Sıcak demirin son temsilcileri olan ustalar, ata yadigarı mesleklerinin devam etmesi için yıllardır demire şekil veriyor.
Samsun’un Vezirköprü ilçesinde yer alan yaklaşık 150 yıllık Demirciler Arastası’nda, sıcak demirin son temsilcileri olan ustalar, ata yadigarı mesleklerinin devam etmesi için yıllardır demire şekil veriyor. Harlı ateşin karşısında örse çekiç vuran ustalar, yeni neslin mesleğe olan ilgisizliği nedeniyle çırak yetiştiremiyor.
Vezirköprü ilçesinde bulunan ve 150 yıllık geçmişi olan Demirciler Arastası’ndaki ustalar, zamana direnen mesleklerini makineleşmeye rağmen çekiç vurarak devam ettiriyor. 15 metrekarelik dükkanlarında sıcak demirden balta, çapa, kazma, kürek, zerze ve karga burnu yapan ustalar, harlı ateşin karşısında her gün ter döküyor.
Ata yadigarı mesleklerinin yaşaması için her gün 8-9 saat örse çekiç vuran ustalar, artık mesleklerinin de son temsilcileri olarak çalışıyor. 50 yıl önce arastada 40 dükkan olduğunu belirten ustalar, zamanla dükkan sayısının 10’a kadar düştüğünü, yeni neslin de mesleğe olan ilgisizliği nedeniyle çırak yetiştiremediklerinden yakınıyor.
‘BU MESLEĞİN BİTMESİNİ İSTEMİYORUM’
Dedesinden kalma mesleği sürdürdüğünü ve bu mesleğin en genç temsilcisi olduğunu ifade eden Sezgin Arslan (35), “Biz burada demire şekil veriyoruz. Demirden balta, çapa, kazma, karga burnu yapıyoruz. Bu mesleğin daha da ileri gitmesini istiyoruz fakat yetişen yeni nesilde bu mesleğe bir ilgi yok. Ben de, bu mesleği gittiği yere kadar götürmeye çalışacağım. Eleman yetiştirmeye çalışıyoruz ama gelen kişi, 3 gün çalıştıktan sonra dayanamayıp işi bırakıyor. Bu mesleğin bitmesini istemiyorum, mesleğimiz Peygamberimizden geliyor. Elimizden geldiği kadar hizmet etmeye devam ediyoruz” dedi.
‘ESKİDEN DÜKKÂNLARDA 4 KİŞİ ÇALIŞIRDI’
Her şeyin makineleştiğini ve sıcak demir mesleğinin de ölmeye başladığını belirten Mustafa Özder (53), “Bu mesleği 35 senedir yapıyorum. Dededen kalma bir meslek. Balta, kazma, kürek, zerze yapıyoruz. Mesleğimiz güzel bir meslek fakat bu mesleğin artık bir sonu yok. Yaptığımız araç-gereçleri, kendi köylerimize satabiliyoruz, fabrikalarla çalışmıyoruz. Burada 30 sene önce 40 dükkân vardı ve bu dükkânların hepsi çalışıyordu. O dönem dükkânlarda 4 kişi çalışırdı, şimdi hem dükkân sayısı azaldı hem de bir dükkândan anca bir kişi ekmeğini çıkarabiliyor. Çırak yetiştirmiyoruz çünkü mesleğin bir sonu yok” diye konuştu.