Erdoğan, partisinin Şırnak’ta düzenlenen 7’nci Olağan İl Kongresi’nde, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Karabağ sorununa çözüm için kurulan Minsk grubundaki ülkelere tepki gösterdi.
Azerbaycan’ın, Ermenistan tarafından işgal edilen topraklarını kurtarmak için verdiği mücadelenin doğal ve tabii olduğunu belirten Erdoğan, “Kimdir Minsk üçlüsü; Amerika, Rusya, Fransa. Peki bunlar kimin yanında yer aldılar? Ermenistan’ın yanında yer aldılar. Ve Ermenistan’a, Ermenilere her türlü silah desteğini veriyorlar mı? Veriyorlar. Ve değerli kardeşlerim bütün bunlar yapılırken şu anda Azeri kardeşlerimiz, Ermenilere karşı ciddi bir mücadele içindeler. Bu mücadeleyi neden veriyorlar? Çünkü Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını, Ermenilerden kurtarmak için bu mücadeleyi veriyorlar. Bundan daha doğal, daha tabii ne olabilir? İnanıyorum ki işgal altındaki bu toprakları Ermeniler’den alacaklar ve kurtaracaklar. Ve duadayız” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şırnak’ta, Şehir Stadı’nda düzenlenen partisinin 7’nci Olağan İl Kongresi’ne katıldı. AK Parti 7’nci il kongrelerinin ilkini Şırnak’ta gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yerel seçimde yüzde 62 oyla Şırnak Belediyesi’ni kendilerine emanet eden vatandaşlara teşekkür etti. Şırnak’a eli boş gelmediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 buçuk milyar lirayı geçen 591 projenin toplu açılışını yapacaklarını kaydetti. Koronavirüs tedavisi süren Şırnak Belediye Başkanı Yarka’ya şifalar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şırnak’a özel şükranlarımı iletmek istiyorum.
Geçtiğimiz yıl 11 Mart’ta buraya geldiğimde verdiğiniz sözü tuttunuz ve Şırnak Belediye başkanlığını yüzde 62 gibi rekor bir oyla AK Parti’ye emanet ettiniz. Bu sonuçla Şırnak, Türkiye genelinde seçimi kazandığımız 24 il belediyesi arasında Rize’nin ardından ikinci sırada yer aldı. Şırnaklı kardeşlerimin bizlere olan güvenleri, destekleri, muhabbetleri için şükranlarımı sunuyorum. İnşallah Şırnak’a layık bir belediyecilik anlayışı ortaya koyarak, bu güvenin karşılığını hizmet olarak vereceğiz. Bugün Şırnak’a elimiz boş gelmedik. Kongremizden sonra katılacağımız törenle yatırım bedeli yaklaşık 3 buçuk milyar lirayı geçen 591 projenin resmi açılışını yapacağız. Ayrıca bugüne kadar Şırnak’a yaptığımız hizmetlerin özet bir değerlendirmesini de toplu açılış törenimizde halkımızla paylaşacağız. Resmi açılışını gerçekleştireceğimiz eser ve hizmetlerin şimdiden şehrimize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.
‘İL KONGRELERİ KERVANIMIZ 81 ŞEHRİMİZİN TAMAMINI DOLAŞACAKTIR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 7’nci il kongrelerinin ilkini Şırnak’ta belirlemelerinin rastgele bir tercih olmadığını ifade ederek, “Bugün Şırnak’tan yola çıkan il kongreleri kervanımız 81 şehrimizin tamamını dolaşacaktır. Biz de imkanlar el verdiği sürece il kongrelerini vesile ederek ülkemizin dört bir yanında teşkilat mensuplarıyla ve vatandaşlarımızla kucaklaşacağız. İnşallah önümüzdeki hafta sonu Kayseri ve Malatya, bir sonraki hafta sonu Van ve Samsun’da, daha sonraki hafta da Kahramanmaraş ve Kocaeli’deyiz. Bu şekilde tüm Türkiye’yi bir kez daha kat etmiş olacağız. Siyasi hayatımın sadece son 19 yılında AK Parti Genel Başkanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak ülkemizin 81 vilayetini hepsine de defalarca gittim. Bunların arasında onlarca defa gittiğim şehirler var” dedi.
