Bilinçsiz klima kullanımının, günümüzde birçok hastalığa neden olabildiğini belirten uzmanlar bu hastalıkların başında ani ısı değişimlerinin yol açtığı enfeksiyon hastalıkları ve klima bakımlarının düzenli yapılmaması nedeniyle ortaya çıkan alerjik hastalıklar geldiğine dikkat çekiyor.
Covid-19 pandemisinde klimaların dikkatli kullanılmasının önemi bir kez daha gündeme geldi. Genellikle ortamın aşırı soğutulmasının bilinçsiz kullanımının bir işareti olduğunu vurgulayan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Şirin Yurtlu Temel, “Aşırı soğuktan sıcağa çıkan ya da aşırı sıcaktan soğuğa çıkan insanların vücutlarındaki ısı değişimleri, bağışıklık sisteminde kargaşaya neden olup zaten kendilerinde bulunan bakteriler ve etraftaki virüsler için fırsat yaratmaktadır. Bunu hastalarımızda üst solunum yolu enfeksiyonu ve hatta zatürre olarak görmekteyiz” dedi.
ORTAMI SIK HAVALANDIRMAYI UNUTMAYIN
Klima kullanırken özellikle dikkat edilmesi gerekenin oda ısısının normalleştirilmesi olduğunu ifade eden İstinye Üniversite Hastanesi Liv Hospital Bahçeşehir’den Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Şirin Yurtlu Temel, aşırı soğutmadan mutlaka kaçınılması gerektiğinin altını çizerek şu uyarılarda bulundu:
“Yıllık bakımlarının yapılması ve filtrelerinin düzenli temizlenmesi gerekmektedir. Bütün bunlara dikkat edilse bile, klimalı ortamda ısı kaybını engellemek için yapılan havalandırma eksikliği, özellikle günümüzde daha çok dikkat edilmesi gereken bir noktadır. Kullanılan ortamlarda mevcut havanın sıklıkla değiştirilmesi için havalandırma yapılması şarttır. Ancak maalesef soğutmayı sağlarken havalandırmayı da düzenli aralıklarla yapmamak, kolaylıkla gözden kaçırılan önemli bir hatadır.”
EVDE BİLE RİSKLİ OLABİLİR
Ortama dışarıdan sürekli farklı insanlar geldiğinde ve hava hacmine göre kişi sayısı ayarlanamadığında tehlike yaratabileceğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Şirin Yurtlu Temel, “Evde bile özellikle COVID-19 riski düşünüldüğünde hastalığının farkına varmayan taşıyıcı bireylerin olabileceği düşünülerek mutlaka ortam havalandırmasına dikkat etmek gerekir. COVID-19 dışında üst solunum yolu enfeksiyonlarının viral etkenleri de klimalı ortamı fırsat bilmektedir. Virüsler ortamda kişiden kişiye geçebilen hastalık etkenleridir. COVID-19’un farkı ise çok çabuk bulaşabilen ve ölümcül sonuçlar doğurabilen bir virüs olmasıdır. Bu nedenle pandemi döneminde olduğumuz bu günlerde klima kullanımına daha çok dikkat edilmesi gerekir” diye konuştu.
HALI TOZLARIN HAVALANMASINA NEDEN OLUYOR
Alerjisi olan kişilerin ve astım hastalarının klima kullanımına ekstra özen göstermesi gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Şirin Yurtlu Temel, şöyle devam etti: “Ortamdaki havayı hareketlendirir ve bir akım yaratır. Bu durum klimanın bakımları ve filtre temizlikleri düzenli yapılmış olsa bile ortamdaki tozun havalanmasına neden olmaktadır. Özellikle halı ile kaplanmış veya toz temizliği yeterince yapılmamış yerlerde akarların havada sirkülasyonuna neden olmaktadır. Havada uçuşmakta olan ev tozları alerjik kişilerde hapşırık, öksürük, burun akıntısı, gözlerde yaşarma, gözlerde sulanma, nefes darlığına neden olabilmektedir. Bu durumda alerji tedavisini artırmak gerekmektedir. Tedavi edilmeyen alerji hastalarında oluşan üst hava yollarındaki ödem ise bakteriyel ve viral enfeksiyonlara daha çabuk yakalanmalarına neden olabilmektedir. Alerjik astımlı kişilerde de klimalı ortam, çok daha dikkatli olunması gereken bir durumdur.”
HAVUZ, HAMAM VE SAUNALAR RİSKLİ YERLER
Lejyoner hastalığı (klima hastalığı) konusunda da bilgilendirmede bulunan Dr. Öğr. Üyesi Şirin Yurtlu Temel, hastalığa yol açan ‘legionella pneumophila’ adı verilen bakterilerin klimalı ortamların yanı sıra hamam, sauna, jakuzi, havuz, duş gibi sulu ve nemli ortamlarda solunum yoluyla bulaştığını ifade etti.
Lejyoner zatürresinin bazen çok ağır seyreden ve yoğun bakım ihtiyacı oluşturabilen, hatta hayati risk taşıyan bir tablo olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Şirin Yurtlu Temel, “Lejyoner hastalığına yakalanmış bir hastaya mutlaka uzman bir doktorun müdahalesi şarttır. Aslında her gün karşılaşılan bu bakteri, bağışıklık sistemi güçlü olmayan kişilerde, ilk olarak üst solunum yolu hastalığı olarak kendini gösterir, tedavi edilmediğinde de akciğere yerleşerek zatürreye sebep olabilir. Bu durum, kişiyi komaya kadar götürebilecek ciddi bir sürece yol açabilir” dedi.
KLİMA HASTALIĞININ BELİRTİLERİ COVID-19 İLE BENZİYOR
50 yaş üstündekiler, astım ve KOAH hastaları, bebekler ve çocuklar, kanser tedavisi gören hastalar, uzun süreli kortizon tedavisi görenler ve organ nakli olmuş kişilerin Lejyoner zatürresi açısından risk altında olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Şirin Yurtlu Temel, hastalığın Covid-19 ile nasıl ayırt edilebileceği konusunda şu bilgileri aktardı:
“Lejyoner hastalığı, klimatizasyon yani iklimlendirme yapılan ortamlarda havalandırmadan bulaşan bir enfeksiyondur. Bu enfeksiyonu biz hastalarımızda öksürük, halsizlik, ateş yükseliği, baş ağrısı, mide bulantısı, halsizlik ile görmekteyiz. Semptomları Covid-19’a çok benzediği için kişilerin kendisinin ayırt etme şansı pek yoktur. Covid-19 insandan insana bulaşan bir virüstür. Klima hastalığının (Lejyoner hastalığı) ise insandan insana bulaştığı görülmemiştir. Hastalığın akciğerlere girişi için saptanan en önemli yollar solunum cihazları, havalandırma sistemleri ve hastanelerde solunum yollarına uygulanan birtakım işlemlerdir. Dolayısıyla, klimaların bulunduğu büyük otel ve işyerlerinde çalışan kişiler ve sağlık personeli riskli gruplardır. Lejyoner hastalığı olarak bilinen ‘legionella pneumophila’ bakterisinin neden olduğu enfeksiyon da Covid-19’da olduğu gibi zatürreye yol açmaktadır. Tanısı için yapılması gereken özel tetkikler mevcuttur. Bu nedenle klimalı bir ortamda bulunup üstte saydığımız şikâyetleri olan hastaların mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurması gerekmektedir. Ancak hastane şartlarında yapılacak tetkikler ile Lejyoner hastalığı ve COVID-19 ayrımı yapılabilmektedir.”