Bilecik’in Orta Sakarya Vadisi’nde yer alan, mikroklima iklimin aroma kattığı deve dişi tatlı narın üretiminde tek merkez olan İnhisar ilçesinde hasada başlandı.
Kaymakam Ali Açıkgöz, bu yıl 2 bin ton mahsul almayı beklediklerini kaydederek, “Burada kendine has farklı aroması bulunan bir nar yetişiyor. Hafif pembemsi, renkli ve iri taneli bir nar. Diğer hicaz narlarından çok farklı bir aromaya sahip” dedi.
İnhisar ilçesi Sakarya Vadisi’nde yer alan ve mikroklima iklim sayesinde kendine has aromaya sahip olan deve dişi tatlı narın hasadına başlandı. Yaklaşık 2 bin 500 dekarlık alanda yetişen deve dişi tatlı narlar, ağaçlardan özenle toplanıp, aralarında İstanbul ve Ankara’nın bulunduğu farklı illerdeki içecek fabrikalarına gönderilirken, bir kısmı da iç piyasada satışa sunuluyor. Üreticilerden Ahmet Güler’in bahçesindeki hasada katılan İnhisar Kaymakamı Ali Açıkgöz, bu yıl yaklaşık 2 bin ton mahsul almayı beklediklerini söyledi.
‘TAŞKÖPRÜ SARIMSAĞI GİBİ YERİNİ ALACAK’
İlçedeki mikroklima iklimin deve dişi tatlı narına kendine has aroma kattığını belirten Kaymakam Açıkgöz, “İnhisar ilçesi, Bilecik’in nar yetişen tek ilçesi. Burası Orta Sakarya Vadisi’nde, Sakarya Nehri’nin etkisi ile ve çevredeki dağların oluşturduğu bir mikroklima iklim alanı içerisinde bulunan bir bölge. Burada kendine has farklı aroması bulunan bir nar yetişiyor. Hafif pembemsi, renkli ve iri taneli bir nar. Diğer hicaz narlarından çok farklı bir aromaya sahip. Bununla ilgili coğrafi işaret alma çalışmaları da devam ediyor. Taşköprü’nün sarımsağı neyse İnhisar narı da o şekilde sofralarda yerini alacak. Bu yıl yaklaşık 2 bin ton mahsul almayı bekliyoruz” dedi.
‘NAR, İLAÇLARIN VİRÜSÜN İÇİNE DAHA HIZLI GİRMESİNİ SAĞLIYOR’
Yapılan bilimsel araştırmalar sonucu narda bulunan bazı bileşenlerin, kullanılan ilaçların virüsün içine daha hızlı girmesini sağladığının belirlendiğini kaydeden Açıkgöz, “2009 yılında domuz gribi salgını ortaya çıktığında şimdiki boyutta olmasa da dünyada bir panik havası oluşmuştu. Aşı ile ilgili çalışmalar yapılmıştı. O dönemde Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, narın içerisinde bulunan bazı bileşenler, antiviral ve antibiyotik ilaçların virüslerin içerisine daha hızlı girmesini sağladığı sonucuna varılmış. Vatandaşlarımızı özellikle içinde bulunduğumuz koronavirüs sürecinde hem kendi sağlıkları için hem de bilimsel verilerle tespit edilmiş yüzlerce faydası olduğu için nar tüketmelerini tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
‘NAR FESTİVALİ BU YIL YAPILAMADI’
Her yıl geleneksek olarak yapılan Nar Festivali’nin bu yıl pandemi nedeniyle yapılamadığını da kaydeden Açıkgöz, “İnhisar da her yıl Nar Festivali yapıyoruz. Sadece bu yıl koronavirüs tedbirleri kapsamında festivalimizi erteledik. Burada yaptığımız festivalde çok büyük bir ilgi ile karşılaşıyoruz. Çünkü bizim narımız aroması ile çok farklı bir nar. Bu yönü ile herkesin tatmasını tavsiye ediyorum” dedi.
‘YURT DIŞINDAN DA TALEP OLUYOR’
Nar üreticilerinden Ahmet Güler ise yıllık yaklaşık 20 ton civarı satış yaptığını belirterek, “25-30 yıldır nar üreticiliği yapıyorum. 7 dönümlük bir arazim var. İçi nar ağaçları ile dolu. İstanbul, Ankara, Adapazarı gibi illere gönderiyoruz. Yurt dışından da talep oluyor. Organik üretim yapıyoruz. Hiçbir ilaç, zirai gübre kullanmıyoruz. Sadece hayvan gübresi kullanıyoruz. Bahçemiz ve narlarımız geçen yılki festivalde veriminden, bakımından ve organik olmasından dolayı ödül aldı” diye konuştu.