Muğla’nın Bodrum ilçesinde, dalgıçların çektiği fotoğraflarda, sahildeki ince kumların dalgalarla gitmemesi için denizin dibine duvar örüldüğü ortaya çıktı.
Bodrum Kent Konseyi Başkanı Arif Yılmaz, “Daha henüz ‘kıyıların ilk 50 metresi kamuya açıktır’ konusunun tartışması bitmemişken, bu konunun gereği yapılmamışken, denize sıfır kaçak yapılaşmalar oraya çıktı. Bazı yerlerde kumsallar yaratmak için denizin dibine duvar yapıldığını görüyoruz” dedi.
Bodrum Kent Konseyi, Bodrum Belediyesi ile birlikte yürütülen ‘Denizden Bakış Projesi’ kapsamında, denizde dalgıçlarla birtakım kontrollerde bulundu. Yapılan keşif dalışlarında, sahildeki ince kumların dalgalarla beraber denize geri gitmemesi için denizin dibine duvarlar örüldüğü görüldü.
Bodrum Kent Konseyi Başkanı Arif Yılmaz, “Daha henüz ‘kıyıların ilk 50 metresi kamuya açıktır’ konusunun tartışması bitmemişken, bu konunun gereği yapılmamışken, denize sıfır kaçak yapılaşmalar oraya çıktı. Denize sıfır yapılaşma konusunun gereği yapılmadığı için iskelelerde kaçak yapılaşmalar çıktı. İskeleler amacından saptı ve iskeleler iş yerine dönüşmeye başladı.
Bu da yetmedi, şimdi denizin dibine duvarlar ve dolgular yapılmaya başlandı. Bazı yerlerde kumsallar yaratmak için denize dolgu yapıldığını görüyoruz. Bir an önce yetkililerin el atması lazım. Kıyıların kamuya açık olması ve iskelelerin yasada belirtildiği gibi bir tek güneşlenme amaçlı olarak yapılabilmeleri iş yerine haline getirilmemeleri lazım; ancak bunların hiçbiri olmuyor. Deniz çayırlarının (posidonia) üzerini çeşitli dolgu malzemeleriyle örtmenin acısını çok sonra çekeceğiz. Denizi görmeye başladıkça, o kokular burnumuza gelmeye başladıkça çok pişman olacağız. Turizmi tabi ki yapalım ancak sürdürülebilir bir turizm yapalım” dedi.
‘MİLYONLARCA HAKSIZ KAZANÇ ELDE EDİLİYOR’
Denizin dibine ‘kum tutucu’ diye tabir edilen set olaylarının, deniz dalgalarıyla gelen ince kumların geri kaçmasını engellemek için yapıldığını belirten Yılmaz, “Burada yapılan denizin dibine duvar örüp, içine de dışarıdan malzeme doldurma olacak şey değil. Dışarıdan malzeme doluyorsa demek ki oranın doğal yapısından hoşlanılmıyor. Ya taşlıktır ya posidonia çayırları vardır.
Devasa iskeleler iş yeri haline getiriliyor. Artık öyle bir hale geldi ki kıyıda yapılan inşaatın hafriyatı denize dökülüyor ve daha sonra bu dolgunun üstü düzeltilerek orada işlem yapılıyor. Ve bu işlemleri yapanlar daha sonra gidip Mal Müdürlüğü’nden buraları kiralamaya kalkıyorlar. Bunlara önlem almadığınız zaman 10 binlerce kamyon hafriyat taşımıyor, milyonlarca haksız kazanç elde ediliyor ve yapanın yanına kar kalıyor” diye konuştu.