Tarımla uğraşan Hıdır Güneş (46), babasından kalan ve 7 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olduğunu iddia ettiği bir avuç siyez buğdayı tohumunu çoğaltmak için çaba sarf ediyor.
Sandıklı’da tarımla uğraşan Hıdır Güneş, ağabeyinin eşinin babasına verdiği, babasının da ona verdiği 7 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olduğunu iddia ettiği buğday tohumunu çoğaltmak için çalışıyor. Önce bir avuç tohum ekerek 45 kilo tohum elde eden Güneş, bu 45 kiloluk tohumu da 6 bin metrekarelik tarlasına çocuklarının yardımıyla elle dikti. Filizlenerek büyüyüp başak veren buğdaylar, görenleri şaşkına çeviriyor. Bir tohum 18 ila 24 dal ile çoğalırken, bir başakta 100’ün üzerinde buğday yer alıyor. Su ve gübre istemeden yetişen buğdayın boyu 2 metreye yaklaşıyor.
‘SUNİ HİÇBİR ÇEŞİT GÜBREYİ KABUL ETMİYOR’
Hıdır Güneş, “Az ekilen ve çok verim veren bir ürün olarak gözüküyor. 6 bin metrekare alana 45 kilo tohum attım. Bu tohumu Şanlıurfa’da rahmetli babam yengemden almıştı. Biz de ondan aldık. 7 bin yıllık tarihi olduğu söyleniyor. Bir avuçtan yavaş yavaş üretimine başladık. Yetkililerin bu güzel ata tohumu üzerinde durmasını istiyorum. Bir kıvılcım her yere sıçrasın istiyorum. Bu çok su istemeyen bir mahsul. Suladığımız yerler kısa kaldı. Sulamadığımız yerler benim boyumda. Bu organik, suni, hiçbir çeşit gübreyi kabul etmiyor. Tamamen doğal. Tamamen toprağın dengesinde yürüyor. Su ile ilgisi yok. Bir tane tohum 17 ya da 18 dal veriyor. Bu her bir daldan da 7 ya da 8 başak oluyor” dedi.