‘EMİN OLUN SUFLEYİ SİZDEN DEĞİL, BAŞKA YERDEN ALIYORDUR’
Muhalefetin olabildiğince halktan uzak durduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetin gerçek er meydanının 81 vilayetin tamamı olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirlere gidip milletle kucaklaşmadan siyaset yapanların, sufleyi başka yerden aldığını kaydederek, şöyle devam etti:
“Ülke ve dünya meseleleriyle ilgili her konuda biz kulağımızı da gönlümüzü de milletimize çeviriyoruz. Siz ne diyorsanız, ne istiyorsanız, ne bekliyorsanız onu yapmak için gece gündüz çalışıyoruz. Biz sorumluluklarımızın ağırlığına ve çokluğuna rağmen halkımızla muhabbetimizi bu derece sıkı tutarken dikkat ederseniz muhalefet, milletimizden olabildiği kadar uzak duruyor. Ankara’da, İstanbul’da kapalı kapılar ardından siyaset yapmak kolay.
Siyasetin gerçek er meydanı, 81 vilayetimizin tamamıdır. Şehirlerimize gidip milletimizle kucaklaşmadan, insanımızın gönül sıcaklığını hissetmeden, ‘Siyaset yapılıyorum’ diyenler, emin olun sufleyi sizden değil, başka yerden alıyordur. Milletimizin karşısına çıkıp, bu ülke için yaptıklarını, yapacaklarını, içerideki ve dışarıdaki her meseleyle ilgili duruşunu açık yüreklilikle ortaya koyamayandan siyasetçi olmaz. Yalanla, iftirayla, dedikoduyla, imayla siyaset yapanların halktan uzak durmasının sebebi, bu sığ ve çirkin üsluplarının yüzlerine vurulacağını bilmeleridir. Bizim en büyük gıdamız ise milletimizle kurduğumuz gönül bağıdır. Bizim en büyük motivasyon kaynağımız; her yaştan, her meslekten, her kesimden insanımızın kalbinde hissettiğimiz o hasbi samimiyettir. Bu öyle tek taraflı değil, iki taraflı bir muhabbettir.
Biz tüm hayatımızı milletimize hizmete vakfettik. Hamdolsun milletimiz de bizi girdiğimiz hiçbir mücadelede yalnız bırakmadı. Demokrasiyi güçlendirmek için attığımız her adımda milletimiz yanımızda oldu. Vesayet karşısında dimdik dururken milletimiz hep yanımızdaydı. Sınırlarımızı korumak için terör örgütleri ve onları destekleyenlerin üzerine giderken milletimiz hep yanımızdaydı. Darbeciler tanklarıyla, uçaklarıyla, silahlarıyla üzerimize gelirken milletimiz yanımızdaydı. Sınırlarımız içinde ve dışında istiklalimizi ve istikbalimizi korumak için girdiğimiz her kavgada milletimiz yanımızdaydı. Türkiye’nin yönetim sistemini tarihindeki ilk defa demokratik yollarla değiştirirken milletimiz yine yanımızdaydı. Hakkımızı, hukukumuzu, çıkarlarımızı her platformda cesaretle savunurken milletimiz yanımızdaydı. Milletimizden aldığımız güçle gerektiğinde yedi düvele meydan okumaktan çekinmedik. Ülkemizin dört bir yanını yatırımlarla, eserlerle, hizmetlerle donatırken önümüze çıkan engelleri yine milletimizle aştık.”
