Prof. Dr. Hasan Çukur, atmosferin aşırı derecede ısınmasına bağlı olarak dolu, sağanak yağış ve kum fırtınası gibi hava olaylarının yaşandığını belirttti.
Geçen günlerde Ankara’da yaşanan kum fırtınasının yüksek sıcaklık neticesinde oluşan termik alçak basınç etkisi nedeniyle oluştuğunu kaydetti.
Sanayi devriminden bu yana kullanılan fosil yakıtlara dayalı olarak dünyadaki ortalama sıcaklığın 1 ile 1.5 santigrat derece arttığını söyleyen Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Çukur, Türkiye’de de son dönemde yüksek basınç şartlarının egemen olduğunu belirtti. Yurt genelinde, Afrika’nın kuzeyinde büyük sahradaki kontinental tropikal (cT) hava kütlesinin etkili olduğunu anlatan Prof. Dr. Çukur, bunun kuru karakterli, sıcaklık değerleri yüksek bir hava kütlesi olduğunu dile getirdi.
Çukur, “Sanki çöl sıcaklıkları buraya doğru taşındı diye ifadeler duyuyoruz. Çünkü yüksek basınç sahasındayız. Bu nedenle hava çok sakin, rüzgarsız, bunaltıcı ve cT hava kütlesi egemen. Eğer alçak basınç şartları oluşsaydı; nem, sıcaklık ve basınç değerleri farklı hava kütleleri buraya sokulacağı için hava rüzgarlı ve belki de cephesel yağışların olduğu hava olaylarını yaşardık” dedi.
Orta Atlantik’ten/Azorların üzerinden gelen yüksek basınç sahasının ağustos ve eylül ayının ilk yarısı boyunca tüm Akdeniz çanağını ve Anadolu’yu kapladığını anlatan Prof. Dr. Hasan Çukur, buna bağlı olarak sıcaklık değerlerinin yüksek seyrettiğini dile getirerek şu bilgileri verdi:
“Azor yüksek basınç sahası, alanını daraltınca, hava sıcaklıkları değişmeye başlayacak ve sıcaklık değerleri düşecek. Böylece cephesel yağışlar almaya başlayacağız. Kuzey Atlantik Salınımı (KAS) ağustos ve eylülde pozitif seyrettiği için yüksek basınç şartları egemen ve bunaltıcı sıcaklar yaşamaya devam edeceğiz. Dünyamız güneşin etrafında 1 tur yaparken, 4 mevsimi yaşıyoruz.
Bunun dışında yaşadığımız doğal ortam ve atmosfer şartlarını etkileyen, dünyanın yaptığı presesyon/baş sallama hareketi mevcut. Bu hareketin toplam 1 periyodu 26 bin yıldır. Yani 13 bin yıl sıcak (interglasiyel-buzul arası) dönem, 13 bin yıl ise soğuk (glasiyel-buzul) dönem yaşanmaktadır. Dünya ortalama sıcaklığı 4-5 derece düşerse soğuk/buzul döneme geçilir. Şu anda sıcak/interglasiyel dönemdeyiz. Son jeolojik dönemde 4 defa buzul-soğuk ve buzul arası-interglasiyel-sıcak dönem yaşanmıştır. Yani çok uzun periyotlar halinde 13 bin yıl+13 bin yıl dünyanın genel ortalama sıcaklığı buzul dönemi ve sıcak dönem olarak insan faaliyetlerinden istisna olarak değişmektedir.”
DOLU YAĞIŞLARINDA YÜZDE 500 ARTIŞ
Hava ve deniz suyu sıcaklığının ortalama değerlerin üzerinde seyretmesinin sağanak, dolu, hortum ve tropik fırtına benzeri olayları tetiklediğini belirten Prof. Dr. Hasan Çukur, son 20 yıllık dönemde dolu yağışlarında yüzde 500 gibi bir artışın söz konusu olduğuna dikkat çekti. Çukur, geçen günlerde Ankara’da yaşanan kum fırtınasının yüksek sıcaklık neticesinde oluşan termik alçak basınç etkisi nedeniyle oluştuğunu söyleyerek, şöyle devam etti:
“Bir gram su ortamdan buharlaşırken yaklaşık 650 kalori ısı alır. Oluşan su buharının yağışa dönüşebilmesi için; gaz fazından tekrar sıvı hale gelmesi lazım ki yağıştan söz edelim. Zeminde 1 metrekareye 1 mm yağış düştüğünde yaklaşık 1 kg’lık yağış düşmüştür. 1 gün içerisinde düşen yağış 10, 50 hatta 100 milimetre veya 100 kilogram olabilmekte. Az önce 1 gram suyun buharlaşırken 650 kalori ısı aldığını belirtmiştim. O halde örneğin bir günde 1 metrekareye 10 milimetre veya 10 kilogram yağış düşmüş olsa; 6 milyon 500 bin kalorilik bir enerji açığa çıkmakta.
Bu değeri yağışın olduğu bütün alan için düşünürseniz ne kadar büyük bir enerjinin yağış esnasında açığa çıktığını tasavvur edebilirsiniz. İşte bu açığa çıkan enerji, bulutların ani yükselmesine ve dolulu yağışlara, şiddetli sağanaklara yıl açmaktadır. Yağış esnasında, yağmur bulutunun içinde açığa çıkan bu gizli ısı nedeniyle, su tanesi yukarı çıkarken donar ve buz haline gelebilir. Aşağı düşüşü sırasında küçük yağmur ve buz kristalleri ile birleşip büyüyerek ceviz büyüklüğünde, yumruk büyüklüğünde dolular haline gelebilmektedir. Son 20 yıllık dönemde dolu yağışlarında yüzde 500 gibi bir artış söz konusu.
Konya, Karaman gibi kurak bölgelerde bu belirtilen nedenlerle ani alçak basınç sonrasında oluşan hava sirkülasyonu; ortamda ne varsa alır yükseltir ve kum fırtınası oluşturur. Geçen günlerde Ankara’da oluşan benzer bir hava olayıdır. Derin bir alçak basınç varsa hortumdan da söz edebiliriz. Olayın oluştuğu yere göre yaşanan meteorolojik olayın adı, seyri ve şiddeti değişebilmektedir. Atmosfer aşırı derecede ısındığı için bunları yoğun şekilde yaşıyoruz. Uzun süreli bakıldığında bunlar beklenen hava olaylarıdır. Yaptığımız bir çalışmaya göre Karadeniz bölgesi hariç yağışlı gün sayılarında bir azalma söz konusu. Bunun bir sonucu olarak da normal yağışlarda azalma; çok şiddetli sağanak yağışlarda artış gözlenmektedir. Maalesef enerjinin fazla olması, sıcaklık artışı nedeniyle şiddetli sağanak yağışları daha fazla görmeye başladık.”