İzmir’in Torbalı ilçesindeki bir fabrikada, tüm dünyanın merakla beklediği koronavirüse karşı geliştirilen aşıların taşıma ve depolanmasını sağlamak için aşı taşıma konteyneri üretildi.
Hava, kara ve deniz yoluyla transfer edilmeye uygun, 20 metreküp taşıma kapasitesine sahip bu ünitede aşılar, eksi 73 derecede bozulmadan muhafaza edilebilecek.
Sağlık çalışanlarına uygulanmaya başlanan ve gönüllülük esasına göre en kısa sürede tüm vatandaşların ulaşabileceği koronavirüs aşısının uygun koşullarda taşınmasıyla saklanması için yerli üretim taşıma konteyneri üretildi. İzmir’in Torbalı ilçesindeki Beğendi Boru Şirketi, cam elyafı yüksek basınç ve ısıyla patlatıp saç telinden daha ince bir malzeme elde etti. Malzeme kimyasalla karıştırılarak makinelerde özel yöntemle örüldü ve 12 x 2,5 metre ebatlarında taşıma tankı hazırlandı.
Savunma sanayisine ve denizciliğe ileri derecede kompozit ürünler hazırladıklarını kaydeden firmanın İcra Kurulu Başkanı Ertan Beğendi, yüksek basınçlı 200-250 barların üstünde tanklar yaptıklarını anlattı. Bu tankların dış şasesini ve testlerini yaparak aşı taşıma konteyneri hazırladıklarını dile getiren Beğendi, “Eksi 73 derecede stabil sıcaklığı muhafaza ettik. Yaklaşık 5 yıllık bir Ar-Ge ve 2 yıl süren yatırım sonucunda bu tesisi kurduk.
Devamında da kendi kompozit ürünümüzü, izolasyon malzemesini gerçekleştirmiş olduk. Bunlar uzay ve havacılıkta kullanılan izolasyon malzemeleridir. Teknik olarak kendi tasarladığımız bu üretime geçmiş bulunmaktayız. Yüzde 100 yerli yazılım ve milli sermaye ile kurulmuş bir şirketiz” dedi. Aşı taşıma konteyneri için böyle bir talep olduğunu belirlediklerini ifade eden Ertan Beğendi, bu konteyner sayesinde taşıma ve depolama sorununu çözdüklerini ve test aşamasını tamamladıklarını dile getirdi.
AŞI TAŞIMADA ZAMANLA YARIŞ
Firmanın Yönetim Kurulu Üyesi Emre Duran ise aşıların dünyada lojistiği, depolanması gibi konularda büyük problemler yaşandığına dikkat çekti. Hem Türkiye’de hem de dünyadaki kapasitenin bunun için yeterli olmadığını anlatan Duran, “Dünyada ve ülkemizde olmayan ebatlarda taşıma üniteleri yapıyoruz. Böylece lojistik maliyetlerini yaklaşık dörtte bir oranında düşürebiliriz. Depolama maliyetlerini de yarıdan daha düşük seviyelere çekebiliriz.
Tamamen yerli ve milli imkanlarla yapmış olduğumuz makinesinden, malzemesine kadar çoğunluğu patentli ürünler olup ünitemiz çok büyük imkanlar sağlıyor. Yazılımı da tamamen yerli ve milli imkanlarla yapıldı. Yerli yazılımlar içerisinde en ufak bir sıkıntı doğarsa ki; bu ihtimal çok düşüktür, bütün sistemlerimiz yedeklidir. En ufak bir problemde yedeği devreye girerek tekrar sistemin aktif hale gelmesini sağlıyoruz” diye konuştu.
Maliyetin yanı sıra taşıma şekli ile alakalı önemli bir avantaj elde edileceğinin altını çizen Duran, aşı konusunda zamanla yarışın söz konusu olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:
“Aşının uçakla transferi şu an için en uygun olandır. Fakat aşının 15 gün arayla iki doz kullanılacağını biliyoruz. Bunun için ilk doz aşılar daha yüksek maliyetlerle transfer edilirken ikinci doz aşılar kara ve deniz yoluyla da nakliye edilebilir. Aşıyı ülkemizde getirdikten sonra da aynı üniteyle depolayabiliriz. Dünyada transferi ve depolaması ayrı ayrı ünitelerle yapılan aşıyı biz aslında tek bir merkezde topluyoruz. Uygun enerji verdiğimiz takdirde istediğimiz kadar depolama imkanına sahip oluruz. Diğerlerinde muhafaza açıldıktan sonra belirli gün aralığında kullanılması şartı var ancak biz de böyle bir durum söz konusu değil. Gün içinde istediğimiz kadar bu ünitenin içerisine girip çıkabiliriz. Yaklaşık 12 metre uzunluğunda bir üniteden bahsediyoruz. Personel bizim temin edeceğimiz kıyafetlerle ünitenin içerisine girip aşıyı aldıktan sonra çıkabilir.”
KOVİD BİTİNCE DE KULLANILACAK
Aşının kırsal bölgelere dağıtımı konusunda da çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Emre Duran, 30 bin ile 500 bin arasında aşıyı taşıyabilecek bir sistem ürettiklerini kaydetti. Duran, şöyle devam etti:
“Lojistik için ayrı maliyet depolama için ayrı maliyet gerekiyor. Totale vurduğumuzda kendi fabrikamızda yurt dışından alacağımız taşıma ve depolama maliyetini yarı fiyatından daha az bir maliyetle sunmuş olacağız. Biz nükleer, biyolojik ve kimyasal saldırılara dayanıklı bir ünite yapıyoruz. Bu ünitemiz pandemiden sonra savunma sanayinde de Sağlık Bakanlığı’nda da çok rahat kullanılabilir. Komuta merkezlerinde hem denizcilikte hem karada acil çıkış noktaları, saklanma odaları gibi nükleer ve biyolojik saldırılara maruz kalınması muhtemel alanlarda değerlendirilebilir. Yani bu ünitemiz pandemi sonrasında da yapacağımız ufak değişikliklerle rahatlıkla kullanılabilecek”.