‘TÜRKİYE’NİN DİMDİK AYAKTA KALMASI GÜÇLÜ BİRLİĞİMİZ SAYESİNDEDİR’
Dünyada olup bitenlere karşı Türkiye’nin dimdik ayakta kalmasının ve yoluna devam etmesinin birlik ve beraberliğin sayesinde olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Bugün her alanda kendine güvenen, kendine inanan hedeflerine sıkı sıkı bağlanan bir Türkiye varsa milletimizin dirayeti, sabrı, fedakarlığı sayesindedir. İşte bunun için her fırsatta şahsımı böyle bir milletin evladı olarak yaratan rabbime hamd ettiğimi söylüyorum.
Buradan bir kez daha tekrar ediyorum; beni Rizeli’nin olduğu kadar Şırnaklı’nın da, Edirneli’nin olduğu kadar Karslı’nın da, Samsunlu’nun olduğu kadar Adana’nın da, İzmirli’nin olduğu kadar Vanlı’nın da kardeşi olarak yaratan rabbime hamd ediyorum. Dünyada bundan daha büyük bir zenginlik, mutluluk, güç, ihtiva bilmiyorum, tanımıyorum. Ülkesinden ve milletinden utanan değil, onunla gurur duyan herkesin de aynı hissiyat içinde olduğuna inanıyorum. Bölgemiz ve dünyamız salgın hastalıklardan mülteci akınına, ekonomik yıkımdan siyasi çöküşlere kadar nice krizlerle boğuşurken, Türkiye’nin bu şekilde dimdik ayakta kalması işte güçlü birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz sayesindedir. Her kim milletimizi bölmeye, ülkemizi parçalamaya, devletimizi yıkmaya yönelik söylem, eylem ve tavır içindeyse bilin ki hepimizin en büyük düşmanıdır.
Her kim birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize omuz veriyorsa bilin ki hepimizin en büyük dostudur. Hiçbir siyasi, ideolojik, sosyal, kültürel, ekonomik mülahaza 83 milyon olarak birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden daha ileri, daha önemli, daha hayati değildir. Ne diyor Mehmet Akif; ‘Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.’ Evet, yüreklerimiz toplu vurduğu müddetçe, her türlü tefrikayı bünyemizden uzak tuttuğumuz sürece, Allah’ın izniyle bu ülkenin yükselişinin, bu milletin zenginliğinin önünde duracak hiçbir güç yoktur. Bugün burada gördüğüm manzara, kadim medeniyetlerin şehri, maziden atiye kurduğumuz köprünün altın halkası Şırnak’ın bu konuda öncülüğü elde bırakmadığını gösteriyor. Rabbim hepinizden razı olsun.”
‘İNANIYORUM Kİ İŞGAL ALTINDAKİ TOPRAKLARI ERMENİLERDEN ALACAKLAR’
AK Parti 7’inci il kongrelerini Ahmed-i Hani’nin, El Cezeri’nin şehri Şırnak’ta yapmalarının dünyaya bir mesaj olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Karabağ sorununa çözüm bulmak amacıyla 1992 yılında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) tarafından kurulan Minsk grubuna tepki gösterdi. Erdoğan, Azerbaycan’ın, Ermenistan tarafından işgal edilen topraklarını kurtarmak için verdiği mücadeleden daha doğal bir şey olmadığını kaydederek, şöyle konuştu:
“AK Parti’nin ilk il kongresi için Şırnak’ı belirlememiz rastgele bir tercih değildir. Her şeyden önce Şırnak’a geçen yıldan kalan bir sözümüz vardı. Ama tek sebep bu değil. Kongremizin ilk durağı olarak Ahmed-i Hani’nin, El Cezeri’nin şehri Şırnak’a seçmemiz aynı zamanda dünyaya bir mesajdır. Irak’ta, Suriye’de, hatta geçmişte Balkanlar’da, şu anda Libya’da, Karabağ’da yaşananlar bize ayrımcılığın, ayrılıkçının, küçük hesaplar peşinde koşmanın nasıl kan ve gözyaşından başka bir netice getirmediğini göstermiştir.
