Doç. Dr. Seher Karaman Erkul, ”Tuz Gölü Havzası’nda bugüne kadar yapılan bilimsel araştırmalar neticesinde dünyada eşi olmayan 72 farklı endemik bitki türü tespit ettik” dedi.
Aksaray Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Seher Karaman Erkul ile Doç. Dr. Mehtap Tekşen, Tuz Gölü’nün güney sınırlarında arazide endemik bitkileri inceledi. Doç. Dr. Seher Karaman Erkul, ”Tuz Gölü Havzası’nda bugüne kadar yapılan bilimsel araştırmalar neticesinde dünyada eşi olmayan 72 farklı endemik bitki türü tespit ettik” dedi.
Tuz Gölü‘nün güney sınırlarında Aksaray Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Seher Karaman Erkul ile Doç. Dr. Mehtap Tekşen ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Necati Gökçe, arazide endemik bitkiler üzerinde incelemede bulundu. Çalışmalarda 72 farklı endemik bitki türü tespit edildi. Dünyada sadece Tuz Gölü havzasında yetişen bitkilerin milli değerler olduğunu söyleyen Doç. Dr. Seher Karaman Erkul, “Tuz Gölünde yaklaşık 72 kadar endemik tür mevcut.
Endemik bitkiler özel habitatları çok seven bitkilerdir. Bu alanın bu derece zengin olmasının başlıca faktörlerinden birisi de bu, yıllardır üzerinde bulduğumuz bölgeden bilim dünyasına yeni türler tanıtılmakta. Son yıllarda Literatüre kazandırılan bu yeni türler özellikle halkımız ve bilim çevresi tarafından çeşitli kurumlar tarafından çok dikkat çekmekte. Halkımızın da bu anlamda çok bilinçli olması gerekiyor.
Çünkü bu endemik türlerimiz dünyada sadece kendi yöremizde yetişen bitkiler bizim milli değerlerimiz. Nesillerini koruma altına almak için bunları koruyabilmek için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerekiyor. Bu bağlamda Aksaray Üniversitesi olarak gerek bireysel, gerek Ankara Üniversitesi, Tarım ve Orman Bakanlığı ile ortak çalışmalar yürütmekteyiz” dedi.
‘BİZE HAS BİTKİLERİ KAÇIRIYORLAR’
Türkiye coğrafyasında bilimsel amaçlı olarak dahi bitki toplamak için gerekli yasal izinler almak gerektiğini belirten Doç. Dr. Seher Karaman Erkul, “Bilim insanları olarak biz bu izinleri alarak arazi çalışmaları yapıyoruz. Tabi burada kötü niyetli, özellikle yurt dışından gelen toplayıcılar bize has bitkileri toplayıp kendi ülkelerine götürmeye çalışabiliyorlar. Bunlar için konulmuş çok yüksek miktarda para cezaları mevcut.
Bu noktada da özellikle doğada bitki toplaması ya da hayvan toplaması yapan kişilerin mutlaka ne amaçla geldiğinin sorulması ve bu kişilerin yine halkımız tarafından hem de araştırmacılar tarafından gerekli mercilere şikayet edilmesi gerekiyor. Bu bölgede Türkiye’ye has Tuz Gölü’ne has bitkilerimiz yaşamakta” dedi.
‘NESLİ TÜKENMEKTE OLAN ENDEMİK BİTKİLERİ KORUMA ALTINA ALDIK’
Doç. Dr. Erkul, “Tuz Gölü’nde bulunan bu endemik bitkilerin bazılarının tür eylem planlarını yapılmış durumda buna örnek olarak tuz beğendi otunu örnek verebiliriz. Tehlike kategorisi oldukça yüksek kritik olan bir bitki koruma altına alınıyor, alınma önlemleri var. Bunun yanı sıra burada görmüş olduğumuz sentiora tuz gölü ensis bitkisini de Aksaray Üniversitesi’nden hocalarımız korunmasına yönelik çeşitli çalışmalar yapmakta. Bu bağlamda da çalışmalarımız devam ediyor. Bitkilerin korunmasına yönelik olarak türlerin yayılış popülasyonlarına bakarak tehlike durumu yüksek olan bitkilerle ilgili çeşitli kurumlarla ortak çalışmalar yürütmekteyiz” diye konuştu.
‘TIBBİ ALANLARDA KULLANILAN BİTKİLER VAR’
Tuz Gölü havzasında papatyagillere ait bir tür olduğunu, bu bitkinin de tıbbi alanlarda kullanıldığını belirten Doç. Dr. Mehtap Tekşen ise şunları söyledi:
“Papatyagillere ait bir türümüz olan hiyarasuyum tuzcul karakterde, tuzcul topraklarda yetişebilen endemik bir tür. Tuzcul karakterde olduğunu, yapraklarının etlenmiş ve tüylenmiş olmasından anlıyoruz. Çünkü bu alanlar çok kurak ve suyu az bulan bir alan. Bitkiler suyu depo ederek kendilerini buraya adapte etmeye çalışıyorlar. Türkiye’de adaçayı olarak bilinen ama çok fazla türü olan bu bitkiden çay yapılır ya da tıbbi alanlarda kullanılır. Tuz Gölü çevresinde tuzcul karakterde yetişebilen nadir türlerden birisidir.”