Yaşlıların kâbusu olan düşmenin hayati riskleri de beraberinde getirdiğini söyleyen Uzman Dr. Barış Doğukan Işıkoğlu, 50 yaş üzerindeki kişileri tehdit eden ve yaşla birlikte kas kütlesi ve gücünde azalma olarak tanımlanan sarkopeninin önlenebileceğini söyledi.
Güven Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Barış Doğukan Işıkoğlu sarkopeni ile ilgili bilgi verdi. Yaşlanma sürecinin kaçınılmaz bir parçası olan sarkopeninin etkilerini azaltmanın mümkün olduğunun altını çizen Işıkoğlu, “Sarkopeni, yaşla birlikte kas kütlesi ve gücünde azalma olarak tanımlanan bir durumdur. Bu durum genellikle 50 yaşın üzerindeki bireylerde görülmeye başlar ve yaşlanma sürecinin doğal bir parçası olarak kabul edilir. Sarkopeninin belirtileri arasında kas kütlesinde belirgin azalma, kas gücünde azalma ve çabuk yorulma, fiziksel aktivitelerde zorluk (merdiven çıkmak, ağır nesneler taşımak), denge kaybı ve düşme riski artışı ile genel olarak fiziksel performansta azalma bulunur. Bu belirtiler başlangıçta fark edilmeyebilir ancak zamanla daha belirgin hale gelir ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir” diye konuştu.
‘MENOPOZ SÜRECİ HIZLANDIRABİLİR’
Sarkopeninin başlıca nedenleri arasında yaşlanma, fiziksel aktivite eksikliği, yetersiz beslenme, hormonal değişiklikler ve kronik hastalıkların yer aldığının altını çizen Işıkoğlu, “Yaşlanma süreci doğal olarak kas hücrelerinin kaybına ve kas liflerinin incelmesine yol açar. Sedanter yaşam tarzı kas kütlesi kaybını hızlandırır. Ayrıca, protein ve diğer önemli besin maddelerinin yetersiz alımı kas sağlığını olumsuz etkiler. Özellikle erkeklerde testosteron seviyesindeki azalma, kadınlarda ise menopoz sonrası östrojen seviyesindeki düşüş sarkopeniye katkıda bulunabilir. Diyabet, kronik böbrek hastalığı ve bazı kanser türleri gibi kronik hastalıklar da kas kaybına neden olabilir” dedi.
‘DENGE EGZERSİZİ DÜŞME RİSKİNİ AZALTIR’
Sarkopeni ile mücadele etmek ve kas kaybını en aza indirmek için düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarının benimsenmesi gerektiğini vurgulayan Işıkoğlu, “Ağırlık antrenmanları, kas kütlesini artırmak ve gücü korumak için önemlidir. Haftada en az iki kez yapılması önerilir. Aerobik egzersizler, yürüyüş, koşu, bisiklet gibi kardiyo egzersizleri de genel sağlık için faydalıdır ve kas kaybını yavaşlatabilir. Yoga ve pilates gibi esneklik ve denge egzersizleri de düşme riskini azaltır. Kas kütlesini korumak için günlük olarak yeterli miktarda protein almak önemlidir.
Özellikle hayvansal protein kaynakları (et, balık, süt ürünleri) ve bitkisel proteinler (baklagiller, soya ürünleri) tercih edilmelidir. D vitamini ve kalsiyum, kas ve kemik sağlığı için kritiktir. Güneş ışığı, süt ürünleri ve takviyeler D vitamini kaynağı olarak önerilir. Ayrıca, antioksidanlar ve omega-3 yağ asitleri inflamasyonu azaltabilir ve kas sağlığını destekleyebilir. Balık, ceviz, keten tohumu ve çeşitli meyve ve sebzeler bu besinleri içermektedir” ifadelerini kullandı.