Biz niye Azerbaycan’da varız, niye Azerbaycan’daki kardeşlerimizin yanındayız? Dikkat edin, ne deniyor? Minsk üçlüsü. Kimdir Minsk üçlüsü; Amerika, Rusya, Fransa. Peki bunlar kimin yanında yer aldılar? Ermenistan’ın yanında yer aldılar. Ve Ermenistan’a, Ermenilere her türlü silah desteğini veriyorlar mı? Veriyorlar. Ve değerli kardeşlerim bütün bunlar yapılırken şu anda Azeri kardeşlerimiz, Ermenilere karşı ciddi bir mücadele içindeler. Bu mücadeleyi neden veriyorlar? Çünkü Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını, Ermeniler’den kurtarmak için bu mücadeleyi veriyorlar. Bundan daha doğal, daha tabii ne olabilir? 30 yıldır Amerika, Rusya, Fansa kalkıp da bu müzakereyi bitirmediler ve Azeri kardeşlerimizin topraklarını kendilerine vermediler. Şimdi de Azeri kardeşlerimiz, işte işgal altındaki bu topraklarını kurtarmanın mücadelesini veriyorlar. Rabbim yardımcıları olsun. İnanıyorum ki işgal altındaki bu toprakları Ermeniler’den alacaklar ve kurtaracaklar. Ve duadayız. İnşallah bunu da başarıyla götürsünler diyorum.”
‘ZULÜM NEREDEYSE ORADAYIZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’ın topraklarını işgal eden Ermenistan’a tepki göstermeyen Batı ülkelerini de eleştirirken, Türkiye’nin zulmün olduğu yerde olacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Libya, orada da bakıyorsunuz aynı şekilde Wagner denen Ruslar’n paralı askerleri var. Böyle paralı askerlerle darbeci Hafter’e destek veriyorlar. Bize ne diyorlar, sizin oralarda ne işiniz var? Biz, zulüm neredeyse oradayız. Diyorlar ki Suriye’de ne işiniz var? 911 kilometre bizim sınırımız var. 911 kilometre sınırımızın olduğu yerde böyle bir işgal varsa, biz bu işgalden oradaki kardeşlerimizi kurtarmayacak mıyız? Sınırlarımızı güvence altına almayacak mıyız? Bu niye birilerini rahatsız ediyor? Kusura bakmasınlar orada da varız ve olacağız. Amerika’nın 24 tane üssü var Suriye’de. Amerika’nın 11 bin kilometreden buraya gelip üs kurmasının anlamı ne? Öbür taraftan 3 bini aşkın TIR silah, mühimmat, araç ve gereç getiriyor Amerika buraya. Hayırdır, ne işin var burada? Bunları neyle izah edeceksiniz? Ama dünya, batı şu anda Azerbaycan’ın yanında değil.
Dikkat edin ateşkes ilan edildi bu gece ama ateşkesi Ermeniler yine bozdu ve tekrar saldırmaya başladılar. Bütün bu gerçekler ortadayken batı ses çıkarıyor mu? Çıkarmıyor. Türkiye ses çıkardığı zaman, ‘Türkiye’ye bak ya hiç de sessiz durmuyor’ diyorlar. Durmayacağız. Biz hakkın ve haklının yanında yer alacağız. Kardeşlerim coğrafyamızda her nerede mezhepçilik veya köken farklılığı adına gerilim, çatışma ortaya çıkmışsa kaybeden sadece Müslümanlar olmuştur. Ağıtlar, hep Türkçe, Kürtçe, Arapça yakılmış, zafer çığlıkları ise hep başkalarının dilleriyle yükselmiştir. Ölenin de öldürenin de bu toprakların insanları olduğu yerde, kazananlar başka coğrafyalardan çıkıyorsa hep birlikte durup düşünmemiz lazım. Şırnak’ın bir tarafı Irak, bir tarafı Suriye.
