İzmirli kadın girişimci Aslıhan Özşahin, 2 kovanla arıcılığa başladı, kovan sayısını 2 yılda 200 kovana ulaştı çıkardı.
Seferihisar ilçesi Turgut Mahallesi’nde yaşayan ve kamuda sağlık personeli olarak çalışan Aslıhan Özşahin, bağışıklığı düşük olan oğlunun bağışıklığını artırmak için 2 kovanla arıcılığa başladı. Zaman içinde arılarla ilgilenmekten büyük bir keyif aldığını fark eden Özşahin, her geçen gün kovan sayısını artırdı. Tanıdıklarının kendisinden doğal bal istemesiyle birlikte satış talebi de alan Özşahin, iki yıl gibi kısa bir sürede kovan sayısını 200’e çıkardı.
Kurduğu arıcılık firması ile işini büyüttü. Arıcılık yapmanın öncelikle sevgi ve emek gerektirdiğini ifade eden Özşahin, “Bu iş aynı zamanda ciddi bir fiziksel güç gerektiriyor. İçinizden bir Zeyna çıkıyor diyebilirim. Arı sokuyor, ciddi efor sarf ediyorsunuz ama işin içine girince ve gerçekten sevince hepsi geride kalıyor” dedi. “Balımız kovandan alındığı anda tükeniyor” diyen Özşahin’in şimdiki hedefi ise yurt dışı pazarına açılmak.
‘KADINLARI SAHAYA DAVET EDİYORUM’
Kadınlara örnek olduğunu ve bu alanda onların da başarılı olabileceğini her fırsatta kendilerine hatırlattığını ifade eden Aslıhan Özşahin, “Kamu personeliyim ve iki tane harika çocuğun annesiyim. Arıcılık yapıyorum iki kovanla başladığım arıcılığı 2 yılda 200 kovana çıkardık. Oğlum çok fazla hasta oluyordu ve antibiyotik alıyordu. Sağlıkçı olduğum için antibiyotik kullanmasını istemiyordum.
İki kovan koyarak onun balını almak istedim ve arıcılık yapmaya başladım. Biz daha sonra küçük bir firma, bir işletmeye dönüştük ve ben bu durumdan dolayı çok mutluyum. Arıcılığa başladığımdan beri kadınlardan çok geri dönüş alıyorum. Kadınlara bu konuda örnek olmak istiyorum ve örnek de alıyorlar. Eşleri de baştan karşı çıksa da sonradan destek olmaya başlıyorlar. Kadınları sahaya davet ediyorum” dedi.
‘UCUZA SATILAN BAL KALİTELİ OLAMAZ’
İyi bir balın nasıl olması gerektiğini anlatan Özşahin ilk önceliğin güven olduğunu belirtip, “Öncelikle aldığınız yere güvenmeniz gerekiyor. Biz ballarımızı laboratuvara göndererek, analiz yapılmasını sağlıyoruz. Üretici olarak ‘Benim balım çok güzel’ desek bile söz uçar yazı kalır. Biz yapılan analizleri balın yanında müşterilerimize gönderiyoruz.
Müşteriler bu durumdan çok memnun ve müşteri müşteriyi çekiyor. Balın iyi olup olmadığını anlamak ciddi bir analiz istiyor. Kokusu ve kıvamı müşteriye gerçek olup olmadığını hissettiriyor.10 liradan, 20 liradan bal satılıyor ona ben kaliteli bir bal diyemem. Balın sınırı yok ama süzmenin fiyatı en az 50 liradan, 60 liradan başlamalı” diye konuştu.
‘SAHTE BAL ÜRETİCİLERİN BELİNİ BÜKTÜ’
Türkiye’de arıcının en çok sorun yaşadığı konulardan biri olan bal şurubu kullanımının üreticiyi zor durumda bıraktığını vurgulan Özşahin sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından yasaklanan bal aromalı şuruplar bittikten sonra balcının yüzü gülecek. Bakanımızın kapısı bizlere sonuna kadar açık. Arıcılar hakkında güzel projeleri var. Bal şurubu tamamen şekerden yapılıyor, balla ilgisi yok. Ne yazık ki ülkemizde piyasadaydı. Bu da maalesef ülkemizdeki gerçek bal üreticilerinin belini büktü. Kullanılan bu şurup fiyatları düşürdü. İnsanlar ne aldıklarını bilmediler. Bakanlık tarafından tamamen yasaklandı inşallah güzel olacak. Arıcılık yapanlar emeğinin karşılığını alacak.”
SÜZME VE PETEK BAL ARASINDAKİ FARKI ANLATTI
Petek baldaki enzimlerin insan sağlığı için çok faydalı olduğunu belirten 2 kovanla arıcılığa başlayan, kovan sayısını 2 yılda 200 kovana ulaştıran Özşahin, “Süzme ve petek bal biraz daha müşterinin isteğine bağlı olarak değişiyor. Ben kesinlikle petek balcıyım. Süzme balı da severim ama petek balın içindeki enzimler de vücudumuza girdiği için daha faydalı. Midenizden tutun bağırsaklarınıza kadar tüm sindirim sisteminize faydalı. Petek balı kovandan alıyoruz ve kesip gönderiyoruz. Süzme balı ise petek halinden özel makinelerle süzme haline getiriyoruz. Kolay tüketildiği için özellikle çocuklar için süzme bal tercih ediliyor” diye konuştu.