Aydın’ın Efeler ilçesinde, incirden sonra Avrupa Birliği (AB) nezdinde tescillenen ikinci ürün olan kestanede hasat dönemi başladı.
Hasat, geç başlasa da kestane fiyatları, üreticiyi memnun etti.
Türkiye’de Antep baklavası, Aydın inciri ve Malatya kayısısının ardından AB nezdinde 24 Eylül’de tescillenen Aydın kestanesinin hasadına başlandı. Genellikle dağlık ve yüksek kesimlerdeki ağaçlarda yetişen kestanede, hava şartları nedeniyle bu yıl geçen seneye göre 10 gün gecikmeli hasat yapılıyor. Efeler ilçesinin kırsal Eğrikavak Mahallesi’nde üreticilerin dağlık alandaki ağaçlarından topladıkları kestaneler, önce kazılan çukurlara gömülüp, yaklaşık 2 ay bekletiliyor ardından sulanarak, kabuğunun çürümesi sağlanıyor.
Çürümeye başlayan kestanelerin kabukları, daha sonra makine ile ayıklanıyor. Kabuklarından ayrılan kestaneler, kalitesine göre, kilosu 25 ile 30 lira arasında değişen fiyatlarla tüccarlara satılıyor. Üreticiler, hasat geç ve zor şartlarda başlasa da fiyatlardan memnun olduklarını belirtiyor. Mahallede çoğunlukla erkekler, ağaçlara çıkıp, sırıklarla kestaneleri silkeleyerek, düşürüyor. Kadınlar ise taktıkları eldivenlerle yere düşen kestaneleri toplayıp, çuvallara dolduruyor. 1300 nüfuslu Eğrikavak Mahallesi’nin neredeyse tamamı, geçimini kestane üretiminden sağlıyor. Mahallede yılda 300 bin ton kestane üretiliyor.
‘ONLAR ÇIRPIYOR, BİZ TOPLUYORUZ’
Kestane toplayarak, ailesinin geçimine katkıda bulunan Naciye Okşin, “Erkekler çırpıyor, biz de ağaçtan düşen kestaneleri topluyoruz. Toplamanın kolaylığının yanında zorluğu da bulunuyor. Kestanenin kabuğu çok dikenli, eldivensiz toplanmıyor. Geçen yıllarda ara vermiştim ancak bu yıl yine toplamaya başladım. Her gün kestane toplamak için saat 08.30’da evden çıkıyoruz, 17.30 gibi ise dönüyoruz” dedi.
‘DİKENLER SIRTIMIZA BATIYOR’
Ekrem Kaya da toplanan kestaneleri çuvallara koyup, kazdıkları çukurlara kadar taşıdıklarını belirterek, “Kestane üretimi zahmetli bir iş. Toplaması da taşıması kadar ayrı bir dert. Çuvalları sırtımızda taşırken kestanenin kabuğundaki dikenler sırtımıza batıyor” diye konuştu.
‘ÜRETİM HER YIL AZALIYOR’
Ağaçlardaki hastalıktan dolayı her yıl kestane üretiminin azaldığını söyleyen üretici Mustafa Kaya da “Yıllardır kestane üreticiliği yapıyorum. Yıllık 5-6 ton civarında kestane üretiyorum. Kestaneleri zamanında hasat edip, işlemek gerekiyor. Zamansız işlenirse telef olur. 10 yıl öncesinde 10 tonun üzerinde kestane çıkıyordu” dedi.
‘NAMLI MAHALLEYİZ’
Eğrikavak Mahallesi’nin muhtarı Muhsin Kıyar ise “Eğrikavak, dağlarından bal, ovasından yağ akan bir yerdir. Kestanesi, cevizi, inciri ve zeytiniyle namlı bir mahalledir. Geçmiş yıllarda mahallemizde 1 milyon ton kestane üretiliyordu. Şimdi ise bu rakam büyük oranda düştü” diye konuştu.