Eskişehir’de Tekvando Milli Takım Antrenörü Dilek Karakuyulu’nun kızı Gülsena, 9 yaşında başladığı tekvando da, 12 yılda 134 madalya kazandı
Gülsena Karakuyulu, “Tekvandoya aslında hiç istemeyerek başladım. Annem verdiği hediyelerle tekvando sporunu bana sevdirdi. Annemin desteği ile buralara kadar geldim ve çok mutluyum” dedi.
Şehit Mustafa Türker İlkokulu’nda müdür yardımcılığı yapan ve aynı zamanda Tekvando Milli Takım Antrenörü olan Dilek Karakuyulu’nun 9 yaşından beri çalıştırdığı kızı Gülsena Karakuyulu, madalyalarına bir yenisini daha ekledi. Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi Öğretmenliği 3’üncü sınıf öğrencisi Gülsena Karakuyulu, son olarak katıldığı Portekiz’de düzenlenen 15’inci Avrupa Tekvando Poomsae Şampiyonası’nda ferdi kategoride Avrupa 3’üncüsü olarak 134’üncü madalyasını aldı.
“ANNEMİN DESTEĞİYLE BURALARA GELDİM”
Tekvandoya annesinin sayesinde başladığını ifade eden Gülsena Karakuyulu, şunları söyledi: “Yaklaşık 13 yıldır tekvando ile uğraşıyorum. 2014 yılından beri milli takım sporcusuyum. 9 Türkiye, 6 Avrupa ve 4 dünya ikinciliğim var. Uluslararası pek çok maçta da derecelerim var. Son olarak Portekiz’de düzenlenen 15’inci Avrupa Tekvando Poomsae Şampiyonası’nında ferdi kategoride Avrupa 3’üncüsü oldum. Tekvandoya aslında hiç istemeyerek başladım. Annem verdiği hediyelerle tekvando sporunu bana sevdirdi.
Annemin desteği ile buralara kadar geldim ve çok mutluyum. Her şampiyonluktan sonra o konumu korumak benim için daha çok önemli. Onun için ilerideki hedefim, aldığım şampiyonlukların devamını sağlamak ve başarımın üzerine başarı katarak ülkemi en iyi şekilde temsil etmek. Bu spora meraklı olanlar asla pes etmesinler ve onlara inanan insanların emeklerini boşa çıkartmamak için çalışsınlar. İnsanların hayallerinin peşinden koşmalarını istiyorum.”
“ANNESİ, ANTRENÖRÜ VE ÖĞRETMENİYİM”
Gülsena Karakuyulu’nun annesi milli takım antrenörü Dilek Karakuyulu ise kızı Gülsena’nın maçları sırasında çok heyecanlandığını belirterek, “Gülsena’nın hem antrenörü hem annesi hem de öğretmeni olarak rollerim var. Antrenmanlarda iyi bir sporcudur. Çalışmayı seviyor, azimli ve pes etmiyor. 9 yaşından beri sürekli her yıl müsabakalara girdi ve toplamda 134 tane madalyası var. Düşse bile düştüğü yerden kalkmayı biliyor. O yüzden beni çok zorlamıyor. Kızımdan çok memnunum. Maçlarda zaten antrenörü olarak hep arkasındayım. O orada görevini yapıyor ama ben arkada oturduğum yerde duramıyorum.
Heyecanla, ‘Şunu da yapsın, bunu da yapsın’ derken heyecanlanıyorum. Bir gün kalp krizi geçireceğim diye korkuyorum. Çıkıyor, maçını yapıyor ve yanıma geliyor. Sarılıyoruz, kucaklaşıyoruz. Güzel bir duygu. 19-22 Kasım tarihleri arasında kızım Portekiz’de Avrupa Şampiyonası’ndayken ben de aynı dönemde 19-24 Kasım tarihlerinde İran’ın Tahran şehrinde İşitme Engelliler Dünya Şampiyonası’nda antrenör olarak görev aldım. Bir ailede iki milli gururu beraber yaşadık. Milli takım adına yarışmaktan çok gurur duyduk” dedi.