Bilal Boztosun “Kalp yetmezliği genellikle altta yatan başka hastalıklar sonucu gelişir. Erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülen kalp yetmezliğine ilerleyen yaşla beraber daha sık rastlanır”.
Nefes darlığı, çabuk yorulma gibi şikayetler genellikle solunum yolu hastalıkları ile ilişkilendirilirken kalp hastalıkları gözardı edilebiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bilal Boztosun “Kalp yetmezliği genellikle altta yatan başka hastalıklar sonucu gelişir. Erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülen kalp yetmezliğine ilerleyen yaşla beraber daha sık rastlanır. En sık karşılaştığımız belirtiler; nefes darlığı, çabuk yorulma, halsizlik, ödem, iştahsızlık, öksürük, karında şişlik, çarpıntı, bayılma olarak sayılabilir” dedi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bilal Boztosun, kalp yetmezliğinin altında başka hastalıklar olduğunu belirterek önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Boztosun, kalbin vücudun ihtiyacı olan kanı pompalayamaması durumuna kalp yetmezliği denildiğini belirterek “Bu durum kalbin yeterince kasılamaması sonucu gelişebileceği gibi kalp kasının yeterince genişleyememesi nedeniyle de meydana gelebilir. Her iki durum da doku ve organların oksijenlenememesi yani beslenememesi ile sonuçlanır” dedi.
“DİYABET, HİPERTANSİYON, ANEMİ RİSKİ ARTIRIYOR”
Kalp yetmezliğinin altında başta hipertansiyon olmak üzere birçok hastalığın yattığına değinen Prof. Dr. Boztosun sözlerine şöyle devam etti: “Kalp yetmezliği genellikle altta yatan başka hastalıklar sonucu gelişir. Bu hastalıklar arasında; kalp damar hastalığı, kalp krizi, kalp kapak hastalığı, ritim bozukluğu, hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp kası iltihabı (miyokardit), akciğer hastalıkları, obezite ve hatta kansızlık (anemi) bulunur.
Kalp yetmezliği gelişmesinde genetik nedenler de önemli rol oynar. Örneğin ailesinde kalp yetmezliği öyküsü olan insanlarda kalp yetmezliği gelişmesi riski daha yüksektir. Erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülen kalp yetmezliğine ilerleyen yaşla beraber daha sık rastlanır. Kalp yetmezliği 65 yaş üstü bireylerde en yaygın hastaneye yatış nedenlerinden birisidir. Fakat genetik veya doğumsal kalp hastalıklarına bağlı gelişen kalp yetmezliklerinde hayatın erken evrelerinde de kalp yetmezliği semptomları gelişebilir.”
ÖDEMLE BİRLİKTE BU BELİRTİLERE DİKKAT
Prof. Dr. Boztosun, kalp yetmezliğinin erken evrelerinde kalp ve dolaşım sisteminin hastalığın üstesinden gelebilmek için birtakım değişikliklere gittiğine işaret ederek, belirtileri şu şekilde açıkladı: Mesela kalp normalden daha geniş hale gelir, nabız artar ve kan damarları daralır. Ne yazık ki bu çabalar bir süre sonra hastalığın daha ağır hale gelmesine neden olur. Sonuç olarak kalp kaotik ve ölümcül bir döngünün içerisine girmiş olur.
Ancak ciddi bir sağlık problemi olan kalp yetmezliğinde erken tanı ile hem yaşam beklentisi hem de hayat kalitesi arttırılabilir. Kalp yetmezliğinin belirtileri hastalığın şiddeti ile orantılı olarak artar. En sık karşılaştığımız belirtiler; nefes darlığı, çabuk yorulma, halsizlik, ödem, iştahsızlık, öksürük, karında şişlik, çarpıntı, bayılma olarak sayılabilir. Kalp yetmezliğinde görülen ödem kalbe giren ve çıkan kanın yavaşlamasına bağlı olarak bu kanın vücudun farklı bölgelerinde birikmesi sonucu oluşur. Bu durum bacak ve ayak bilekleri ile karında şişlik ve hatta akciğerlerde sıvı birikmesi olarak karşımıza çıkabilir. Ancak tek ödem nedeninin kalp yetmezliği olmadığı; böbrek, karaciğer, tiroit hastalıklarında ve hatta beslenme bozukluklarında dahi ödem gelişebileceği akılda tutulmalı.
“SPOR ESNASINDAKİ ŞİKAYETLERİ CİDDİYE ALIN”
Kalp yetmezliği evrelemesi yapılırken hastanın şikayetlerinin göz önünde bulundurulduğunu belirten Prof. Dr. Boztosun, şu bilgileri verdi: Mesela egzersiz ile gelişen şikayetleri olan bireyler henüz hastalığın erken evrelerinde olup, istirahatte dahi semptomları olan hastaların ileri evre kalp yetmezliği olduğu söylenebilir. İleri evre kalp yetmezliği olan bireylerin hem hastaneye yatış sıklığı hem de ölüm riskleri daha yüksektir.
Kalp yetmezliği tanısı konulabilmesi için kişinin hekim tarafından ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerekir. Kalp yetmezliği belirtileri nedeniyle kliniğe başvuran hastanın ayrıntılı hikayesi ve fizik muayenesi yapılır. Genellikle ekokardiyografi (EKO) dediğimiz kalbin ultrasonografik olarak değerlendirilmesi sonucu kesin tanı konulur. Ekokardiyografi ile kalp yapısı ve fonksiyonları değerlendirilebilir. Ayrıca bu yöntem ile kalp yetmezliği dışında benzer şikayetlere neden olabilecek durumlar da araştırılabilir.
“TEDAVİ EDİLMEZSE ÖLÜME KADAR GÖTÜREBİLİR”
Prof. Dr. Boztosun, tedaviye yönelik ise şu değerlendirmede bulundu: Tanı alan hastaların ivedi ile tedavi edilmesi gerekir. Tedavideki amaç doku hasarının önüne geçmek ve kalp yetmezliği belirtilerini ortadan kaldırmaktır. Tedavinin ilk basamağını altta yatan nedenlerin ortadan kaldırılması ile yaşam şekli değişikliği oluşturur. Bu bağlamda hastaların tuz alımlarını kısıtlamaları, düzenli egzersiz yapmaları, sigara ve alkolden uzak durmaları, kilo kontrolü yapmaları tavsiye edilir. Kalp yetmezliği hastalarının durumları ve altta yatan nedenleri göz önünde bulundurularak ilaç veya cerrahi tedavi seçenekleri düşünülebilir. Kalp yetmezliği tedavi edilmediği takdirde ölümcül ritim bozuklukları, akciğer ödemi, böbrek ve karaciğer bozuklukları ve hatta ölüm ile sonuçlanabilir.