Her iki tarafta yaşayanlar da hangi kökene, hangi inanca, hangi mezhebe sahip olursa olsunlar, bizim binlerce yıllık kardeşlerimizdir. Maalesef her iki tarafta da istismarcı terör örgütlerinin, zalim rejimlerin veya mezhepçi fanatiklerin yol açtığı acılar yaşanıyor. Terör örgütleri lafa geldiğinde sizin tüm hassasiyetlerinizi, tüm hayallerinizi istismar ederler. Ama gerçekte bu örgütlerin her biri coğrafyamızla da inancımızla da ilgisi olmayan, sadece kendi çıkar ve hesapları için burada bulunan ülkeler için çalışıyor. Canı yanan, kanı dökülen, evlat acısı çeken biziz. Ama kazanan başkaları. Böyle bir çarpıklığa nasıl göz yumabiliriz? Bu anlayışla biz, 18 yıldır ülkemizde ‘Herkes için demokrasi, herkes için kalkınma’ diyerek gece gündüz hizmet ediyoruz.”
‘KARŞIMIZA ÇIKARTILMADIK TERÖR ÖRGÜTÜ KALMADI’
Türkiye’nin Irak ve Suriye gibi karıştırılması için önüne çıkartılmadık terör örgütü kalmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Size hem demokrasi hem kalkınma anlamında en küçük ayrımcılık yapılıyorsa failinden hesabını sormak boynumun borcudur. Türkiye’de bunlar yaşanırken sınır komşularımızda durum nedir, aynı manzarayı orada görmek mümkün mü? Şırnak’ı Iraklaştırmak için Suriyeleştirmek için yıllarca hem siyasi hem terör boyutuyla uğraşanlar bu gerçekleri görmüyor mu? Elbette görüyor. Ama onların derdi size daha iyi, daha özgür, daha müreffeh bir hayat ve gelecek sağlamak değil ki. Onların tek derdi, kendilerine el altında verilen ajandada yazılanları uygulamaktır. Onların tek çabası Türkiye’yi Iraklaştırmak, Suriyeleştirmek için ne gerekiyorsa yapmaktır.
Dağda terörist olarak gezeninin de şehirde siyasetçi sıfatıyla dolaşanın da, medyada aydın sıfatıyla kalem sallayanın da hiç birinin ne Şırnak için ne Türkiye için bir hayali vardır. Hepsi de iplerinin bağlı olduğu yerler nereye gidiyorsa oraya giderler. Hatırlayınız bundan 5-6 yıl önce biz akan kanı durdurmak için demokratik tüm yolları kullanıyorduk. Terör örgütünün bu gayretimize cevabı ise şehirlerimizi mahalle mahalle çukurlarla bölmeye çalışmak olmuştu. Ağızlarından demokrasiyi düşünmeyenler ne yaptı? Bizim değil alçak terör örgütünün yanında yer aldı. Çünkü amaçları hepimizin ortak bir meselesini suhuletle çözmek değil, kaos oluşturarak milleti birbirine düşürmekti. Bunları söylerken elbette geçmişte yapılan hataları, kötü uygulamaları, eksik ve yanlış işleri görmezden gelmiyor değilim. Bir avuç tek parti seçkini dışında bu milletin tamamı aynı sıkıntıları yaşadı.
Biz de kendi mecramızda haklarımızın elimizden hukuksuzca alınması dahil, cezaevine girmek dahil, siyasetin dışında bırakılmaya çalışılma dahil pek çok eziyete de maruz kaldık. Hükümetlerimiz döneminde de atığımız her adımlarda akıl almaz engellerle karşılaştık. PKK’sından FETÖ’suna kadar, karşımıza çıkartılmadık terör örgütü kalmadı. Darbe girişimi başta olmak üzeri her türlü saldırıya maruz bırakıldık. Hamd olsun milletimizle birlikte tüm bunları birer birer aştık. Aklımıza hiç bir zaman terör örgütü kurmak gelmedi. Aklımıza hiç bir zaman kadınları, çocukları katlederek kendimize hakimiyet alanı tesis etmeye çalışmak gelmedi. Aklımıza hiç bir zaman ülkemize ve milletimize zarar verecek herhangi bir yola başvurmak gelmedi. Çünkü bizim derdimiz hakkımız olan özgürlüklere ve hizmetlere ulaşabilmekti. Mücadelemizi de hep bu yönde verdik.”
