar önemli olduğunu anladım;
“Bütün unvanlardan muaf ‘önce insan’ olarak ve hep ‘insan’ kalarak bu kutsal hizmet yolculuğunda bugünlere gelmiş olmak, benim taşıdığım en büyük mutluluktur. Antalya’nın bağrında doğup büyüyen ben; sizden biri olduğumu da koltukların ve makamların geçici olduğunu da bana verdiğiniz sorumluluğun değerini de hiç unutmadım. Bugün; bu kadar huzurluysa içim ve alnım bu kadar ak, başım bu kadar dikse bundandır. Göğsümde taşıdığım en onurlu rozet de memleketimin ve vatanımın hiçbir köşesinde, başımı öne eğdirecek bir yanlışa imza atmamış olmaktır. Siz bana, aşık olduğum Antalya’ma hizmet etme görevi bahşettiniz. Ben, bu kutsal görevi aldığım günden beri; yılmadan, yıkılmadan, canımı dişime takarak çalıştım. Attığım her adımı; sizlere duyduğum sorumluluk, memleketime ve vatanıma olan sevdamla attım.
Gücümü hep sizden aldım…Gücümü hep sevgiden aldım…Gücümü hep her şeyimizi borçlu olduğumuz Cumhuriyet’ten ve Atatürk’ten aldım…Bu güçle; yıllar boyunca hiç mola vermedim, hiç durup dinlenmedim…Ta ki hayatın acı bir gerçeğiyle yüzleşene kadar…Biliyorsunuz ki, sağlık sorunu nedeniyle zorunlu olarak bir mola aldırdı hayat ve ayrı kaldım sizlerden. Ama, hep yanımdaydınız, hep kalbimdeydiniz ve ben de sizin hep dualarınızdaydım; biliyorum. 3,5 ay boyunca yine sizlerden aldığım güçle savaştım o hastalıkla…Allah’a şükürler olsun ki; yeniden sağlığıma kavuştum ve artık görevimin başındayım. Ancak; hastalık dışında bir acı gerçekle daha yüzleştim bu süreçte ve ‘vefanın’ ne kadar önemli olduğunu anladım, bir kez daha.”