Çocukluğundan bu yana kilim dokuyan 58 yaşındaki Gülşen Yoldaş, kilimler üzerindeki her sembolün şifre niteliğinde olduğunu ifade etti.
Yoldaş “Kadınlar sessiz çığlıklarını, isteklerini, arzularını, sevinçlerini, ölümlerini, acılarını kilime yansıtıyorlar. Kilime bakan kişi, dokuyanın ne demek istediğini, o desenlerin hangi şifreleri barındırdığı hemen anlaşılıyor” dedi.
Sivrihisar Belediyesi, geçmişi yüzyıllara dayanan kilim dokuma geleneğinin yaşatılması için yöreden topladığı en az 100 yıllık kilimleri bir araya getirerek, Türkiye’nin ilk uygulamalı Kilim Müzesi’ni kurdu. Oluşturulan müzede kilimlerin sergilenmesinin yanı sıra özellikle kilim sanatını gelecek nesillere taşımak için müze içindeki tezgahlarında kadınlara özel kurslar veriyor.
Sivrihisar Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü, müzedeki kilimlerin her birinin farklı hikayesi ve anlamı olduğunu söyledi. Geçmişten gelen değerleri geleceğe taşımak için böyle bir müze kurduklarını ifade eden Yüzügüllü, “Bizim çok farklı değerlere sahip bir geçmişimiz var. Biz geçmişteki bu değerlerimize sahip çıkmazsak, şöyle bir atasözü var. ‘Geçmişini bilmeyenin geleceği olmaz’ derler. Biz de bu yüzden geçmişteki değerleri kadınlarımızın annelerimizin, ninelerimizin göz nuru emeklerini geleceğe taşımak için oluşturduğumuz bir müzedir burası. Bu müzemizde 150 – 200 yıllık kilimlerimiz bulunmakta. Çeyizleri için hazırladıkları, pazarda satmak için hazırladıkları birçok kilimimiz mevcut elimizde. Öğrenmek isteyen kadınlarımız için de burada atölyesini de oluşturduk. Burada hem kilim sergilenecek, hem kilim dokunacak, hem de gelen misafirlerimiz isterlerse satış reyonundan satın alabilecekler” dedi.
‘HER SEMBOLÜN AYRI BİR ANLAMI VAR’
Çocukluğundan bu yana kilim dokuyan Sivrihisarlı Gülşen Yoldaş (58), kadınların o dönemlerde tüm duygularını kilimlere işleyerek anlattığını söyledi. Her sembol ve rengin ayrıca bir anlam taşıdığını ifade eden Yoldaş, “Kadınlar sessiz çığlıklarını, isteklerini, arzularını, sevinçlerini, ölümlerini, acılarını kilime yansıtıyorlar. Kilime bakan kişi, dokuyanın ne demek istediğini, o desenlerin hangi şifre olduğunu hemen anlıyor. Evlenmek isteyen genç kızın simgesi vardır. Evlenmek isteyen erkeğin simgesi vardır. Gelin ise kilimin saçakları saç örgüsü örülür ve paralar takılır. Ejderha kötülüğün simgesidir. Eğer o ejderha kilimin yan tarafına dokunduysa düşmanı dışarıdadır, ona bir kötülüğü dokunmaz ama kilimin ortasına dokuduysa düşman evinin içerisine girmiştir, her an ona kötülük yapabilir” dedi.
KİLİMLERDEKİ RENKLERİN ANLAMLARI
Renklerin o dönemki kadınların duygularını anlattığını kaydeden Yoldaş şunları söyledi:
“Pembe baharın, sevdanın simgesidir. Kırmızı, kederin acının simgesidir ama bazı bölgelerde kırmızı acı keder simgelemeyebilir. Beyaz doğumu simgeler. Doğarsın kundağa sarılırsın, ölürsün kefene sarılırsın. İkisi de beyazdır. Yeşil en doruk yerdir. Tasavvufta Allah’a kavuşmanın rengidir yeşil ama ailede de mutluluğun simgesidir.”
Müzenin sorumlusu ve usta öğreticisi Zeynep Duralı da, müzede yer alan kilimlerin çok değerli olduğunu söyledi. Müzeye gelenlerin gezmelerinin yanı sıra kilim dokuma kursu da alabildiklerini belirten Duralı, “Müzemizde şu anda 100 yaşından aşağı kilim yok ve tamamen Sivrihisar yöresine ait kilimler. Burada amaç sadece gezip görmek değil, aynı zamanda merak edenlere uygulamalı olarak göstermek. Dokumayı öğrenmek isteyenlere hem dokutup, hem öğretip hem de ürettiklerinin satışlarına yardım etmek amacımız” dedi.
‘KALE DOKUNAN KİLİMLE FETHEDİLDİ’
Kilim dokumanın çok zevkli bir sanat olduğunu anlatan Duralı, başlayanların kolay kolay vazgeçmediğini ifade etti. Eski dönemlerde Sivrihisar ilçesindeki bir kalenin, çoban bir kızın dokuduğu kilim sayesinde fethedildiğini anlatan Duralı, “Geçmiş dönemlerde Sivrihisar kalesi Bizanslıların eline geçiyor. Türkler ne yapıp etseler de bir türlü kaleyi ele geçiremiyorlar. Bir Türk kızı, kalenin etrafında hayvanlarını otlatıyor. Bunu gören Türk komutanı ‘kızımıza bir kilim dokutalım, bu kilimde kullanması için ona desenlerden bir takım şifreler verelim, o da sürüsünü kaleye yakın otlatsın esir düşsün ve içeride olanı biteni kilimine dokusun. Biz ancak böyle fethedebiliriz kaleyi’ diyor. Kız esir düşüyor, kilimi dokuyor ve surlardan aşağıya atıyor. Türk askerleri bu kilimi alıp şifreleri çözüyor ve kaleyi fethediyorlar. Beş bacalı denilen kilim sayesinde kale Türklere geçiyor.” dedi.