‘IRAK’TA, SURİYE’DE, AKDENİZ’DE, KARADENİZ’DE BOZDUK’
Türkiye’nin bugün demokraside ve kalkınmada eski dönemle mukayese edilemeyecek ileri bir noktada bulunduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak, Suriye, Akdeniz ve Karadeniz’deki oyun ve senaryoları bozduklarını belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Ülkemiz büyüdükçe ve güçlendikçe karşımıza çıkarılan engellerin mahiyeti de değişiyor. Dün 3- 5 teröristle, 3- 5 milyar dolarlık manipülasyonlarla Türkiye’yi köşeye sıkıştırıyorlardı. Artık bunlar işe yaramadığı için olsa gerek küresel ölçekte senaryolar ve oyunlarla üzerimize geliyorlar. Biz bu senaryoların her birini boşa çıkartıyor, oyunların her birini bozuyoruz. Irak’ta, Suriye’de, Akdeniz’de, Karadeniz’de bozduk. İçinde yer aldığımız tüm uluslararası platformlarda bozduk.
Artık bu ülke milleti ve devletiyle başkalarının ittiği yönde değil, kendi hedeflerinin peşinden ilerliyor. Türkiye, Şırnak’ıyla ve diğer 80 vilayetiyle 2023 hedeflerine uluşmak kararlığıyla yoluna devam ediyor. İşte dün Karadeniz’de Fatih sondaj gemimizin bulduğu ilk doğalgaz rezervinin sondaj çalışmasındaydım. Sakarya gaz sahasındaki Tuna-1 kuyusunda keşfettiğimiz 405 milyar metreküplük doğalgaz ülkemizin ihtiyacını yıllarca karşılayacak büyüklüktedir. Fatih gemimiz önümüzdeki aylardan itibaren aynı sahada yeni bir kuyuda sondaja başlayacak. Elimizdeki tüm veriler, önümüzde keşfedecek çok daha zengin kaynaklar bulunduğunu gösteriyor.
Türkiye bu zenginlikleri ne yapacak? Bölgemizdeki kimi ülkeler gibi bunları har vurup harman savuracak, götürüp Avrupa ve Amerika’nın kasasına akıtacak değiliz. Bu zenginlikleri 81 vilayetimizin tamamını, 83 milyon vatandaşımızın her birinin refahı, kalkınması ve geleceği için kullanacağız. Türkiye bu noktaya kolay gelmedi. Bizim dedelerimizin ömrü cephelerde savaşarak geçti. Bizim babalarımızın ömrü harap haldeki bir ülkenin tüm yükünü omuzlayarak yokluk ve baskı altında geçti. Bizim ömrümüz hem hak ve özgürlüklerin alanını genişletmek, hem şehirleri ve ülkemizi geliştirme mücadelesiyle geçti. Bugün ortaya yaşa ulaşan evlatlarımız nispeten daha iyi bir şartlarda hayat sürüyor. İnşallah torunlarımıza hayal ettiğimiz büyük ve güçlü Türkiye’yi miras bırakacağız. Gençlerimizin gözünde bu heyecanı, bu ışığı, bu kararlığı görüyorum. Hali hazırda yürüttüğümüz bu mücadeleyi başarıya ulaştırdığımızda inşallah hep birlikte geleceğimize daha bir güvenle bakacağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından mevcut İl Başkanı İbrahim Halil Erkan’ın yeniden aday gösterildiği seçimde tek listeyle seçime gidildi.